Önceki gün İzmir’de önemli bir buluşma yaşandı. AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar’ı akşam yemeğinde ağırladı. MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin’in ise gribal enfeksiyon rahatsızlığı sebebiyle toplantıya katılamadığı belirtildi.
Toplantıda İzmir’in yarım kalan önemli projeleri için ortak hareket etme kararı alındı.
Halkapınar-Otogar arasında yapılması planlanan Metro projesi, Bostanlı Balıkçı Barınağı, İZBAN’ın eksik kalan elektrifakasyon sistemi ve Buca Metrosu gibi pek çok proje gündeme geldi.
Dile getirilen projeler arasında İzmir’de çok tartışılan Körfez Geçiş Projesi’nin olması da dikkatimi çekti.
Ak Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, “Körfez Geçiş projesi prestij projemiz ve arkasında olduğumuz bir proje. Şu an ÇED aşamasında. Davalar henüz sonuçlanmadı. Engeller kalktığı süreç içinde bu proje yürüyecek” dedi.
***
Oysa bu projeye bilimsel meslek odaları başta olmak üzere İzmir’de çok çeşitli ve ciddi itirazlar var.
Hatta bu itirazlar sonucunda projenin ÇED olumlu kararının iptalini sağlayan bir mahkeme kararı da mevcut.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından İzmir’deki Körfez Geçiş Projesi için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada İzmir İdare Mahkemesi ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline karar verdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Mart 2017’de İzmir Körfezi’ni güney-kuzey yönünde geçmesi planlanan İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporunu onaylamıştı. TMMOB’nin açtığı yürütmeyi durdurma talepli davada İdare Mahkemesi 2017 yılı Ağustos ayında “Yürütmeyi Durdurma” kararı vermişti.
Daha sonra yine TMMOB tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığına karşı açılan davada, İzmir İdare Mahkemesi 30.10.2018 tarihli kararı ile projenin ÇED iznini tamamen iptal etti.
Mahkeme’nin iptal kararında şu vahim gerekçeler ifade edildi:
Otoyol ve Raylı Sistem Dahil İzmir Körfez Geçişi projesi ile ilgili projenin bulunduğu alana ilişkin 1/5000 ve 1/1.000 ölçekli imar planlarında gerekli değişikliklerin yapılmadığı,
İzmir Körfezi Geçişi Projesinin il ya da bölge düzeyinde bir planın stratejisi olarak üretilmemiş olması nedeniyle planlama ilke ve esaslarına uygun olmadığı, projenin kuzey aksının çok önemli bir doğa koruma alanı içerisinden geçtiği,
Bölgede uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış alanların ve farklı koruma statülerinin bulunduğu, güzergahın güney bölümünde de tescil altına alınmış koruma statülerinin ve korunacak tarım alanı olarak belirlenmiş bir kent bölgesinin yer aldığı,
Ekosistemde su sıcaklığının ve alanın denizle olan su alışverişinin değişeceği, bunun da flamingoların besin zincirinin en önemli halkasını oluşturan artemiaların bölgeden yok olmasına yol açabileceği ve bunun da sonuç olarak birbirine hassas dengelerle bağlı bir ekosistemin proje ile zarar görebileceği,
ÇED projesinde verilmiş olan jeolojik bilgilerin çok genel ve küçük ölçekli olduğu, projeye özel yeterli detay haritalama ve zemin etüd çalışmaları içermediği,
Projenin temelini oluşturan zemin bilgisiyle ilgili net bir bilgi olmadığı,
Batırma tünel ile geçiş yapılan İnciraltı bölümünün aktif fay hattı zonundan geçmekte olduğu ve bu kısımdaki bağlantı contalarının olası bir depremde beklenen yatay ve düşey deplasmanları tolere edebilecek kapasiteye sahip olup olmadığıyla ilgili raporda detay verilmediği,
Bütün bu gerekçeler dikkate alındığında, dava konusu “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
***
Bilimsel meslek odalarının karşı çıktığı, üstelik mahkemenin vahim gerekçelerle ÇED iznini iptal ettiği bu proje için de AK Parti, CHP ve İyi Partili Başkanlar ortak hareket etme kararı aldıysa, İzmir’i bu konuda hareketli ve ilginç bir süreç bekliyor demektir.