ÇED(Çevre Etki Değerlendirme) izni geçen yıl mahkemece iptal edilen “Körfez Geçiş Projesi”, AK Parti ve İYİ Parti İzmir İl Başkanları buluşmasında Körfez gündeme geldi. Ak Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, “Körfez Geçiş projesi prestij projemiz ve arkasında olduğumuz bir proje. Şu an ÇED aşamasında. Engeller kalktığı süreç içinde bu proje yürüyecek” dedi.
İzmir’in “Prestij Projesi” olarak lanse edilen Körfez Geçiş Projesi ile ilgili Jeofizik Mühendisleri Odası’ndan ciddi uyarılar gelmişti. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçier, Körfez içinde tüp geçip güzergahında 4 diri fay zonu bulunduğunu açıklamıştı. Bu proje ile ilgili bir uyarı da İzmir Kuş Cenneti için 35 yıl emek veren Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı’dan geldi.
Doğal sit ve Ramsar Sözleşmesi’ne tabi
Temel olarak projenin 2 ayağı olduğunu ve bunlardan birinin İnciraltı mevkisinde diğerinin ise Körfez’in kuzeyinde ve İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin güneyinde deniz kenarına çıktığını hatırlatan “Kuş Profesörü” olarak tanınan Sıkı şu bilgileri verdi:
“Körfez Geçiş Projesi’nin birinci ayağının olduğu İnciraltı Mevkisi’ndeki yasal durum; yani burasının Sit Alanı ve turizm bölgesi olduğu vurgulandığı halde ne yazık ki bu değerlendirmeler sırasında projenin ikinci ayağının olduğu kısımdaki yasal durum gözden kaçırılıyor. Projenin ikinci ayağının çıktığı ve Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin yanından Çanakkale Otobanı’na bağlandığı yerin yasal durumu göz önünde tutulmadan bazı plan ve projeler yapılıyor. İkinci ayağın çıkış yaptığı bölge I. Derece Doğal Sit Alanı (1999) ve Sulak Alan niteliği taşıyor.Dolayısıyla Sit Alanı olması nedeniyle 2863 (3386) sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunmasına Dair Kanun ile Sulak alan olması nedeniyle de Ramsar (1994) sözleşmesinin yanında, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne(2014) de tabi bir alandır.”
Türkiye zor durumda kalır
Söz konusu bölgenin İzmir Kuş Cenneti Sulak Alanı’nın güneydoğusunda bulunduğunu ve Kuş Cenneti’nde yaşayan 294 kuş türüne yaşama, beslenme ve barınma imkanı sunduğunu hatırlatan Sıkı, “Bu sulak bölgede yaşayan su kuşları ve alanın korunması ile ilgili uluslararası sözleşmeler var. Paris (1966), Bern (1984) ve Ramsar (1994; 1998) sözleşmeleri ile de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Uluslararası önemli sulak alanları ve buralarda yaşayan bütün canlıları koruyacağımızı taahhüt etmiş bulunuyoruz.Bu projenin planlanması aşamasında ulusal mevzuatımız ve uluslararası sözleşmeleri dikkate alarak çalışmalar yapılmasında yarar var. Aksi takdirde Uluslararası platformda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olarak zor durumda kalabiliriz.Hatta 1.Derece Doğal Sit alanı olan sulak alanda yapılacak izinsiz müdahaleler nedeni ile projeyi uygulayan kamu kurum ve kuruluşları ile şirketler 2863(3386) sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefetten de yargılanabilirler” dedi.
Korunması gereken 19 bin 400 hektarlık alan
İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin; İzmir Kuş Cenneti olarak bilinen Gediz Deltası’nda yaşayan, barınan ve kuluçkaya yatan Flamingolara zarar verebileceğini ifade eden Sıkı şöyle konuştu:
“Çünkü bugün İzmir Kuş Cenneti’nde kuluçkaya yatan yaklaşık 20 Bin çift Flamingo var ise bu İzmir Kuş Cenneti’ndeki mevcut ekosistemlerin (Tatlı su, tuzlu su ve acı su ekosistemleri) birbiri ile olumlu etkileşimi sonucudur. İzmir Kuş Cenneti denen doğal yapı hiçbir zaman balkonda baktığımız saksıdaki bir bitki değildir. Yani saksıdaki bitkiye su verdiğimiz zaman bitki canlılığını muhafaza eder, su vermediğimiz zaman bitki kurur mantığıyla Kuş Cenneti’ni değerlendiremeyiz, değerlendirdiğimiz zaman en büyük hatayı yaparız. Flamingolar başta olmak üzere diğer su kuşları Kuş Cenneti doğal ekosisteminde güven içerisinde yaşayıp üreyebiliyorlarsa 19 Bin 400 Hektarlık sulak alanı layıkıyla koruyabilmemize bağlıdır. Bu projenin; Gediz Deltası sulak alan ekosisteminin Güneydoğu’sundaki sulak alanın doğal yapısını değiştirebilecek etkileri olacaktır. Dolayısıyla flamingoların tüm yıl boyunca hem kendilerini hem de yavrularını beslediği, bütün ergin ve yavru bireylerin yararlandığı bir alan zarar görecektir. Bu durum hem kışlayan Flamingo sayısını hem de Flamingo Adasında kuluçkaya yatan Flamingo çift sayısında olumsuz etki yapabilecektir. “