Kasım ayındaki ABD Başkanlık seçim anketlerinde zaten önde giden Cumhuriyetçi Parti’nin adayı (ki açıklandı) Trump, suikast girişimi ardından şansını iyice arttırdı. Kazanacak olduğu için de “gelince” diye başlık attım.
Beyefendi gelince neler yapacağını tahmin etmek zor değil, çünkü daha önceki başkanlığı dönemini bütün kamuoyu çok iyi hatırlıyor.
Bir kere hareketleri, konuşması, tavırları ile başkandan çok bir internet fenomenine benziyor. AB ya da G7 ya da diğer ülke liderleri ile yapılan toplantılarda egosunun çok yükseklerde olduğunu gayet net hatırlıyoruz.
Rusya rahat nefes alabilir…
Muhtemel yapacaklarına bakalım. Biden’ın tersine Trump’ın düşman ülke önceliği Rusya değil Çin. Trump kazanınca Rusya ve Putin rahatlayacak gibi. Muhtemelen ilişkileri iyi olacak ve Trump Ukrayna sorununu çözmek için adımlar atacak. Ukrayna liderliği de bunu anladı ve Zelenski Trump’a sıcak mesajlar yollamaya başladı. Barış görüşmelerine Rusya’nın da katılmasını bekledikleri yönündeki açıklamaları Zelenski üzerindeki Trump etkisini gösteriyor.
Haydi pamuk eller cebe…
Biden NATO’yu ne kadar Ukrayna savaşına dolaylı yollarla müdahil olmaya çalışıyorsa da, Trump bunun tam tersini yapabilir. NATO konusuna Biden kadar ilgili değil. Geçen başkanlığı döneminde diğer NATO liderlerine “haydi pamuk eller cebe” diye mesajlar göndermişti.
Kuşak-yol tehlikede…
Gelelim Çin ile ilişkilere. Muhtemelen Rusya’yı Çin’e karşı yanına almaya çalışacak. Bunu daha önceki başkanlığı döneminde de denemişti. Rusya liderliğinin en kötü zamanında kendine destek olan Çin’i yalnız bırakacağını düşünmüyorum doğrusu. Çin ile sıcak ilişkiler kuran ülkeleri tehdit edecek ve bu da Çin’in kalkınma hamlesi olan ve geçtiği ülkelere de ekonomik fayda sağlayacak olan kuşak-yol projesinin akamete uğramasına neden olacak.
İran ile nükleer anlaşma…
Trump ayni zamanda İran rejimine de düşman. Devler başkanı olduğunda İran ile yapılan nükleer anlaşmayı zora soktu. Halbuki dönemin cumhurbaşkanı Ruhani, dini lider Ali Hamaney ve Dışişleri Bakanı Zarif batılılarla bu önemli anlaşmayı yapıp yurt dışındaki yaklaşış 100 milyar dolara ulaşan İran varlıklarının serbest kalmasını sağlamışlardı. Bu arada Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani de Trump zamanında öldürüldü.
Trump yeniden başkan olduğunda anlaşma riske girer mi, bu belli değil. Gerçi İran’ın başında şu anda ılımlı bir lider bulunuyor. Belki Trump ile geçmiştekinden daha iyi ilişkiler kürarlar. Ancak her şeye rağmen İran’a da Çin’den desteğini çekmesi talebi de gelecek bakın görün.
Suriye’den asker çekmeyi isteyebilir…
Gelelim Suriye meselesine. Trump daha önce Suriye’den çekilmek istemiş ancak Pentagon buna karşı çıkmıştı. Trump’a göre dünyanın farklı yerlerindeki orduları çok masraflı oluyor ve ekonomik toparlanma için bu masrafların kısılması gerekiyor. Biden ne kadar bürokrat kafalıysa Trump tam tersi her şeyi bir iş adamı gibi düşünüyor ve ona göre hareket ediyor. Bu nedenle Rusya ile anlaşıp Suriye’deki askerleri çekmeye çalışabilir ama yine Pentagon’un direnci ile karşılaşabilir. Adamın iş adamı olduğu nereden belli? Hatırlayınız lütfen Suudi Arabistan’a gitmiş kılıçlarla şov yapmış ve onlara bir çırpıda 100 milyar dolarlık silah satmıştı.
İsrail açısından sorun yok, Merkel de yok artık…
İsrail konusuna gelince. Trump’tan İsrail’in yaptığı soykırımlara karşı bir direnç beklemeyin. Damadı Yahudi ve başkanlığı döneminde Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak buranın İsrail’in başkenti olduğunu dünyaya ilan etmişti.
Trump ayni zamanda göçmen karşıtı tam bir beyaz Amerikalı. Meksika sınırına duvar örme fikrini ortaya atanın kendisi olduğunu dünya kamuoyu çok net hatırlayacaktır.
Başkan olduğu dönemde sadece Trump’ı değil Avrupa’yı hatta dünyayı dengelemeye çalışan bir Merkel vardı. Şimdi o da yok. Avrupalı liderlerden bakalım hangisi Trump’ı ve dünyayı dengeleyecek. Öyle bir lider de görünmüyor doğrusu.
Türkiye’ye bakalım…
Türkiye’ye gelince. Trump’ın Erdoğan ile ve dolayısıyla da Türkiye ile ilişkileri geçmişte bir kalıba oturmadı. İlişkiler bazen Rahip Brunson olayıyla ilgili olarak “akıllı ol” ya da “ekonominizi çökertirime” evrilirken bazen de müttefiklik ilişkileri üzerinden yürüdü. Yeni dönemde de böyle olacağını varsayabiliriz. Yeni dönemde Trump başta otomobil fabrikası olmak üzere Türkiye’deki Çin yatırımlarına kafayı takacaktır. Çin ile yapılan otomobil üretim fabrikası projesi muhtemelen Trump gelmeden kotarılmak istendiği için apar topar imzalandı.
Bekleyip göreceğiz bakalım…
Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi