CHP Genel Başkan adaylığı için ismi geçen Tunç Soyer, Barış Yarkadaş’a özel açıklamalarda bulundu. Soyer, “Ben dillendirmeden bu göreve layık görülmek büyük bir gururdur. Bu süreçte, nerede ihtiyaç varsa orada olacağım” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan adaylığı için adı geçen eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tv100.com yazarı Barış Yarkadaş’a özel açıklamalarda bulundu. tv100.com yazarı Barış Yarkadaş, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Doster, gazeteci Murat Kelkitlioğlu, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, hukukçu Cem Kaya, Gürkan Hacır’la Taksim Meydanı programına konuk oldu.
“Çok zorlu bir süreç bizi beklemektedir”
Soyer’in açıklamaları şu şekilde:
31 Mart 2024 tarihinde, ilk kez 22 yıllık otoriter ve popülist iktidar muhalefete yenilmiştir.
Bu başlıbaşına çok kıymetlidir. Ancak yereldeki sonucu merkezi iktidara taşımak apayrı bir mücadeleyi gerektirmektedir. Açıktır ki, iktidar “müzakere” ile devrolmayacaktır ve çok zorlu bir süreç bizi beklemektedir.
Tüzük kurultayına dikkati çekti
Ana muhalefet partisi olarak, parti içi mücadeleden daha büyük ve daha önemli sorumluluğumuz budur
Bu sürecin ilk kilometre taşlarından biri Tüzük Kurultayıdır. Gerek yeni Tüzük, gerek bundan sonra yürütülecek mücadelenin temeli demokrasiyi hayata geçirmek olmalıdır.
İktidarın hergün demokrasiden uzaklaşması, yoksulluğun, işsizliğin, uluslararası yalnızlaşmanın, yozlaşmanın, çürümenin artmasına sebep olmuştur.
Bütün bunların panzehiri olan demokrasi ise sadece 5 yılda bir sandığa gitmekten ibaret değildir.
Demokrasi, şeffaflık, katılımcılık, hesap verme sorumluluğu, kuvvetler ayrılığı, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı, eşitlik, laiklik, barış vb değerler bütünüdür.
100 yıl önce;
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir”
denilerek kurulan Cumhuriyetimizi,
“Devlet kayıtsız şartsız milletindir” diyerek demokrasiyle buluşturmalıyız.
“Nerede ihtiyaç varsa orada olacağım”
Bu ülkenin aydınlık geleceğine inanmış ve bunun için hiç durmaksızın çalışmış bir insan olarak mücadeleye devam edeceğim. Elbette Genel Başkanlık da bu mücadelenin verileceği en önemli görevlerden biridir ve ben dillendirmeden bu göreve layık görülmek büyük bir gururdur. Bu süreçte, nerede ihtiyaç varsa orada olacağım. Hayatı iyileştirme sanatı olarak gördüğüm siyaseti, bedeli ne olursa olsun, son nefesime kadar sürdüreceğim ve bu inancı paylaşanlarla birlikte çalışmaya ve siyaset üretmeye devam edeceğim.
Bunun için gereken cesaret, toplumsal kucaklaşma ve dayanışma kültürünün var olduğunu ve 85 milyonun bu yoksulluğu hak etmediğini biliyorum.
Haklı olmanın gücüyle verilecek topyekun mücadele, sonunda mutlaka kazanılacak ve hep birlikte huzurla yaşayacağımız bir ülke kurulacaktır.
Bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyor, program katılımcılarını ve ekranları başındaki vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.”