Artık bu durum sadece gözle yaptığımız tespitler ya da boğazımızın yanmasıyla anladığımız bir gerçek olmanın ötesinde somutlaştı.
Rakamlar açıkça İzmir’deki hava kalitesi değerlerinin insan sağlığını tehdit eder düzeye geldiğini gösteriyor.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi konuyla ilgili bir rapor hazırladı. Raporda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın paylaştığı ölçüm istasyonlarına ait 2017-2018 Yılı verilerinin ortalamalarına göre; Kükürtdioksit(SO2) açısından Karşıyaka, Çiğli, Şirinyer ve Güzelyalı istasyonlarının ölçüm sonuçlarının sınır değerleri aştığı görülüyor.
Partikül madde(PM) açısından ise İzmir’in tamamında sınır değerlerin aşıldığı, Bayraklı, Bornova ve Şirinyer istasyonlarında ise sınır değerlerin oldukça üzerinde olduğu tespit edildi. Her iki parametrede de anlık, günlük değerlere bakıldığında ise zaman zaman sınır değerlerin çok üzerinde sonuçlar elde edildi.
***
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil Kınay, bu sorunun kontrol altına alınarak çözülebilmesi için bütüncül bir yaklaşımla Hava Kalitesi Yönetim Planı Yapılması ve kent sürecindeki tüm faaliyetlerin planlanmasında bu planlar doğrultusunda çalışmalar yürütülmesi gerektiğini yıllardır ifade ettiklerini belirterek şu bilgileri verdi:
“İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ilan ettiği Temiz Hava Eylem Planı’nda; kent içerisinde yakıt kalitesinin artırılması, kentsel dönüşüm, doğal gaza geçiş süreçleri gibi yaklaşımlarla çözüm önerileri getiriliyor. Ancak; kentte özellikle belirli bölgelerde yüksek yapılaşmanın hava kalitesine getireceği olumsuz etkiler, ‘bitişik nizam’ yapılaşmanın getirdiği olumsuz sonuçlar düzenlenmeden, kalıcı bir çözüme ulaşılamaz.
Bu alanlarda kat yüksekliklerinin artırıldığı yasal düzenlemeler hava koridorlarını ortadan kaldırıyor ve İzmir gibi coğrafi yapısı nedeni ile atmosferik koşulların yarattığı olumsuz etkilere de açık olan kentte sorunu daha da büyütüyor.
***
Üstelik çevresel kirlilik yükü kapasitesini doldurmuş olan Aliağa Bölgesi’nde sanayileşmenin getirdiği sorunlara çözüm üretilmeden, bu bölgede yapılması planlanan yeni termik santrallere izin vermek, kent içerisindeki ve çevresindeki sanayi tesisleri ile taş ocakları ile ilgili sorunları çözmeden sadece doğal gaz gibi daha az kirletici yakıt kullanımını teşvik gibi önlemler kalıcı olmaktan uzaktır.
Kentsel dönüşüm sürecinin ‘rantsal dönüşüme’ döndüğü uygulama süreçlerinde; bütünsel planlamadan uzak, çevresel faktörleri değerlendirilmeden parsel bazlı planlama ve yapılaşma ile gelişen sürecin kentin hava kalitesine olumsuz etkilerini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Doğal Gaz ve kalitesi yüksek yakıt ile ilgili çözüm önerilerini değerlendirirken; kentin farklı bölgelerinde yaşayan ekonomik gelir seviyesi düşük bölgelerde kullanılan yakıtlarla ilgili sorunun ekonomik ve sosyal boyutunun da çözülmesi önemli. Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak daha sağlıklı bir kentte yaşamak için bütüncül,
çevresel süreçleri iyi planlanmış etkin bir kent planlaması yapılması ve yürütülmesi, bu kapsamda da etkin denetim süreçlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz.”
***
Ölçüm istasyonlarından elde edilen rakamlar ve ilgili bilimsel meslek odasının hazırladığı rapor durumun ciddiyetini açıkça ortaya koyuyor. Hava kalitesi değerleri İzmir’in tamamında sınır değerlere yakın, önemli bir bölümünde de sınırların üstünde. Hava diye zehir soluyoruz. Pazartesi günkü yazımda, bu noktaya nasıl geldiğimizi gösteren çarpıcı örnekleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.