Türkiye Atom Enerjisi Kurumu(TAEK) 3 Nisan 2007’de Gaziemir Akçay Caddesi üzerindeki bir fabrikada radyasyonlu atıkların gömülü olduğu bir alan tespit etti. Raporlara göre radyasyon fabrikanın nükleer santrallerde kullanılan nükleer çubukların eritilmesiyle oluşmuştu.
Fabrikada ‘radyoaktif kaynak’ olduğu ve bu malzemelerin Türkiye’de bulunmadığı belirtildi. Radyasyonun ‘Europium 152’ adı verilen bir malzemeden bulaşmış olabileceği bu malzemenin de nükleer santrallerde kullanıldığı ve Türkiye’ye getirilmesinin de yasak olduğu ifade edildi. Bölgedeki radyasyonun doğal olanın 219 katı olduğu görüldü. Gaziemir’in Akçay Caddesi’nde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun(TAEK) raporlarında belirtilen radyasyonlu atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Söz konusu fabrikanın sahiplerine verilen hapis cezası davaları Yargıtay 18.Ceza Dairesi’nin 02.05.2017 tarihli 2016/13661 Esas 2017/4864 Karar sayılı kararı ile zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. Daha sonra konuyla ilgili EGEÇEP öncülüğündeki çevrecilerin Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru da reddedildi. Bunun üzerine EGEÇEP ve çevreciler AİHM’e başvurma kararı aldı.
Hem Anayasa hem de AİHM kararları ihlal edildi
Avukat Arif Ali Cangı’nın hazırladığı başvuru dosyasında; Gaziemir’de radyoaktif ve tehlikeli atıklarla yerleşim yerlerinin ortasında bir alanın kirletildiğine dikkat çekildi. Radyoaktif atıklardan yörede yaşayanların bilgilendirilmediği, sağlıklı yaşam için gerekli önlemlerin alınmadığı belirtildi.
AİHM başvurusu için hazırlanan dilekçede; ceza davasının zamanaşımı sonucu düşmesine karar verilmesiyle Anayasa’nın 17’inci maddesi ve AİHM’in emsal kararlarının ihlal edildiği vurgulandı. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararı ile yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının, sağlıklı çevrede yaşama hakkının hukuki güvencelerinden olan Anayasa’nın 36. maddesi ve hak arama özgürlüğü ile etkili iç hukuk yoluna başvurma haklarının da ihlal edildiği ifade edildi.