Koronavirüs pek çok şeyi değiştirdi. En başta da gerçekleri perdeleyen algıları. Ama galiba bu daha fragman.
Güçlü gibi görünen ülkelerin karizması fena çizildi.
Daha birkaç ay önceye kadar herkesin gitmek için can attığı Avrupa ülkelerinden şimdi yabancılar kaçmanın yolunu arıyor.
Kendi ülkelerine bir an önce sağ salim ulaşmak istiyor.
Şengen mengen kalmadı. Süresiz olarak askıya alındı.
Bir hapşırık 300 yıllık kapitalist sistemin araçlarının, domino taşları gibi teker teker devrilmesi sürecini başlattı.
Tek bir solunum cihazının atom bombasından daha değerli olduğu anlaşıldı.
İtalya. solunum cihazı için tüm atom bombalarını vermeye hazır. Ama yok.
İtalya’da solunum cihazı yetmediği için doktorlar “Sofi’nin seçimi “ gibi hasta seçmek zorunda.
***
Bu süreçte tecrübeli ve özverili sağlık personelinin de önemi gözler önüne serildi.
Tekrar tekrar “evlerden çıkmayın^ mesajları veriliyor. Ama sağlık personeli insanların kaçarak uzaklaştığı virüslü hastalara koşarak yardım etmeye çalışıyor.
Ülkenin güvenliği için sağlık ordusunun en az silahlı kuvvetleri kadar önemli olduğu her geçen saat daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye’de de vaka sayısı 191’i buldu ve Koronavirüs nedeniyle iki ölüm oldu.
Ama bu savaşın en ön saflarında yer alan sağlık personeli gergin, tedirgin ve yetersizlikler içinde çalışıyor.
Pekçok doktorun paylaştığı şu mesaj tedirginliği açıkça ortaya koyuyor:
“Sevgili veli, akraba ve tıp dışı gruplar. Doktor arkadaşlar ve sağlık personeli çok zor durumdalar. Çok gergin ortamlarda ve zor şartlarda çalışıyorlar. Birçoğunun risk grubunda olan annesi, babası, çocukları var. Virüs çok hızla yayılıyor. Lütfen çok acil durumlar dışında dışarı çıkmayın. Çok acil durumlar dışında hastanelere ve aile hekiminize gitmeyin. Fakat evde de sürekli sosyal medyanın ya da grupların takibini yapmayın. Sadece moraliniz bozulur, kaygı düzeyiniz artar. Tüm bunlar psikolojik sorunlara yol açıyor ve artarak yol açacak. Alacağımız yeni haberler ne yapacağımızı değiştirmeyecek, evin içinde aktif olmaya çalışmalıyız. Sağlık personeli çok zor durumda, bugün sivilce tedavisi için bile hastaneye başvurusu olmuş. Gruplarınızda acil durumlar dışında hastaneye ve aile sağlığı merkezlerine gitmeyin şeklinde paylaşımlar yapın lütfen.”
***
İzmir’de karantina hastanesi haline getirilen sağlık kuruluşları var. Ama buralardaki sağlık emekçileri koruyucu ekipmanlarının eksik olduğunu söylüyor.
İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz da bu eksikleri defalarca dile getirdiklerini ifade etti.
Sağlık emekçilerine gerekli desteği vermeden bu savaşın kazanılamayacağı kesin.
Böyle günlerde sivilce için bile hastaneye gitmek nedir arkadaş.
Nasıl ki vatan savunmasında her şeyimizle mehmetçiğimize destek oluyorsak, Koronavirüs ile savaşta da en ön saflarda yer alan sağlık ordusuna koşulsuz ve tam destek şart.
Yoksası yok. Yoksası daha çok ölüm daha çok üzüntü.