Son 100 yılın en büyük salgını ile karşı karşıyayız.
Koronavirüs resmi rakamlara göre dünyada şimdiden 25 bin can aldı. Pek çok ülkede yoğun bakım ünitelerinde yer kalmadı.
Yüzbinlerce insanın virüs taşıcısı haline geldiği ifade ediliyor.
Türkiye’de de 108 can kaybımız var.
Mesele artık tüm dünya için ölüm-kalım meselesi haline geldi. Bundan artık kimsenin şüphesi yok.
***
Taksit taksit de olsa Türkiye’de de ciddi anlamda tedbir kararları alınıyor.
Önce okullar tatil edildi, 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlar için sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Sonra eğlence yerleri kapatıldı. Daha sonra lokantalar, sinemalar, berber dükkanları derken kahvehanelere kadar vardı iş.
Ama bu önlemlerin yetmediği görüldü. Balık avlamak, parkta yürümek ve koşmak da yasaklandı.
Türk Hava Yolları İzmir dahil 64 kente seferlerini durdurdu. Şehirler arası otobüs yolculukları Valilik ya da kaymakamlıkların özel iznine bağlandı.
***
Bu tedbirlerin tamamı Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda alındı. Hepsi de kesinlikle önemli ve gerekli.
Ama çok fazla çelişki var.
500 bin metrekarelik Kordon’da yürümek yasak, ama 5 metrekarelik minibüse en az 5 kişinin binmesi serbest.
Balık tutmak yasak, ama pek çok özel ya da kamu hastanesine gidip kalabalık koridorlardan geçip sivilce tedavisi yaptırmak serbest.
Bu işte bir tuhaflık yok mu?
***
En önemlisi de fabrikada, madende, şantiyede, tezgahta ya da banka şubesinde onlarca, yüzlerce insanın bir arada çalışmaya mecbur olması.
Daha bir hafta önce İzmir Mahalli Çevre Kurulu İzmir’de çok sayıda inşaatta 24 saat çalışma izinleri verdi.
Çok büyük bir çelişkiler var ve birilerinin yanıtlaması gereken hayati sorular var.
Bilim Kurulu, insanların on binlerce metrekarelik açık alanlarda spor yapmasını ya da yürümesinin bile tehlikeli olduğunu söylüyorsa, birkaç yüz metrekarelik fabrikalarda onlarca insanın yan yana çalışması tehlikesiz olabilir mi?
Milyonlarca çalışanın toplu halde çalışma alanlarında bulunma zorunluluğu oldukça virüsün yayılmasını önlemek ne kadar mümkün olur?
Türkiye’nin gıda stoklarının da malzeme stoklarının da aylarca hatta yıllarca yetecek düzeyde olduğunu ilgili bakanlar açıkladı.
Öyleyse ve iki kişinin yan yana gelmesinde bile büyük risk varsa bu ortamda milyonlarca çalışan neden hala çalışmaya mecbur?
İnsanlar Koronavirüs ya da açlık arasında seçim yapmak zorunda mı?
Birkaç hafta üretimin durması, patronların kısa bir süre kar edememesi insan hayatından daha mı önemli?
Herkese evde kalma olanağı sağlamadan “evde kalın” demek yeterli olmuyor. Hem de hiç olmuyor.