İlk defa paranın kullanıldığı, tarihte ilk turizm hareketlerinin görüldüğü yerdir Lidya Medeniyeti. Hazineleriyle ünlü Kral Karun’un ülkesidir. Sardis de Onun baş şehridir.
Frigya Kralı Eşek Kulaklı Midas’ın lanetlenip dokunduğu her şeyi altına çevirme hikâyesini bilirsiniz. Midas’ın içinde yıkanıp lanetten kurtulduğu rivayet edilen Paktalos nehri de Sardis’in yanı başındadır.
Herodot boşuna “Altın Şehir” dememiş Sardis’e… Antik dönemin çok bilinen ve rağbet gören bir güzellik merkeziymiş Sardis. Yazar Melih Uslu trdergisi.com’daki makalesinde Sardis’i şu cümlelerle anlatmış: “Sardes’te farklı renklerde dokumalar, minik şişelere doldurulan çeşit çeşit parfümler ve şifalı merhemler yaygın olarak üretilip kullanılmış. Salihli ilçesindeki Sart kasabası yakınlarında bulunan Sardes Antik Kenti, geçmişte bir güzellik ve bakım şehri olduğu kadar eğlence merkezi olarak da tanınmış. Lidyalılar dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini eğlendirmek için günümüzde bile kullanımı sürdürülen birçok zekâ oyununu keşfetmişler. Tavla başta olmak üzere birçok geleneksel oyunun olmazsa olmazı zar da ilk kez Sardes’te kullanılmaya başlanmış. İhtişamlı Lidya Uygarlığı’nın Kralı Karun (Krezos) antik kaynaklarda dünyanın en zengin insanı diye tanımlanıyor. … ilk parayı onlar basmış, deniz yoluyla Sardes’e gelen ilk turistleri onlar ağırlamış. Sardes, ticaret amacıyla veya sırf meraktan dolayı şehre gelenlerle doluymuş.”
Her ne kadar bu parlak çağ MÖ 685-547 yılları arasını kapsasa da MÖ 1200-1300 yıllarında başlayan erken Lidya dönemini de dahil ettiğimizde yaklaşık 750 yıl süren bir medeniyetmiş bu Lidya Devleti.
1854 yılından bu yana yapılan arkeolojik kazılarla bu büyük medeniyetin izleri ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
Yakın zamanda erişime açılan Padişah Abdülhamit’in fotoğraf arşivlerinde ortaya çıkan Bornova’ya dair birkaç fotoğraftan biri ekte gördüğünüz Lidya Devleti’nin Başkenti Sardis’te bulunarak muhtemelen 19.yüzyıl sonlarında Bornova Tren İstasyonu’na getirilen muhteşem bir mermer lahde ait.
Biraz araştırdım ama, bu lahdin Sart’tan Bornova’ya nasıl getirildiğine dair herhangi bir kayda rastlamadım.
Ama daha çok merak ettiğim şey bu lahit şu anda Bornova’da olmadığına göre acaba neredeydi.
“Ben bu lahdi daha önceden görmüştüm” gibi bir his vardı içimde ama dürüst olayım, ilk olarak aklıma gelen şey, daha önceki yazılarımda benzerlerinden bahsettiğim o kazılıp kazılıp yurtdışına kaçırılan muhteşem tarihi zenginliklerimiz oldu. Acaba bu lahitin sonu da o mu olmuştu?
Şükür ki öyle olmamış… hislerim beni yanıltmamış. Bu korona illeti yüzünden müzelerimiz kapalı olduğu için internetten kurcalaya kurcalaya nihayet buldum. Sart’tan getirilerek uzun yıllar Bornova Tren İstasyonunda kalan o güzelim Lidya Lahdi bugün artık Kültürpark’taki İzmir Tarih ve Sanat Müzesi’nin salonlarından birini süslüyor.
Gittiğinizde “merhaba” demeden geçmeyin.
Resim Altları:
Resim 1: Abdülhamit arşivindeki üzerinde “Bornova İstasyonu’ndaki Sart’tan gelen antik lahit” yazılı fotoğraf.
Resim 2: İzmir Tarih ve Sanat Müzesi. Foto wowturkey.com