Son olarak Karabağlar’da iki aile hekiminin maske takmadıkları gerekçesiyle uyardığı kişilerce saldırıya uğrayıp yaralanmasından sonra İzmir Sağlık Platformu Kemeraltı girişinde olayı protesto etti. İzmir Tabip Odası, İzmir Eczacı Odası, İZAHED, SES, Türk Psikologlar Derneği ve Türk Hemşireler Derneği’nin katıldığı eylemde ortak bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “İzmir Sağlık Platformu olarak şiddet yaşanan birimlerde acil dışındaki hizmeti durdurmayı düşünüyoruz” ifadeleri dikkat çekti.
İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Birol Kocaman’ın okuduğu açıklamada; “Sağlık emek ve meslek örgütlerinin önerilerine kulak vermeyen yöneticilere de seslenmek istiyoruz. Yaşanan bu şiddet olayları motivasyonumuzu düşürüyor, bizim için hizmeti sürdürmek gittikçe güçleşiyor. İzmir Sağlık Platformu olarak şiddet yaşanan birimlerde acil dışındaki hizmeti durdurmayı düşünüyoruz” denildi.
Açıklamada şu görüşlere de yer verildi:
Ne yazık yine sağlıkta şiddete uğrayan meslektaşlarımız nedeniyle buradayız. Her defasında tekrar etmesin “Sağlıkta şiddet sona Ersin” sloganıyla sesimizi duyurmaya çalıştık. Meydanları doldurduk, dilekçeler yazdık. Ama sağlıkta şiddet pandemi günlerinde de devam ediyor! 29 Haziran Pazartesi günü Karabağlar 4 No’lu Aaile Sağlığı Merkezi’nde iki hekim arkadaşımız fiziksel saldırıya uğradı.
Sağlık çalışanları koronavirüsle mücadelede en ön saflarda mücadele ettiler. Binlerce sağlık çalışanı hastalığa yakalandı, onlarcası yaşamını yitirdi. Başlangıçta halkımızdan gelen alkışlar hepimizi duygulandırdı, umutlarımızı çoğalttı. Çünkü bizler uzun süredir mesleğimizin değersizleştirilmesine, sağlığın bir meta haline getirilmesine karşı çıkıyorduk.
Uzun süredir meslek örgütleri olarak çıkması için çaba harcadığımız Sağlıkta Şiddet Yasası pandemi günlerinde Mecliste kabul edildi. Ama bu yasaya karşın çok sayıda şiddet olayı ile karşılaştık.
Hastanelerde çalışmaktan evlerine bile gidemeyen arkadaşlarımız, filiyasyon ekiplerimiz, 112 çalışanlarımız, Aile Hekimlerimiz, Aile Sağlığı Çalışanlarımız bir yandan pandemi ile mücadele ederken bir yandan da halkımızı bilinçlendirmeye, eğitmeye çalıştılar. Henüz aşısı ve etkin bir tedavisi olmayan bu hastalıktan korunmanın en önemli yolu maske kullanımı, fiziksel mesafeye uyma ve el hijyenine dikkat etmekten geçiyordu.
Önce sadece belirli alanlarda takılması zorunlu olan maskelerin özellikle sokağa çıkma kısıtlamaları kalkınca önemi daha da arttı. Sağlık kuruluşlarında, toplu olarak bulunulan kapalı mekanlarda zorunlu olan maske, geçtiğimiz haftadan bu yana İzmir’de açık havada da zorunlu hale getirildi.
Maske takmak sadece kendimizi değil, ailemizi, yakın çevremizi ve toplumu enfeksiyondan korumak için gerekli bir önlemdir. Hastalığı belirtisiz ya da hafif olarak atlatan gençler evdeki büyüklerine kolaylıkla bulaştırabilmekte ve onların yaşamlarını tehlikeye atmaktadır.
Yaşadığımız son olayda Aile Sağlığı Merkezindeki hekim arkadaşımız maskesiz olarak içeriye girmek isteyen hastayı uyardı. Bu şekilde kendisine yardımcı olamayacağını söyledi. Ancak hasta ve yakınları bu uyarılara şiddetle karşılık verdiler. Olaya müdahale etmek isteyen bir başka hekim arkadaşımız da bu kişilerin saldırısına uğradı. Şu anda en önemli tesellimiz meslektaşlarımızın kalıcı sağlık sorunu yaratacak bir yaralanma yaşamamasıdır.
Değerli Arkadaşlar, Değerli Basın Mensupları,
Sağlıkta şiddet için yasal düzenleme yapılsa da yasaların uygulanmasının da sağlanması, saldırganların tutuklu yargılanması çok önemlidir. Ayrıca uygulanan sağlık politikalarından, sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran söylemlerden vazgeçilmeli, sağlık kuruluşlarındaki güvenlik zafiyeti giderilmelidir.
Sağlık emek ve meslek örgütlerinin önerilerine kulak vermeyen yöneticilere de seslenmek istiyoruz. Yaşanan bu şiddet olayları motivasyonumuzu düşürüyor, bizim için hizmeti sürdürmek gittikçe güçleşiyor. İzmir Sağlık Platformu olarak şiddet yaşanan birimlerde acil dışındaki hizmeti durdurmayı düşünüyoruz.
Biz bu sağlıkta şiddet pandemisinin sona ermesini, sağlığımızı ve yaşamımızı koruyamazken hastalarımıza yardım edemeyeceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz!