Başlıkta yazdığım, yorum ya da öngörü değil. Tuhaf geliyor ama İzmir’in planlarını yapanlar rapora açık açık bu ifadeleri yazmış.
Olay şu; Geçen hafta Cuma Günü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü İzmir ve Manisa’nın 1/100.00 binlik imar planlarını askıya çıkardı.
Bu planlara göre İzmir’de 5 yılda 3130 hektar alanın imara açılmasının öngörülüyor.
Bu bölgelerin nerelerde olduğunu Egeli Gazete’de haber olarak okudunuz.
Bu planların açıklama raporlarında çok ilginç, gerçekten ibretlik ifadeler var.
Raporda İzmir için iki seçeneğin tartışıldığı ifade ediliyor.
***
Birinci seçenekte şu öneriler var: Planlama Bölgesi içinde var olan kentsel yerleşmeler, var olan yoğunlukları ile gelecekte de gelişmelerini sürdürecek. Onaylı imar planlarında var olan gelişme alanları birçok yerleşmede gereğinden fazla planlanmış durumda olduğu için yeni gelişme alanlarının açılmasına gerek yok.
Gereksinimden fazla planlandığı belirlenen yerleşmelerde koruma-kullanma dengesi gözetilerek planlı alanlar projeksiyonlara bağlı olarak sınırlandırılmalı. Büyük yerleşmelere yakın konumda, yerleşmeler tarafından bozulmaya uğramış, kente komşu konumda, kaçak yapılaşma olasılığı bulunan parçalanmış makilik-fundalık, kayalık-taşlık ve mera niteliğindeki kamu arazileri ağaçlandırılarak, yeşil kuşaklar oluşturulacak.
İzmir’de var olan planlı sanayi alanları gereksinimi karşılayacak düzeyde. Sanayi gelişmesi planlı ve boş organize sanayi bölgelerinde sürecek. Sanayi alanlarından, tarım alanları üzerinde gelişme eğilimi olanlar sınırlandırılacak. Bu kapsamda; Ayrancılar-Torbalı arasında tarım alanları üzerinde mevzuata aykırı olarak planlanmış olan sanayi alanları için hazırlanmış olan imar planlarının tümüyle ortadan kaldırılması, yapılaşmamış bölümlerde yeni yapılaşmaların oluşmasının engellenmesi sağlanmalı, gelişme kısıtlanacak.
Mevzii gelişmiş sanayi tesislerinin yanı sıra, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi için belirlenen ilave alanın henüz yapılaşmayan, verimli tarım alanları üzerinde bulunan güney bölümlerinde yapılaşma ve genişleme engellenecek. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün çevresi, sahip olduğu doğal sit özellikleri de dikkate alınarak doğal yapısıyla korunmalı, üniversitenin daha fazla yayılması engellenecek.
Selçuk-Pamucak Turizm Merkezi’nde turizm gelişmeleri sürecek, ancak gelişme çok hızlı gerçekleşmeyecek, yavaş gerçekleşen turizm gelişmesi çevrede önemli bir değişim yaratmayacaktır.
Gelelim başlıkta su konusuna.
Çeşme-Alaçatı çevresinde çok büyük bölümü doğal sit alanı olan bölgede, turizm yatırımı amacıyla seçilen alanlarda, su yetersizliği vb. nedenlerle hedeflenen golf sahaları ve bunlara bağlı olarak tasarlanan turizm gelişmeleri gerçekleşmeyecek.
Ne kadar güzel değil mi? Rant yerine yaşamı, çevreyi, suyu esas alan plan önerileri.
Ama ne yazık ki bu seçenek kabul görmedi.
***
Peki ikinci seçenekte neler var? Onlar da şöyle:
Yetki, sınır vb. nedenlerle planlı alanları yetersiz olan yerleşmelerde, belirlenen yeni yatırım kararları doğrultusunda yeni sanayi, depolama ve kentsel gelişme alanlarına gereksinim duyulacak.
Mevzii gelişmiş sanayi tesislerinin yanı sıra, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi için belirlenen ilave alanın henüz yapılaşmayan, verimli tarım alanları üzerinde bulunan bölümlerinde yapılaşmaya gidilmesi istemi gözden geçirilecek, bu alanın kullanımı alt ölçekli planlama çalışmalarında irdelenecek.
Urla’nın batısında Gülbahçe’de İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün bulunduğu alan çevresinde genişlemesi desteklenecektir. EXPO vb. organizasyonlar için İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü’nün (İYTE) genişleme alanının kullanılacağı kabulüyle, Urla ilçesinde ve çevrede yeni kentsel gelişme alanları düzenlenecek.
Selçuk-Pamucak Turizm Merkezi’nde turizm gelişmeleri hızlanacak, turizm ve golf yatırımları gerçekleşecek, bu gelişmelere bağlı olarak kent merkezinde ve turizm merkezi içinde ticari yaşam hareketlenecek, yerleşme yeni nüfus çekecek.
Çeşme-Alaçatı çevresinde planlanmış olan turizm yatırımlarının bir bölümü plan dönemi içinde gerçekleşecek. Bu durum, yakın çevrede turizme koşut yeni gelişmeleri tetikleyecek.
Çeşme’ye su sağlayan Alaçatı Barajı’nda su seviyesi yüzde 25 seviyesine düştü.
Ama İzmir’in yeni planlarına göre rant sudan ve hatta geri kalan her şeyden daha önemli.