İzmir Ticaret Odası (İZTO) önceki Başkanı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mütevelli Heyeti önceki Başkanı Ekrem Demirtaş, mütevelli heyeti başkanı olduğu dönemdeki bazı işlemlerden dolayı hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ifade vermişti. Savcılık ifadesinin ardından Ekrem Demirtaş, nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi ve daha sonrada yurt dışı çıkış yasağının ardından serbest bırakılmıştı.
“İfadelerimizi verdik”
Ekrem Demirtaş, soruşturma ile ilgili açıklama yaptı. Demirtaş, “Yaklaşık 2 yıldır süren soruşturmada ilk kez davet edilmemiz üzerine kendiliğimizden giderek, devlet görevlilerine ve gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak amacıyla soruşturma kapsamında ben ve o dönemde benimle birlikte görev yapan; mütevelli heyeti üyeleri, rektörler, üniversite genel sekreteri ile diğer görevliler ve ihaleler sonucunda işleri alan şirketlerin yöneticileri ifadelerimizi verdik” dedi.
Demirtaş, hakkında iddiaları reddederek, “Hakkımızda ileri sürülen iddialar, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, asılsız ve yalnızca karalama amacı ile ortaya konmuş iddialar niteliğindedir. Biz bir dünya üniversitesi kurmak sevdası ile yola çıktık. Ben ve arkadaşlarım; 4 milyon 150 bin euro ile 500 milyon dolar varlığı, 10 bin öğrenci, bine yakın öğretim üyesi ve idari personel olan bir kurum oluşturduk. Oluşturmak istenen algının aksine İzmir Ekonomi Üniversitesi bir başarı hikayesidir. Her yıl YÖK tarafından denetlenen üniversitemizin başarısı sadece ülkemizde değil, dünyaya da taşmıştır. İzmir’ in en değerli yerinde 40 bin metrekare akıllı sınıfları olan 1. sınıf inşaat kalitesi olan binaların bulunduğu akıllı kampüs oluşturduk” şeklinde konuştu.
“Üniversitenin tek bir kuruşunu ne yedik ne de başkasına yedirdik”
Demirtaş, şöyle konuştu: “Her yıl YÖK tarafından denetlenen üniversitemizin başarısı sadece ülkemizde değil, dünyaya da taşmıştır. İfadeleri alınan kişiler üniversiteyi batıran değil, zirveye taşıyan insanlardır. Asla üniversitenin aleyhine olacak şekilde bilerek ve isteyerek herhangi bir usulsüzlük yapmadık. Üniversitenin kaynaklarını gerek kendimiz gerek yakınlarımız menfaatine kullanmadık. Üniversitenin kaynaklarını herhangi kişi ya da kuruluşa aktarmadık. Üniversitenin ihalelerine herhangi bir usulsüzlük karıştırmadık. Üniversiteyi dolandırmadık. Üniversitedeki görevlerimizi yerine getirirken görevimizi kötüye kullanmadık. Üniversitenin tek bir kuruşunu ne yedik ne de başkasına yedirdik. Uzunca bir süredir süren soruşturma kapsamında, bütün iddiaları araştırmalarına rağmen; ancak 2 yıl sonra ifademize başvurulmasının nedeni de budur.”