Yıllardır genetiği değiştirilmiş organizmaların(GDO) insana verdiği zararlar konuşulup, tartışılıyor. Ne kadar konuşulsa, ne kadar tartışılsa da az.
Çünkü gerçekten insan sağlığını son derece olumsuz etkilediği ortada.
Fok balığının soğuğa dayanıklılık geni çileğe aşılanıyor. Siz çilek yediğinizi düşünüyorsunuz ama ay zamanda fok balığı da yiyorsunuz.
İşte GDO böyle bir yöntem. İnsan anlatırken bile irkiliyor.
Fakat ülkemiz için en az GDO kadar önemli bir konu daha var. O da kontrolsüzce kullanılan tarım ilaçları.
GDO’lu ürünler bugün için belki çok yoğun olarak sofralarımıza gelmiyor ama organik olmayan her üründe ne yazık ki tarım ilacı bulunuyor.
İşin vahim yönü de bu ilaçların bir bölümünün kalıntılarının yıkamayla bile çıkmaması.
****
Söz konusu ilaçların bir de tarım dışı kullanımları var. Malum yaz geldi havalar ısındı. En az üç ay sinek, böcek, karınca eksik olmaz.
Çevresinde onları görmek istemeyenler için de en kestirme yol kimyasal ilaçlar. Hatta eskiden belediyeler sinek ve böceklere karşı mazot ile ilaçlama yapardı.
Uzmanları bunun hiçbir yararı olmadığını söylese de hem vatandaş bunu ısrarla talep eder hem de belediyeler iş yapmış gibi görünmek için her yaz uygulamayı sürdürürlerdi.
Bir kamyonun arkasından atılan mazot bütün mahalleyi kaplar, göz gözü görmez, herkes öksürür ama bunun sinek ve böcekler için hiçbir caydırıcılığı olmazdı.
Birkaç yıldır belediyeler artık böyle uygulamalar yapmıyor. Fakat, uçkunlara karşı bireysel mücadele devam ediyor. Hem de her yerde satılan son derece zararlı kimyasallarla.
Oysa bu kimyasallar sinek ve sivrisineklerden çok insanlara zarar veriyor. Halbuki bu iş için kimyasal madde kullanmaya hiç gerek yok.
Bu konuda Ziraat Doktoru Füsun Tezcan’ın yazdığı bir kitap var. Adı da “Börtü böcek için doğa dostu öneriler ve ev yapımı ilaçlar”
****
Kitap üçüncü baskısını yapmış. Tezcan kitabın sunuş bölümünde şu görüşlere yer veriyor:
“Yaklaşık 10-12 bin yıllık tarımsal üretim sürecinin son 50-60 yıllık döneminde kimyasal yolla üretilen çok zehirli tarım ilaçlarının yoğun ve bilinçsiz şekilde kullanımı, doğadaki dengeleri alt üst ederek, çok ciddi çevresel sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Gelinen noktada sadece tarım ilaçları ve yapay kimyasallara dayalı bir tarımın sürdürülebilir olmadığı açıkça görülmektedir.
Uzun yıllar, gerek Zirai Mücadele Araştırma Enstitüleri’ndeki görevim sırasında üretici ve teknik elemanlara verdiğim eğitimlerde; gerekse son dönemde, toplumun değişik kesimlerine verdiğim ‘Bahçe ve evlerde sıklıkla karşılaşılan böcek ve diğer hayvansal canlılar için doğal çözümler’ konulu seminer ve kurslarda bu konularda büyük bir ilgi, öğrenme isteği ve bilgi eksikliği olduğunu gördüm. Katılımcılardaki bu eğilim ve konuya ilgili yazılı ve görsel kaynak talepleri, ayrıca söz konusu eğitimlere katılamayanlara da ulaşabilme isteği bu kitabın hazırlanması fikrini oluşturdu.”
****
Tezcan kitapta gerçekten son derece yararlı bilgiler veriyor. Örneğin pek çok evde görülebilen ya da görülebilecek hamamböceklerine karşı önerdiği yöntem şöyle:
Yapışkan levha+yem birleşimiyle hazırlanmış tuzaklar kullanılabilir.
Bunun için yapışkan sürülmüş bir levha üzerine ayrı bir kabın içine kakao, çikolata, bisküvi karıntıları ve ya unlu şekerli bir karışım konulur. Bu düzenek hamam böceklerinin yoğun olarak bulunduğu yerlere bırakılarak üzerine yapışan hamamböcekleri dışarı atılır.
Karıncalar için ise kitapta önerilen yöntem şu şekilde: Karıncaların girebileceği, kapı eşiklerinin pencere pervazlarının kenarına onları kaçıran talk pudrası, tebeşir tozu, tarçın, toz karanfil, koz deterjan, toz acı biber serpilir.
Kitapta iletişim adresi olarak bortu.bocek2011@hotmail.com adresi veriliyor.
Bence hemen kimyasallara sarılmadan önce bu kitabı mutlaka okuyun ve içindeki onlarca yöntemden birini mutlaka deneyin.
Her kimyasal maddenin uzaklaştırmak istediğiniz hayvanlar kadar kendinize de zarar verdiğini de sakın unutmayın.