Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt İşçilik, 12 aydır sürdüğü İl Başkanlığı görevinden ayrıldığını duyurdu.
Ayrılık haberini yaptığı basın açıklaması ile veren İşçilik, yaşadığı sorunları tek tek anlattı. İl Başkanlığı yaptığı dönemde aracıyla hareket halindeyken silahlı saldırıya da uğrayan İşçilik, parti ve il yönetimine dair sitemlerini de dile getirdi.
“GÜZEL BİR TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMAYA GAYRET GÖSTERDİK”
Cüneyt İşçilik istifasıyla ilgili yaptığı basın açıklamasında şöyle konuştu: ”23 Ocak 2020 tarihinde il başkanı atamasıyla başlayan Gelecek Partisi İzmir İl Teşkilatı faaliyetlerine ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu zorlu şartlar altında, samimi ve cesaret dolu yüreklerle parti ideoloji ve söylemlerini İzmir’in kendine has yerel değerleriyle harmanlayarak politikalar üretmeye, halka dokunmaya ve bunun için gereği her ne ise maddi manevi yerine getirmeye çalıştık. Bizden önce görev yapan 2 kurucu il başkanımız döneminde yaşanan ve kamuoyunu fazlasıyla meşgul eden, yönetimsel hatalardan kaynaklanan üzücü ve sonuçları maalesef Gelecek Partisi’ne olumsuz imaj katan tüm yaklaşımları demokratik bir seçimle göreve geldiğimiz 11 Ekim 2020 tarihinden itibaren büyük bir heyecanla kaldırmaya, daha güzel bir Türkiye için çalışmaya gayret gösterdik. Siyasi partiler kanuna, parti tüzük ve yönetmeliklerine uygun olarak seçimle göreve gelmiş ve partiyi temsile muktedir, faaliyetleri yerelde ve ulusalda sürekli göz önünde, şeffaf, hesap verilebilir ve sürdürülebilir ilkeleriyle hareket eden bu il yönetimin kişilere yaranmak, onları bireysel veya grup olarak ikna ve mutlu etmek gibi bir çabası olmadı asla.”
“BİZDEN BURAYA KADAR”
İşçilik, parti yönetimi ve il teşkilatının baskısını üzerlerinde hissettiklerini ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirti. Cüneyt İşçilk;” 3 ay içerisinde 3 İl başkanı gören ( İlk başkan Cem Kavur sağlık gerekçesi ile istifa ettiğini beyan etmişken merkezin baskısıyla tüm yönetimden istifa istenmiş fakat il başkanı kısa bir süre sonra birkaç Anadolu iline koordinatör olarak atanmış, ikinci il başkanı ise geçici olarak görevlendirilmiş 55 günlük süre sonunda Olağan Kongrede seçimi kaybetmiştir.) İzmir teşkilatının kaos ortamında olması, istikrarsız görüntü vermesi kimlerin işine gelir? Ya da bireysel/grup çıkarları parti çıkarlarından ve imajından önce gelen insanlar nasıl hala parti yönetiminde samimiyetle yer alabilir? Yapılan onlarca şeyin sonucunu “siyaset bu” diyerek açıklamak “Samimi, Cesur, Demokrat” söylemlerimizin yansıması mıdır? Bizler mi yanlış anladık yoksa? Yoksa bu kadar kasıtlı, organize ve partiye zarar veren eylemler disiplin suçu değil midir? İl yönetimindeki kişiler merkezdeki grubun psikolojik ve hatta kırıcı tavırlarına maruz kalmak için ne gibi bir suç işlemişlerdir? Duvardaki ‘Samimi, Cesur, Demokrat” yazsını indirerek ayrılıyoruz. Kalan kişilere kolay gelsin. Biz onlar gibi merkezin destekleyeceği, il yönetimi aleyhine çalışan bir grup oluşturmayacağız! Zaten genel merkez yönetimi yeterli olacaktır. Çok güzel bir söz vardır: Doğayla savaş halindeyiz. Kazanırsak, kaybedeceğiz. Bizim gitmemizle kazananlar düşünsün şimdi. Bizden buraya kadar.” Şeklinde konuştu.