Akademik kariyerinin 36 yılını İzmir Kuş Cenneti’nin geliştirilmesine adayan Prof. Dr. Mehmet Sıkı Egeli Gazete’nin ortaya çıkardığı bölgeye jeotermal kuyu açılmasının sonuçlarını değerlendirdi. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeliği görevinden 3 yıl önce emekli olan Sıkı, bölgenin sulak alan olduğunu ve Birinci Derece Sit kapsamında bulunduğunu hatırlatarak, “Bu alana bırakın jeotermal santral açmayı bir otun koparılması ya da bir taşın bile yerinden oynatılması 2 milyon yılda oluşmuş doğal alana zarar verir. İzmir’i seven herkesin buna karşı çıkması gerekir” dedi.
Ekolojik sisteme müdahale olur
Bölgede 298 değişik kuş cinsinin bulunduğunu hatırlatan Prof. Sıkı, “Geçen yıl Kuş Cenneti kurudu. Özellikle kuzey bölümünde kaçak yapılaşmalar var. Bu konularda hiçbir şey yapılmadı. Bunlarla mücadele edileceğine jeotermal kuyuları açılıyor. Kuş Cenneti’ne mutlaka zarar olacak. Milyonlarca yılda oluşan gözümüz gibi korunması geren bir alanda eko sisteme müdahale edilmesini anlamak mümkün değil. Bu girişim alanın hem jeolojik yapısına, hem de üsteki fiziksel bölümüne büyük zararlara yol açar” diye konuştu.
Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile korunuyor
Alanı korumak için 36 yıldır mücadele yürüttüklerini hatırlatan Sıkı şu bilgileri verdi: “Uluslararası Ramsar Sözleşmesi ile korunması gereken alanlar arasında sayılan bir bölge. Doğal sit alanı. Bugüne kadar değişik çevreler karşımıza çıktı. Liman ya da plaj yapmak isteyenler oldu. Ben kulaklarımla bölgenin doldurulup imara açılması gerektiğini söyleyenleri duydum. İzmir Körfez Geçiş Projesi’nin bir ayağı için de bu bölge düşünüldü. Ama mahkeme kararı ile iptal edildi. Şimdi de jeotermal kuyuları açılması gündemde. Arkasından ne geleceği belli değil. Mutlaka karşı çıkılması gerekir.”
ÇED süreci başladı
Dünyanın en özel doğal alanlarından biri olan İzmir Kuş Cenneti’nde iki adet jeotermal kuyusu açılması için ÇED süreci başlatıldığı ortaya çıktı. Çevre İl Müdürlüğü’nün yayınladığı ÇED dosyasında, Büyük Çiğli Mahallesi, 22466 Ada, 1 Parsel sınırları içerisinde 3395346 Erişim Numaralı ve 1598 Arama Ruhsatı bulunan parsellerdeki iki adet jeotermal kuyusunun 3000 metrekarelik bir alanda faaliyet göstereceği belirtildi.
İlan edilen ÇED dosyasında, “Özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanların korunması sözleşmesi” (RAMSAR Sözleşmesi) uyarınca koruma altına alınmış bir sulak alan olan Gediz Deltası, KSK1 çalışma alanına kuş uçuşu yaklaşık 260 m, KSK-2 çalışma alanına 110 m mesafededir” ifadeleri dikkat çekti.
İmar Planlarında sit ve sulak alan
289 farklı türden 127 bin kuşun yaşadığı İzmir Kuş Cenneti’nin bulunduğu Gediz Deltası Koruma alanındaki sondaj çalışmaları 2 ay boyunca her gün 24 saat sürecince iki varda halinde yapılacak. Çalışma alanları 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı uyarınca; “Sulak Alan Tampon Bölge Sınırı” içerisinde, “Turizm Tesis Alanı” ve “Doğal Sit Alanı” olarak görülüyor.
Mavişehir Jeotermal Projesi
ÇED dosyasında Kordelion İşletmeleri A.Ş. tarafından İzmir bölgesi genelinde yapılan jeolojik inceleme bilgileri ışığında, İzmir Körfezi’nin güney aksında yer alan Balçova ve Narlıdere’deki jeotermal kaynaklara, aynı jeolojik yapının devamında, körfezin kuzey aksında yer alan Karşıyaka ve Çiğli bölgelerinde de ulaşılabileceğinin öngörüldüğü belirtilerek, “Bu doğrultuda Balçova’nın karşısında Atatürk Organize Sanayi Bölgesinin güneydoğu bölgesinde yer alan arazi üzerinde 2 boyutlu yansımalı sismik veri toplama çalışması yapılmış ve elde edilen verilerin değerlendirilmesi neticesinde bölgede kuyu açılması halinde jeotermal kaynaklara ulaşılabileceği tespit edilmiştir. Bu sonuçlardan yola çıkılarak bölgedeki jeotermal kaynağın değerlendirilerek ekonomiye ve İzmir halkına katkı sunacak şekilde değerlendirilmesine yönelik “Mavişehir Jeotermal Projesi” çalışması yapılmıştır” bilgileri verildi.
Raporda ayrıca, “Projenin hedefi jeotermal kaynakların ekonomiye ve kamuya kazandırılması, konutlara kamu desteği olarak yatırım maliyetleri sübvanse edilmiş, mevcut yakıt maliyetinden çok daha uygun maliyetli ısınma ve sıcak su kullanım imkanı sunulmasıdır. Bu proje ile Balçova ve Narlıdere’deki jeotermal kaynak kullanımına yönelik uygulamaların bir benzeri de Karşıyaka ve Çiğli bölgelerinde hayata geçirilmiş olacaktır” ifadeleri de dikkat çekti.