İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Fox TV’de katıldığı Çalar Saat Programı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin İzmir İl Kongresi’ne katılmak için geldiği İzmir’de yaptıkları görüşmenin ayrıntılarını açıklayan Soyer, Buca Metrosu ve Kent Yenileme Kredi onayları konularını öncelikli olarak sunduklarını belirtti. Başkan Soyer, İzmir’de tüm binaların bir güvenlik karnesi verileceğini ve bu iş için 200 Milyon TL ayırdıklarını da açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı havalanında karşılayıp kendisinde görüşme talep ettiğini vurgulayan Soyer, “Akşamüstü özel kalemi arayıp Valiliğe davet etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizi önemsemiş. Krizler sırasında, deprem döneminde yaptıklarımız, İzmir’in hiç yapılmayan Buca ve Narlıdere Metrolarını ele almamız, bir seferde 364 otobüs almamız dikkatini çekmiş. Bütün bunlar Cumhurbaşkanı’nı olumlu etkilemiş. Kendisiyle iki temel meseleyi görüştük. Buca’ya 1 milyar 70 milyon TL’lik dev bir yatırımı gerçekleştiriyoruz. Devletin yatırım planına girmiş. Biz de finansman arayışına girdik. Pandemiye rağmen 490 milyon Euroluk uluslararası bir konsorsiyum oluşturduk. 125 milyon Eurosu Avrupa Yatırım Kalkıma Bankası’ndan ,125 milyon Eurosu Fransız Kalkınma Ajansı’ndan. 125 milyon Eurosu Asya Alt Yapı Kalkınma Bankası’ndan ve 115 milyon Eurosu da Karadeniz Kalkınma Ticaret Bankası’ndan sağlandı. Bu kredinin gelebilmesi lazım. Hazine garantisi, teminat istemiyoruz. Biz sadece basit bir onay istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı onayı. Bunu arz ettik. İzmir tarihinin en büyük yatırımı ile buluşacak. Bu aynı zamanda istihdam, herkesin ekmeğinin büyümesi, ticari canlanma demek. Sadece metro meselesi değil. 490 milyon Euroluk bir yatırım gelecek. İnanılmaz düşük faizli. 3.20 faizle borçlanma. 5 yıl ödemesiz. 12 yıl vadeli bir kaynak bu. İzmir’e bu kadar kaynak, istihdam ve geleceğe dair yatırıma ‘hayır’ diyeceğini zannetmiyorum. Biz bir şey istemiyoruz. Sadece ‘onay’ istiyoruz. Şartlar çok uygun.İzmir’e gelecek yatırımcının önünü açar. Ekonomik önünü açacak” dedi.
Erdoğan’a sunulan ikinci konu kent yenileme kredisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sundukları ikinci konunun ise kent yenileme kredisi olduğunu ifade eden Soyer şöyle konuştu: “Depremin hemen ertesi gününde itibaren bu kenti nasıl dirençli hale getirebiliriz. Bu kadar büyük tahribat, can kaybı olmasın diye ne yapabiliriz diye buna kafa yormaya başladık. İlk iş 12-13 Kasım’da ortak akıl buluşması yaptık. Fikri olan kimse varsa davet ettik. Bazı kararlar aldık. Bir Strateji planı hazırladık. Ama mevzuatımızda boşluk var. Ağır hasarlı binalarla ilgili bir finansman modeli ortaya koyuyor. 4500 ağır hasarlı bina için İzmir’de bu yapıldı. Devlet uygun krediler verdi. Ama mesele orta hasarla ilgili. Bu binada güçlendirme yaparak oturursun diyor. Yoksa yıkarım diyor mevzuat. Ama orta hasarlı vatandaşların evleri de oturulamaz halde. Ama çözüm yok. Dünya Bankası’ndan kaynak bulduk. Acil imar kredisi uygulaması var. 0.92 faizi 30 yıl ödemesiz. Dünya Bankası ile bulduk. Görüştük. Cumhurbaşkanı’na arz ettik. 250 milyon dolarlık kaynakla belediye köprü vazifesi kuracak. Arabuluculuk yapacak. Bunun için de Cumhurbaşkanı’nın onayı gerekiyor.”
Bina envanteri için 200 milyon TL’lik kaynak
İzmir Büyükşehri Meclisinde kent yenileme konusunda çok önemli bir yönetmeliğin kabul edildiğini belirten Soyer şu bilgileri verdi: “Bir komisyon oluşturduk. Tüm meclis üyeleri mutabakata vardılar. Çevre Bakanlığının da onayını almak istedik. Kentin önünü açacak bir yönetmelik oldu. Oy birliğiyle bir yönetmelik geçirdik. Mevcut durumu korunması gereken alan. Risk varsa, vatandaşın tereddüdü varsa hiç hak kaybına uğramadan aynı kat yüksekliği ile binasını yapabilir. Biz mevcut durumu korunması gereken bir alan oluşturduk. Her ilçede bu yapılabilecek. Bu oy birliği meselesi çok önemli. İzmir Büyükşehir Meclisi’nde CHP çoğunluğu var. Her istediğimiz kararı alabiliriz. Böyle yapmıyoruz. Saatler harcıyoruz. Kararlarımızı yüzde 95’inden fazlası oy birliğiyle çıkıyor.”
Her binanın bir karnesi olacak
İzmir’in yapı stoğu anvanterini çıkaracaklarını vurgulayan Soyer, “Ne kadarı depreme dayanıklı tespit edeceğiz. Bu şehirde yaşayanlar güven duygusu yaşayacak. Yaşam hakkı temel bir haktır. Her biranın bir deprem karnesi olacak. Jeoloji ve inşaat mühendisleri odaları ile protokol yaptık. Bu işe 200 milyon TL ayırdık. Envanter çalışmasına yarından itibaren başlıyoruz. Her binanın deprem güvenlik durumu belirlenecek. Önceliğimiz 2000 yılı öncesindeki binalar olacak. Bayraklı’dan başlayacağız. Söz verdiğimiz şeyi yapıyoruz Bu kentteki binaların envanterini çıkarıyoruz” diye konuştu.
Sosyal demokratız, emekten yanayız, ama halkın vergilerini de korumak durumundayız
İşçi maaşları konusunda da açıklamalarda bulunan Soyer, “Biz sosyal demokrat bir belediyeyiz. Emekten yanayız. Emeğin örgütlenmesini koruyan bir belediyeyiz. Mevzuat bizi işveren yerine koyuyor. Ama biz bir taraf değiliz. Aynı taraftayız. Halktan topladığımız paraları onlara veriyoruz. Emekten yanayız. 30 bin çalışanımız var. Kaynaklarımızı tasarruflu kullanarak çalışanlarımızın hakkı olan ücreti sonuna kadar vereceğiz Şu an da bütçemizin yüzde 22-23’ünü çalışan maaşlarına aktarıyoruz” dedi.
En büyük önceliğimiz tarım
“Tarım bizim en büyük önceliğimiz” diyen Soyer şu bilgileri aktardı: “Tarım, hem yoksulluğu, hem kuraklığı azaltacak bir hikaye. Tarım sadece tarım değil. Arkasında endüstriyel tasarım, ihracat olmalı. Biz karakılçık buğdayı ekibine bir avuçla başladık. Binlerce dönüme çıktı. Biz alım garantisi veriyoruz. Devletin verdiğinin iki katı fiyat veriyoruz. Geçen sene 144 milyon TL’lik alım yaptık. Bu sene 340 milyon TL’lik alım yapacağız. Alım yaptığınız zaman o ürünün fiyatını da regüle ediyorsunuz. Üreticiye süt yemi veriyoruz. 3 ay büyüt satın alıp kavurma yapacağım diyoruz. 155 bin haneye süt götürüyoruz. Şimdi kavurma götürmeye başladık. Et görmeyen ailelere. Zincirin halkaları birbirine bağlı. Yeni bir tarım politikası uyguladık. Kuraklığı ve yoksulluğu azaltan bir politika. Bizim tarım politikamız başka bir tarım mümkün diye başladı ve böyle devam ediyor. Sasalı’da bir tarım merkezi kuruyoruz. Orada ARGE birimi kuruyoruz. Her bölgeye ayrı bir planlama yapıyoruz. Satın alma garantisi başlattık. Üreticiye ben senin ürününü tamamını almıyorum. Gerisini şuraya satman için garanti veriyorum. Üretici ne kadarını nereye satacağını biliyor olacak. Anadolu Ana doludur. Kadına öncelik veren bir kültürümüz var. Kadınların bir araya gelip kooperatifleşmesi lazım. Büz ürünlerine tamamen garanti veriyorum. İzmir’in neresinde olursa olsun ne kadar üretirseniz üretin satın alacağız diyoruz. Yeter ki kooperatif çatısı altında olsun. Ne üretirseniz satın alacağız. Biz İlk olarak Seferihisar’da açtığımız pazar 300 tezgaha ulaştı. Sonra Kadifekale ve fuarda açtık.”