İzmir’in 3 yıl 3 ay 24 gün süren esaretinin son günüydü. 9 Eylül 1922 sabahı Türk birlikleri biri Manisa diğeri Belkahve’den olmak üzere iki koldan taarruz başlattı.
O gün Mustafa Kemal Paşa’nın otomobili güçlükle ilerlemiş ve nihayet Nif’e(Kemalpaşa) varmıştı.
Mustafa Kemal İzmir’i Kemalpaşa’ya yakın bir mesafede olan Belkahve’den seyre karar verdi.
***
Bu günkü Atatürk Anıtı’nın bulunduğu yere saat 18.00’de varmıştı. “Düşman savaş gemilerinin boylu boyun uzandığı masmavi İzmir Körfezi birdenbire gözlerine firuze bir mucize gibi çarpmıştı.
Şaşırmışlardı. Sanki Akdeniz Ankara’nın yanı başına gelmişti. Bir haykırış derin sessizliği bozdu: “Deniz…Deniz…”
İzmir bütün heybetiyle sanki bir adımlık mesafeye sokulmuş, beklenmedik bir anda önlerinde bitmişti. Duygu ve düşünce yığınları arasında bu güzel güneşe ve onun kızarttığı güzel kente bakıp kalmışlardı.
Bu sessizlik uzun sürmedi. Mustafa Kemal yanındakilere dönerek:
“Eğer bu güzel şehre bir şey olsaydı, çok üzülürdüm” dedi.
Araştırmacı Yazar Türkmen Parlak’ın “İşgalden kurtuluşa, Yunan Ege’den nasıl gitti” adlı kitabında Mustafa Kemal’in 9 Eylül günü İzmir’e gelişi böyle anlatılıyor.
***
Atatürk, 9 Eylül sabahı Belkahve’de kahvesini keyifle yudumlayarak İzmir’i seyretti.
İşgal edildiği gün, bir ulusun Kurtuluş Savaşı’nı başlatan, İşgali bittiği gün, o ulusun Kurtuluş Savaşı’nı bitiren İzmir’i.
Bornova Belediyesi Atatürk’ün 9 Eylül 1922’de Kurtuluş öncesi İzmir’i ilk gördüğü yer olan Belkahve’de Ata Evi’ni 3 yıl önce hizmeti açtı.
Tarihi değeri olan Ataevi’nde o döneme ait çok sayıda eşyayı görmek mümkün.
Her şeyden önce Kurtuluş Savaşı’nın sembolü olan ve o günlerden kalan Kuran-ı Kerim, bayrak, Şayek Kalpak ve silah bir arada.
Sergilenen bayrakların bir hikayesi var.
İşgalciler tüm Türk Bayraklarını topladıkları için 9 Eylül 1922’de Türk askerleri İzmir’e girerken asılacak bayrak bulmakta zorluk yaşanmış.
İzmirli kadınlar hemen yeni bayraklar dikerek açığı kapatmış. İşte o günlerde dikilen bayrakları görebilirsiniz Ata Anı Evi’nde.
O dönemden kalan İstiklal madalyaları da var. Bu madalyalar generalinden, erine kadar herkes için tek tip.
Mustafa Kemal’e de Onbaşı Halide Edip’e de aynı madalya verilmiş.
***
15 Mayıs 1919’da gazeteci Hasan Tahsin’in ilk kurşunu ile başlayan
Kurtuluş Savaşımız, 9 Eylül’de 1922’de Türk Ordusu’nun İzmir’e girişi ile nihayetlendi.
Tam da 99 yıl önce bugün.
Dünyada çok az kent İzmir kadar bir milletin kaderini etkiledi.
Hasan Tahsin’in işgalcilere ateşliği silahın aynı serisi de Ata Evi’nde sergileniyor.
Kurtuluş Savaşı’nın hangi şartlarda kazanıldığını gösteren mataraları da görebilirsiniz.
Mataraların boyundan Türk askerinin Yunan askerinin yarısı kadar suyla yetinmek zorunda olduğu açıkça anlaşılıyor.
9 Eylül sadece İzmir’in değil tüm ülkenin kurtuluşunun yıldönümü.
Hatta “Ya istaklak ya ölüm” diyen bir ulusun önünde emparyalizmin hiçbir gücünün duramayacağını da dünyaya kanıtlayan ilk gündü 9 Eylül
Bu kentin ve bu ülkenin hangi şartlarda ve nasıl kurtulduğunu görüp, o havayı solumak istiyorsanız Belkahve’deki Ata Evi’ni mutlaka ziyaret edin.