Gülmeden geçirilen her günün boşa geçmiş olduğunu söylemiş Charlie Chaplin. Onun kılığına girerek etrafına neşe saçan fotoğraftaki kişiyi tanıdınız mı?
Bizim sevgili Ayşe Maydamız…
80’li yaşlarında katıldığı Norveç fiyortları gezisinde düzenlenen bir eğlence gecesinde Şarlo kılığına girip sahneye bile çıkmış sevgili Ayşe Mayda. Tam da Charlie Chaplin’in dediği gibi her zaman gülerek, neşesini ve hayata olan bağlılığını hiç kaybetmeden yaşadı bu güzeller güzeli Cumhuriyet kadını. Geçtiğimiz temmuz ayında emboli atağı neticesinde felç geçirmesine rağmen mücadeleyi bırakmadı. Tutunarak da olsa bir koltuktan bir diğerine geçmeyi bile başarabilmişti ama olmadı. 20 Aralık 2021’de 105 yaşında çekilip gitti bu dünyadan.
Bu hayatta tam 105 yıl. Hayatının son 10 yılını, hele hele salgınla geçen son iki yılın neredeyse her anını birlikte geçirdiği yakın dostu Ender Uyguç’un dediği gibi 105 yaşında da olsa Ayşe Ablası genç ölmüştü. Bence de öyle çünkü Ayşe Mayda o 105 yılın hiçbirini boşa harcamadı, Türkiye’nin ilk kadın ortodontistiydi. Dünya Ortodontistler Rehberi’ne adı yazılan ilk Türk oldu. PTT onun için posta pulu bastı. Çok sayıda derneğin kurucusu oldu. Yaşadığı sokağa ismi verildi. Yaptırdığı okul, spor ve kültür salonu ve fen laboratuvarıyla eğitimi destekledi. Üretti, dolu dolu yaşadı.
İşte bu yüzden 105 yıl yaşasa da genç öldü Ayşe Mayda.
Fuarın fuar olduğu zamanlarda Sadri Alışık, Avni Dilligil, Ruhi Su, Safiye Ayla gibi İstanbul’dan İzmir Fuarına gelen pek çok sanatçı Ayşe Mayda’nın konuğu olurdu. Ama Safiye Ayla’nın Onun kalbindeki yeri bambaşkaydı.
Bir röportajında “Can dostumdu” diye bahsettiği Safiye Ayla ile ortak bir anısını, “İzmir’e geldiğinde bizim köşkte kalırdı. Bir gün bana “gel bak seni nereye götüreceğim” dedi. O zamanlar Hatay semti dağdı. Köy evleri bulunduğu, şimdiki Hakimevleri’nde karanlık bir sokak vardı. Eski köy evi gibi müstakil bir eve gittik, dışarıda olan merdivenleri çıktık, yukarıda bir adam oturmuş bir şeyler yazıyordu. Büyük fincanda içtiği Türk kahvesi dikkatimi çekti. O gün tanıştığım o adam Halikarnas Balıkçısı, Cevat Şakir Kabaağaçlı’ydı.” şeklinde anlatmış Ayşe Mayda.
Safiye Ayla da Onu çok severmiş.
Türk sanat müziğinin unutulmaz eseri “Menekşelendi Sular” şarkısındaki
“Dikensiz gül olmazmış, çilesiz bülbül, Ayşe
Her kuş bülbül olmazmış, her çiçek de gül, Ayşe” nakaratını bilirsiniz. İşte bu nakarattaki “Ayşe” meğer bizim sevgili Ayşe Maydamız mış. Söz yazarı Vecdi Bingöl, şiirin orjinalinde Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa La Jakond’una ithafen “Jakond” demiş ama Safiye Ayla bestekar Sadettin Kaynak ile konuşarak şarkının nakarat bölümünü “Jakond” yerine “Ayşe” olarak okumuş.
İşte böyle bir dostlukmuş Safiye Ayla ile Ayşe Mayda’nın dostluğu.
Bornova’da katıldığımız bir toplantıdan sonra evine dönerken Ayşe Mayda’ya eşlik etmiştim. Yoğun trafik ve evinde birlikte çay içtiğimiz 2-2,5 saat içinde baş başa sohbet etme fırsatı bulmuştum onunla. Safiye Ayla’nın kendisine atfettiği şarkının hikayesinden, aile avukatları Nuri Fettah’ın yanında ofis boy olarak çalışan ve eve evrak getirip götüren David adlı Musevi gencin sonradan Dario Moreno oluşuna kadar o gün neler anlattı neler. Ne kadar kıymetli anlarmış şimdi anlıyorum.
Nurlarda uyu güzeller güzeli İzmir Kızı Ayşe Mayda.
2022 hepimize güzellikler getirsin.