9 Eylül kutlamalarında, Gündoğdu’da, her anıyla İzmir’e yakışan bir gece yaşandı. Tüm etkinlikler, herkes İzmir elbisesi giymişti, bizdendi, sabırlıydı, samimiydi, içtendi…
Hayatımın en güzel, en gurur duyduğum saatlerini yaşadım 2022’nin 9 Eylül’ünde… Yani kurtuluşumuzun 100. Yılı’nda…
Önce, ulu önder Atatürk’ün izinde, bağımsız bir ülkede yaşayan Türk insanı olmanın gururunu…
Sonra da birlik ve beraberlik ruhunu, bayrak ve vatan sevgisini damarlarıma kadar hissettiren bir şehirde, İzmir’de doğup büyümenin, bu yüce şehirde yaşamanın onurunu…
Dün gün boyu ve gece yaşadıklarım, bu satırların mimarıdır aslında…
Bunu birkaç başlık altında, hiçbir emekçinin hakkını yemeden dile getirmek, bir İzmirli olarak, bir İzmirli gazeteci olarak kaleme almak boynumun borcu…
***
İlk önceliğim, 26 Ağustos’ta, Atatürk’ün, ‘Ordular İlk hedefiniz Akdenizdir’ dediği Afyonkarahisar’ın Kocatepe mevkiinden başlayıp, 9 Eylül’de İzmir’e gelene kadar gece-gündüz yürüyen ve Anadolu’ya örnek olan ‘Zafer Kafilesine’..
Her birinin ayaklarına, yüreklerine sağlık… Yılmadılar, yüksünmediler, of bile demeden, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte startını verdiği, o zor güzergahı, dağ-tepe aşıp adım adım yürüyerek bizleri, 100 yıl öncesi tarihi anlara götüren kardeşlerimi yüreklerinden öpüyorum.
Ve İzmirli hemşehrilerim, sevgili Egeliler… Siz ne güzel, siz ne müstesna, siz ne bilinçli insanlarsınız.
Dün gece, başta yıllardır sizlere olmadık yakıştırmalar yaparak aşağıya çekmeye çalışanlara öyle bir demokrasi ve hayat dersi verdiniz ki, mahçup ettiniz, yerin debine soktunuz onları…
***
Pasaport’tan başlayarak, konser ve etkinlik alanı olan Gündoğdu’ya kadar, ucu bucağı görünmeyen geniş bir alanı, arka sokaklarına kadar hınca hınç dolduran, sabırla bekleyen, isyan ya da kışkırtıcı tavırlardan kaçınan, saygı ve sevgi çerçevesi içinde, sadece 9 Eylül’ün gururunu yaşamak isteyen hemşehrilerim, alınlarından öpülmeyi hak ediyor.
O koca alanı dolduran yüzbinlerce İzmirli, sadece ve sadece alkışladı, şarkılara eşlik etti ve ‘Hep birlikte” yaşamanın örneğini verdi.
Her dakika, her saat…
Tarkan’ın sahneye çıkmaya geciktiği anda bile, yaklaşık yarım saat, çık çıkarmadan beklediler… Sahne gerisinde sorunu çözmeye çalışan emekçilere saygı gösterdiler.
Böyle bir güzellik dünyanın neresinde görülmüş… Düşünün yüzbinlerce insan…
Ve gecenin en güzel görüntüsünün de mimarıydı onlar…
Sahneden DJ Ersin’in komutuyla cep telefonlarının ışıklarını aynı anda açıp kapatan yaklaşık bir milyon insan, muhteşem bir “birlik” mesajı verdi.
Trabzonspor’un şampiyonluk kutlamalarındaki o nefis görüntülere nazire edercesine, inanılmaz bir “ortak bilinç’ felsefesini yansıttılar.
İzmir Kordonboyu bir anda ışık seline döndü.
Başta seyircileri coşturan DJ Ersin olmak üzere tüm İzmirli hemşehrilerimi avuçlarım çatlayıncaya kadar alkışlamak istiyorum…
Ben İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yerinde olsam, bu muhteşem görüntüleri dünyaya pas geçerim. Dünya vatan sevgisi neymiş, bir millet nasıl bir anda birlik olur, İzmir neymiş görsünler diye…
***
CHP Lideri Kemal Kıılçdaroğlu, çocukluğumun Karaoğlan’ı Bülent Ecevit’ten sonra, gördüğüm en gerçekçi, en mütevazi lider…
Dün gece, O da konser alanındaydı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşleriyle birlikte kutlamalara eşlik etti. Biliyorsunuz 9 Eylül 2022 aynı zamanda CHP’nin de 99. kuruluş yıldönümü… Ankara’daki onca yoğun diplomatik temaslardan sonra İzmir’in gururuna da ortak olmak için, ayağının tozuyla geldiği İzmir’de moral oldu, güç verdi.
Sahnede sadece halkı Türk bayrağıyla selamlamakla yetindi. Politikacı için, en büyük güç olan ‘hazır yüzbinlerce insanı toplanmış görmüşken şurada bir konuşma yapayım, prim toplayayım” demedi.
Sahneyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e bıraktı. Çünkü gece, İzmir’in gecesiydi. Politik endişelerle o sihiri bozmaya gerek yoktu.
İzmirli, Başkanını ve Tarkan’ı dinlemeye gelmişti. O da öyle yaptı. Sahneyi onlara bıraktı, yersiz bir gerilime izin vermedi.
Bu siyasi olgunluğu alkışlıyorum.
***
Gecenin yıldızı ise hiç şüphesiz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’di… Görkemli platformun önünde kaybolmadı, aksine devleşti.
Sözleri, davranışları, mimikleri, sevecen tavırlarıyla, sıcak Akdeniz insanı coşkusunu üzerinde taşıyordu.
Bir lider gibi sahneye çıktı, bir lider gibi indi.
Yüzbinlerce İzmirlinin önüne çıkacaktı, bu sorumluluğun bilincindeydi. Bu yüzden konuşmasına çok iyi hazırlanmıştı.
15 dakika kadar süren konuşması sırasında ‘eee’ dediğini duymadım. Heyecanlıydı elbette ama hissettirmedi. Tane tane, net ve anlaşılır cümlelerle, önünde yazılı bir metin olmadan, promter olmadan, coşkuyla konuştu.
Yani bir liderde olması gereken vasıfları gördük onda: Kendine güvenen, coşkulu , bilinçli ve saygılı…
9 Eylül’ü, bu büyük onuru, Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi anlattı. Geleceğe yönelik mesajlar verdi.
Tunç Bey’i uzun süredir izliyorum. Her zaman ‘kararlı’ ve ‘mücadeleci’ydi, bu kez bu kavramları da aşmış…
Bence , Cumhuriyet’in kalbi olan İzmir’e yeni bir toplumsal devrimin kapısını araladı, buna tanıklık etmek umut vericiydi.
Önümüzdeki günler, bu filizin büyüdüğünü göreceğiz.
***
Tarkan…. Gençliğimin deli dolu şarkıcısı, bugün artık sanatın lideri…
Tarkan, sanatçı kimliğiyle, nerede durması gerektiğini bilen, ilkelerinden ödün vermeyen, birkaç kuruş ve şöhret için kimseye yalakalık yapmayan, doğru bildiğinden şaşmayan, ülkesini, bayrağını, Atatürk’ü çok seven ve bu sevgi ve saygıyı her fırsatta dile getiren, kurduğu mütevazı dünyasında mutlu yaşayan, kazandığını bölüşen, binlerce kişiye yardım eden, ülkesinin doğasına, tarihine, canlılarına sahip çıkan, göz koyanlara savaş açan bir Türk milliyetçisi..
Dün gece, sahnede de öyleydi. Bu saydıklarımın hepsi, üzerine geçirdiği mütevazi sahne kıyafetinden topluma yansıyordu.
Kibar, nüktedan, saygılıydı. İşi, karşısında kendisini hayranlıkla izleyen insanları şarkılarıyla mutlu etmekti.
Öyle yaptı. Müthiş bir konser verdi. Üstelik bunun için, kimseden beş kuruş talep etmedi. “İzmir için feda olsun” dedi, gönülleri kazandı,
Konseri sırasında sahneye atlayan kişinin de görevlilerden affını istedi. “Arkadaşa nazik davranın, sevgi gösterisinden olmuştur” diyerek, sevecen tavrını gösterdi.
İzmir Marşı’nı söylemeden de sahneden inmedi.
Onun sahnesiyle ilgili tek eleştirim, ansızın, sunumu yapılmadan sahneye çıkışı ve şarkı seçimidir.
“Geççek, geççek” ile çıksaydı İzmir yıkılırdı.
***
Şimdi gelelim gecenin görünmeyen kahramanlarına… Yani bu olağanüstü geceyi ve dekoru hazırlayan set işçilerine, amirlerine…
İzmir’in gururu oldunuz, bilesiniz…
“İzmir büyük organizasyonları beceremez” diyenleri utandırdınız, biliyor musunuz…
Dünya bu konseri ve görsel şovu izleseydi ayakta alkışlardı. Muazzamdı her şey…
Her şeyden önce, bir gün önce, teknik bir aksilik sonucu, yerle yeksan olan platformu, bir günde yeniden ayağa kaldırmak olağanüstü bir başarıdır.
24 saat arı gibi çalışan ekip, yıllarca unutulmayacak bir görsel şölenin de mimarı oldu bence..
Bunda, “Ben size güveniyorum, bu platform konsere hazır olacak” diyen Tunç Başkan’ın kararlı tutumu, İzmir’in en tecrübeli organizatörü olan sevgili dostum gazeteci Seçkin Öner ve arkadaşlarının yoğun çabası olduğunu biliyorum.
Gece boyu hiç kesilmeyen ışık şovu, İzmir’in kurtuluşunun tiyatral anlatımı ve zeybek gösterisi müthişti.
Seçkin çok büyük bir iş başardın bilesin… Yıllardır senin kıymetini bilmeyen bu camia, dün akşam gururla alkışlıyordu.
Bunu hak ettin.
Tüm emekçi arkadaşlarınla birlikte alnından öpüldün yürekli İzmirli…
**
Tabii, bunca güzellik ve başarının yanı sıra geceden kötü not alanlar da var…
Sadece İzmir’in değil Türkiye’nin kurtuluşuna atfedilen bu özel geceyi yayınlamayan televizyon kanalları…
Bundan da mı çekindiniz birader…
Dünyanın ayakta alkışlayacağı bu görsel şovu ve milli birlikteliği yayınlamaktan korktuysanız eğer, boşuna işgal etmeyin o ekranları…
Siz bağımsız bir yayıncı değilsiniz.
Tespit edebildiğim Halk TV’nın dışında kimse buna cesaret edemedi, yazıklar olsun.
Tek güvencemiz olan internetten yayın yapan İzmirtube de, Tarkan’ın üç şarkısından sonra yayını kesti. Birden olan bu kanala ne oldu, anlayamadım.
TV kanallarının gerekçesini tahmin edebiliyorum ama İzmirtube’ün mutlaka bir yanıtı olmalı.
Sözün özü: Her anıyla İzmir’e yakışan bir gece yaşandı. Tüm etkinlikler, herkes İzmir elbisesi giymişti, bizdendi, samimiydi, içtendi…
İyi ki varsın İzmir… İyi ki varsın bağımsız şehrim.
Hürol Dağdelen
hurol90@gmail.com