İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yerli Malı Haftası etkinliğinde konuştu. Yıllardır yerli malı haftalarında öğretilen “kendi kendine yetebilen Türkiye” sözlerinin geride kaldığını, çözümün “Başka Bir Tarım Mümkün” politikasında olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “Yerli Malı Haftası bizim için nostalji değil, geleceğin inşasıdır” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Yerli Malı Haftası nedeniyle İzmir Halciler Derneği tarafından bu yıl dördüncü kez düzenlenen etkinliğe katıldı. Buca Kaynaklar’daki Sebze ve Meyve Hali’nde düzenlenen etkinliğe, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve S.S. İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer’in yanı sıra İzmir Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tuncel, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, İzmir İl Tarım Müdürü Mustafa Özen, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, İzmir Halciler Derneği Başkanı Orhan Doğan, kamu kurum temsilcileri, meclis üyeleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kooperatifler, çok sayıda öğrenci ve öğretmen katıldı.
“Kendi kendine yetebilen Türkiye sözleri geçmişte kaldı”
Etkinlik öncesi hal esnafını ziyaret eden Başkan Tunç Soyer, konuşmasında Türkiye’deki tarım politikalarından söz ederek “Türkiye, daha 50-60 yıl öncesine kadar, kendi kendine yetebilen, dahası etrafındaki ülkeleri de doyurabilen bir tarım ülkesi, bir tahıl ambarı oldu. Benim yaşlarımda olan herkesin, özellikle de yerli malı haftasında öğretmenlerinden duyduğu bu sözler, yazık ki artık geçmişte kaldı. Bir de Hakkâri’den Edirne’ye her ilin bitkisel ve hayvansal ürünlerinin yer aldığı bir Türkiye Haritası vardı. O da kayboldu. 50-60 sene içinde çok şey kaybettik. Ülkemizi postallarla işgal edemeyenler, zehirli tohumlarıyla ve kimyasallarıyla işgal ettiler. En büyük darbe, hiç kuşkusuz bir gecede 16 bin köyün kapatılması ile gerçekleşti. Tarım geleneğini sürdüren aile çiftçiliği, büyük şirketlere kurban edildi. Bereketli topraklarımız ve meralarımız yavaş yavaş yok edildi. Düşünün, anavatanı Anadolu olan buğdayı, bir zamanlar ambarı olduğumuz tahıl ürünlerini üretmek yerine dışarıdan ithal eder konuma geldik. Bu bizim için çok acı bir tablo” ifadelerini kullandı.
“Toprağımızın bereketini yeniden çoğaltıyoruz”
Çözümün Anadolu topraklarının kadim geleneğinde olduğunu ifade eden Başkan Soyer, “Biz, Başka Bir Tarım Mümkün politikasını, ülkemizdeki bu acı tabloyu değiştirmenin anahtarı olarak görüyoruz. Tarımın ekonomimize ve kültürümüze kattığı değerleri canlandırıyoruz. Üretimde yeniden doğayla uyumu tesis ediyoruz. Hibrit tohumlarla kirletilen ve tabiri caizse mayınlı hale getirilen topraklarımızı, atalık tohumlarımız ve bu toprakların iklimine uygun stratejik ürünler ile temizliyoruz. Toprağımızın bereketini yeniden çoğaltıyoruz. Küçük aile çiftçiliğini, kooperatif çatısı altında güçlendiriyoruz. Çiftçinin alın terini ve şehirlerdeki milyonların sağlıklı gıdaya erişim hakkını güvence altına alıyoruz. Kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele ediyoruz. Bu büyük dönüşümü çiftçilerimizle, kooperatiflerimizle ve tüm İzmirlilerle birlikte gerçekleştiriyoruz” dedi.
“Yerli Malı Haftası nostalji değil, geleceğin inşası”
Yerli Malı Haftası fikrinin 1923’ün Şubat ayında düzenlenen İzmir İktisat Kongresi’ne dayandığını söyleyen Başkan Soyer, “İzmir İktisat Kongresi, küllerinden doğan bir ülkenin geleceği nasıl gördüğünün tarifiydi ve yeni Cumhuriyet’in iktisat politikalarının temelini oluşturdu. O iktisat politikalarının özünde kendi kendine yeten bir ekonomi inşa etmek vardı. Şimdi 100 yıl sonra Şubat 2023’te İzmir’de gerçekleştireceğimiz İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi vesilesiyle ülkemizin yeni yüzyılına, yine İzmir’den ışık tutmayı amaçlıyoruz. İki temel amacımız var. İlki, Cumhuriyetimizin 100 yıllık mirasına sahip çıkmak. İkincisi, Türkiye’nin geleceğini inşa etmek. Tıpkı 100 yıl önce atalarımızın yaptığı gibi. İşte bu yüzden Yerli Malı Haftası buluşmaları bizim için nostalji değil, geleceğin inşası anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımıza söz veriyoruz”
Konuşmasının son bölümünde Yerli Malı Haftası için etkinliğe katılan öğrencilere seslenen Başkan Soyer, “Bugün sizlerle bir arada olmaktan duyduğum mutluluğu kelimelerle tarif etmek mümkün değil. Pırıl pırıl gözlerinize baktığımda, bu ülkenin aydınlık yarınlarını görüyorum. Sizlerle buluştukça, başka bir dünyanın mümkün olduğuna olan inancım daha da büyüyor. Çocuklarımıza söz veriyoruz. Umutlarını her ne pahasına olursa olsun büyüteceğiz” şeklinde konuştu.
“Atatürk’ün açtığı yolda ilerleyeceğiz”
İzmir Vali Yardımcısı Hulusi Doğan, “Bizim çocukluğumuzda yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı derlerdi. Çocukken okullara yerli malı götürerek kutlardık. Bu çalışmalarla yerli malının farkındalığı oluşturuldu. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk, Türk toplumunun tarımda, sanayide, her konuda gelişmesi için hamleler yapmıştı. Atatürk’ün açtığı yolda ülkemiz sürekli ilerledi. Bu ülke gelecekte çok daha iyi konumda olacaktır. Yeter ki yerliliğini korusun” diye konuştu.
“Elimizi taşın altına koyduk”
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, Türkiye’de yerli üretimin desteklenmesinin önemine değinerek “İzmir Ticaret Odası olarak elimizi taşın altına koyarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Modern üretim yöntemleriyle ülke tarımının gelişmesine katkı sağlamak ve tarımsal ihracatı arttırmak için tarıma dayalı organize sanayi bölgelerini kurmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir’in ilk tarıma dayalı organize sanayi bölgesi Dikili Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ni açmanın gururu içindeyiz. Hedefimiz jeotermal enerjiyle ısıtılacak, modern otomasyon sistemine sahip teknolojik seralarda, 80 milyon yaş sebze meyve üreterek ürünlerimizi yurt içi ve yurt dışına sunmak ve ekonomimize katkı sunmak” diye konuştu.
“Büyükşehirle halimiz yeniden yapılandırıldı”
Yerli Malı Haftası’nın ortaya çıkışıyla ilgili süreci anlatan İzmir Halciler Derneği Başkanı Orhan Doğan ise “Sebze ve meyve üretimi tarımda çok önemli bir yer teşkil ediyor. Türkiye yıllık 60 milyon ton sebze ve meyve üretimiyle dünyada beşinci sırada yer alıyor. Bu üretime rağmen ihracat oranımız yüzde 7’yle çok düşük kalıyor. İhracatımızın arttırılması için de büyükşehir belediyelerine bağlı hallerin ihracata yönelik olarak yeniden yapılandırılması lazım. Bizler zor ve kutsal bir görevi icra ediyoruz. Sebze ve meyve halimiz 150 dönüm üzerine kurulu, 155 iş yerinden oluşuyor. Halimizin yapılanmasıyla ilgili çok büyük sıkıntılarımız vardı. Sağ olsun İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle bunu yaptık. Son isteğimiz olan karpuz haline uzay çatı da yapıldı. Böylece karpuzların güneşten yanması engellendi. Başkanımız Tunç Soyer’e çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
15 bin öğrenciye İzmir’in meyveleri dağıtılacak
Konuşmaların ardından sahne çocuklara bırakıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İZELMAN Anaokulları öğrencileri ile ilk ve ortaöğretim öğrencileri günün anlam ve önemiyle ilgili şiirler okudu. Buca Halk Eğitim Merkezi’nin dansçıları zeybek gösterisi sergiledi. Yerli Malı Haftası kapsamında İzmir’deki 15 bin öğrenciye meyve dağıtılacak.