Çin’in tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz bir ticaret yolu oluşturmayı hedefleyen Kuşak ve Yol Projesi ABD’nin her türlü engellemelerine rağmen ağır da olsa ilerliyor.
Çin’in bu projeyi gerçekleştirememesi için ABD her türlü zorluğu çıkarıyor. Çin’in özerk bölgesi olan Sincan’da Uygur sorununu deşmekten, yol üzerindeki ülkelerdeki hükümetlere baskı yapıp dinlemeyenlerin ülkesinde karışıklık çıkarmaya kadar her yolu deniyor.
ABD hegemonyası bitti bitecek…
Sanki dünyanın efendisi. Bundan bir süre önce oydu ama şimdilerde hegemonyası çöküşe geçti. Rusya, Çin, İran ve Suriye hegemonyasını zayıflattılar. Gelecekte hegemonyanın ABD dışında ne AB’ye ne de İngiltere’ye geçeceği ile ilgili emareler bulunmuyor. Muhtemelen yeni hegemonik güç Asya’dan çıkacak. Bu da neden Çin-Rusya’nın içerisinde olduğu Hindistan destekli Şangay ülkelerinden olmasın.
Tekrardan gelelim ABD’nin jandarma rolüne. Uygur’dan bahsetmiştik, birkaç ay önce Pakistan’da yaşanan yönetim değişikliğine ne demeli. Pakistan’daki Avrasyacı İmran Han hükümeti 8 Nisan’da mecliste güven oylamasını kaybederek düşürüldü ve ABD kuklası bir hükümet işbaşına getirildi.
Ukrayna’ya silah yardımı…
İran’daki, Rusya’daki durum belli, İki gün önce ABD Ukrayna’ya 1,8 milyar dolarlık silah yardımı yapacağını açıkladı. Amaç savaşın devam etmesi ve Rusya’nın iyice zayıflaması. Ukrayna halkı ölüyormuş umurunda mı onun.
Türkiye de Şangay’a yanaşmasın diye ABD tarafından devamlı tehdit ediliyor. Azerbaycan ve Ermenistan arasında şimdilik barış var ancak ABD isterse yani Ermenistan’ı kışkırtırsa barış her an ateş yumağına evrilebilir. Bunun işaretini ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Ermenistan’a giderek ve tıpkı Tayvan’da yaptığı gibi, parlamentoda açık açık ABD’nin Ermenistan’ı desteklediğini söyleyerek verdi. Şu anda Türkiye ve Rusya’nın etkisiyle iki taraf da çatışmadan uzak duruyorlar.
Yol üzerindeki Orta Asya Cumhuriyetleri arasında zaman zaman çatışmalar çıkararak bölgenin istikrarsızlaştırılması yine ABD’nin kuşak-yol projesini engelleme stratejisini oluşturuyor.
Çin’in dengeli siyaseti…
Bütün bunlara karşın Çin dengeli bir siyaset izliyor. Pelosi’nin Tayvan üzerinden kışkırtmalarına bile soğukkanlı yaklaşarak bir çatışma ortamından kaçındı.
Geçen günlerde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a giderek orada Çin-Arap Ülkeleri Zirvesine katıldı ve zirvede işbirliğine güçlü bir vurdu yapıldı.
Çin, Rusya-Ukrayna savaşında da tam alarak Rusya’nın yanında görünmüyor. Burada belki de güçlü bir Rusya yerine daha dengeli bir Rusya istiyor.
Diğer yandan Çin’in AB ülkeleri, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile ilgili herhangi bir sorun yaşadığını da duymadık. Bütün bunlar Çin’in bu projeyi hayata geçirmek için dengeli bir yol izlediğini ve izleyeceğini gösteriyor.
Bütün ülkelere ekonomik fayda sağlayacak…
Böyle olmalı da. Çünkü proje; enerji, ulaşım, dijital ağ ve ticareti içeren, dünya nüfusunun yüzde 65’ini ve 100’den fazla ülkeyi kapsayan devasa uluslararası altyapı programı ve ABD dışında AB dahil tüm ülkelerin işine geliyor.
Burada Çin’den çıkıp Kazakistan ve Moğolistan’dan başlayarak Rusya ve İran üzerinden Avrupa’ya ulaşacak şekilde demiryolu bağlantıları oluşturulması ve bölge ülkeleriyle ticareti artırıcı ve kolaylaştırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi öngörülüyor. Bu şekilde, Çin’in az gelişmiş iç bölgelerinin kalkınmasına katkı sağlanması da hedefleniyor.
Türkiye’ye ekstra katkı…
Türkiye, projenin vazgeçilmez bir parçası. Orta Koridor Türkiye’den demiryoluyla Gürcistan ve Azerbaycan’a, buradan da Hazar Deniz’ini aşıp Türkmenistan ve Kazakistan’ı geçerek Çin’e uzanıyor.
Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi köprüleri, Marmaray ve Avrasya tünelleri, 1915 Çanakkale Köprüsü, bölünmüş yollar, otobanlar, hızlı tren hatları, lojistik üsleri ve iletişim altyapıları, Orta Koridorkapsamındaki yatırımlar.
Bu ekonomik kazanımlar düşünüldüğünde, projeden bir hayli kazançlı çıkacak olan Türkiye neden ABD’yi dinlesin. Dinlediğinde kayıplarını ABD mi karşılayacak?
Barışa bir santimetre…
Projenin en önemli rolü ne olacak biliyor musunuz? Yüzlerce ülke arasında oluşacak olan bu ekonomik bağ ayni zamanda barışı da beraberinde getirecek. Ülkeler birbirleri ile savaşmak yerine ticaret yapmayı tercih edecekler. Bu da silah satmak isteyen ABD’nin işine gelmeyecek pek tabii ki.
Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
e mail; harunrasituysal@gmail.com