Hepimiz muazzam suçluyuz
“Yunanistan şokta. Demokrasiye dönüşünün 44. Yıldönümünde, meclisin üzerindeki bayrak yarıya inmiş halde.
Önceki gün öğle vakti, başkentin semalarını kara kızıl bir bulut kapladı. Ardından gelecek kıyamet görüntülerinin uğursuz bir alametiymiş.
Nasıl oldu da Atina’ya birkaç kilometre mesafedeki bilindik sahillerde onlarca insan canlı canlı yandı ve ya alevlerden kaçarken boğularak can verdi, hala anlamaya çalışıyoruz.
Kucaklaşmış halde kömüre dönmüş çocuklara dair korkunç detaylar gelince gözyaşlarımızı tutamıyoruz.
Ekranlara yapışmış, ölü sayısının saat saat artışını izliyoruz. Ama bu yas yeni değil ve insanı çileden çıkaran da bu. Herkes muazzam suçlu, doğa da sistematik olarak ülkeden intikam alıyor.
Kaçak evler, plansız yapılaşma, etkili bir sivil savunma gücü ve yerleşim alanlarının tahliye planlarının bulunmaması, koordinasyon eksikliği, gönüllülerin azlığı, en büyük seferberliğin gerektiği anda devlet mekanizmasının felç olması, vatandaşlarınsa tedbirli ve bilgili olmaması, hatta itfaiye araçlarının geçeceği emniyet şeritlerine park etmek ve bahçelerindeki otları temizlemeyip ceza alınca şikayetçi olmak gibi uygunsuz davranışları, topyekün cefa çeken bir ülkenin emareleri.
Temel sorun, bu boyutlardaki bir felaketle başa çıkmak için kapsamlı bir plan olmaması.”
Bunlar Kathimerini Gazetesi Dış Haberler Şefi ve Köşe yazarı Xenia Kounalaki’nin sözleri.
***
Yunanistan’da yaşanan büyük trajedi neredeyse göz göre göre gelmiş. Peki Yunanistanla aynı iklim kuşağındaki Türkiye’de durum nasıl? Bir bakalım.
Bugüne kadar Orman Yasası 29 kez değiştirilmiş. 30’uncu değişiklik de Nisan Ayı’nda gündeme geldi.
Hazırlanan tasarıya göre ormanlardaki dikili ağaçlar özel sektöre satılabilecek. Hatta ormanlar, dikili ağaçları satın alacak şirketlere uzun yıllar boyunca tahsis edilebilecek.
Ayrıca kabul edilen maddelere göre orman alanları Hazine’ye takas yoluyla devredilip her türlü imara açılabilecek.
Orman içlerine, göl ve baraj göletleri, balık üretme çiftlikleri yapılabilecek. Ormanlarla deniz ve göl kıyılarına balık tesisleri kurulabilecek. Ormanlardaki ağaçların altı 6-7 metre oyulup başta sebze ve meyve saklamak üzere depo haline dönüştürülebilecek.
***
Ormanlık alanlara yapılan müdahale konusunda durum gerçekten çok vahim.
Konuyla ilgili olarak Orman Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin daha önce hazırladığı rapor şöyle:
Son 10 yılda İzmir ve Menderes Orman işletmeleri toplam 121 bin hektar alanı orman dışı kullanıma açtı.
İzmir’in kent içindeki en büyük yeşil alanı olan Kültürpark’ın sadece 45 hektar olduğu düşünülürse rakamın korkunçluğu daha iyi anlaşılıyor.
Yani İzmir’de 2688 adet Kültürpark büyüklüğünde orman alanı yok edilmiş.
Yok edilen orman alanı, UEFA standartlarında 15 bin stadyum büyüklüğüne ulaşıyor.
Orman alanlarında nelere izin verildiğini incelediğinizde de karşınıza korkunç bir tablo çıkıyor.
İnanılır gibi değil ama 53 bin metrekarelik orman alanında dinamit deposu izni bile verilmiş.
Orman alanlarında yapımına izin verilen diğer tesisler de şöyle: 57 milyon metrekare maden arama sahası, 48 milyon metrekare rüzgar enerji santrali(RES),
143 bin metrekare kum kireç çakıl ocağı, 15 bin metrekare havai fişek tesisi, 600 bin metrekare kömür ocağı, 950 bin metrekare taş ocağı.
***
Ormanların altına dinamit deposu yapımına olanak sağlayan kararlara bile karşı çıkan yok.
Kathimerini Gazetesi Dış Haberler Şefi Xenia Kounalaki’nin dediği gibi hepimiz muazzam suçluyuz.