Diyanet İşleri Başkanlığı’nın nefret hutbesini eleştiren önceki dönem İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve yönetim kurulunun mahkemeye çıkacağı tarih belli oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın LGBTİ+’ları ve HIV’le yaşayanları hedef gösteren nefret hutbesini eleştiren İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve yönetim kurulunun mahkemeye çıkacağı gün belli oldu.
İzmir Barosu Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“İzmir Barosu önceki dönem Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, ‘…Nefret söylemleri, temelinde insan hak ve özgürlükleri ile tarihsel kazanımları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Asıl mücadele edilmesi gereken bu ayrımcı ve nefret dolu anlayıştır. Nefret söylemlerine karşı yaptırımlar getirmenin ve bu ifadelerin engellenmesi gereklidir. Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık da ırka, renge ve kökene dayalı ayrımcılık kadar ciddi bir sorundur… Bu açıklamaların yeni nefret suçları yaratma potansiyeli nedeniyle haklı bir endişe içerisindeyiz. Taraf olduğumuz Uluslararası Sözleşmeler ve kanunlarımız ışığında nefret söylemlerinin cezasız kalmaması gerektiğine inanıyor, Diyanet İşleri Başkanını yaptığı ayrımcı ve nefret içeren konuşması sebebiyle kınıyoruz. Bir kez daha nefrete inat yaşamı savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.’ açıklaması nedeniyle yargılanmaktadır.”
İlk duruşma 24 Nisan’da
Açıklamada son olarak, “Bizler, bugün hala aynı yerde, her türlü ayrımcılığa karşı çıkmaya devam ediyoruz. Korkmuyoruz, güce boyun eğmiyoruz! Yine, bir kez daha “nefrete inat, yaşasın hayat” diyoruz! İlk duruşmamız İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde, 24 Nisan 2023 Pazartesi günü, saat 09.30’da! Tüm dostlarımızı ifade özgürlüğünü savunmak üzere yanımızda olmaya davet ediyoruz” denildi.
Ne olmuştu?
Pandemi devam ederken, 2020 yılında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hedef gösteren hutbesinin ardından İzmir Barosu, ayrımcılık yasağını hatırlatarak nefret söylemini eleştirmişti.
Baronun o dönemki başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında iddianame hazırlanmış, Baro başkanı Av. Özkan Yücel ve 10 yönetim kurulu üyesinin “dini değerleri alenen aşağılama” iddiasıyla cezalandırılmaları istenmişti.