İzmir’de seçim çalışması yapan her partiden milletvekili adaylarının en çok gündeme getirdikleri konu kentin hakkını alması oldu.
Millet İttifakı’nın adayları “İzmir hakkını alacak” diye bu konuyu tanıtım afişlerinde bile önce çıkardı.
Cumhur İttifakı’nın adayları da bu konuya değindi.
AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, “İzmir gözle görünür ve kantarda ağır yatırımlarla şehrimizi, hemşerilerimizi buluşturan biziz. İzmir ve çevresini kuş bakışı görecek olsak, belgeli rakamları karşılaştıracak olsak, İzmir’de en çok AK Parti’nin izi olduğunu herkes görür. Kesinlikle haklılar, İzmir’e hakkını bugüne kadar olduğu gibi, yine vereceğiz” dedi.
Dün Metro’yu Fahrettin Altay’dan Narlıdere’ye ulaştıracak proje tamamlanarak deneme seferlerine başlaması nedeniyle de bu konu gündeme geldi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Metro’yu Narlıdere’ye ulaştıracak çalışmaların 253 milyon Euro’luk öngörüyle başladığını belirterek, “Tamamladığımız noktada 285 milyon Euro’yu buldu. Kendi öz kaynaklarıyla, bulduğu finansman kaynaklarıyla yapılmış Türkiye’deki tek metrodur. İzmir, U’su olmayan tek şehirdir. İzmir’de metro hatları İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alınteri ile bilek hakkı ile yapılmış metrolardır” bilgisini verdi.
***
Soyer’in bir cümleyle anlattığı son 25 yıllık süreçte yaşananlara bakınca İzmir’de seçim vaatlerinin neden ağırlıkla bu konu üzerinde geçtiği daha iyi anlaşılıyor.
İzmir’de yirminci yüzyılın sonuna kadar kent içinde metro standartlarında bir raylı sistem yoktu.
İzmir’in ilk şehir içi raylı sistemi olacak Üçyol ile Bornova arasında çalışacak metronun vagonlarını görmek üzere dönenim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura ile birlikte 1996’da İsveç’e giden gazeteciler arasındaydım.
Stocholm Metrosu’nu bize gezdiren İsveçli tercüman, “Biz Metro kullanımında 50 yıl geç kaldık” deyince biz İzmirliler şaşkın bir şekilde birbirimize baktık.
Çünkü bizi gezdirdiği Metro’nun en az 50 yıllık olduğu her halinden belliydi.
Şaşırdığımızı anlayınca adamcağız sözlerine açıklama getiren şu cümleleri sıralamak zorunda kaldı:
“Stockholm’de metro ilk olarak 1950’de kullanılmaya başladı. Oysa Londra’da 1880’lü yılların başından beri kullanılıyor.
İzmir’de ise bizim bir metroya binmek için 4 yılda beklememiz gerekecekti.
Orada gördüğümüz metro vagonları ancak 2000 yılından itibaren 11,6 kilometrelik hatta hizmet vermeye başladı.
***
İzmir metro konusunda 20. yüzyılı ıskaladı ama 21.’nci yüzyıla hızlı girdi.
Peşepe yapılan hamlelerle bugün 177,4 kilometrelik raylı sistem hattı kullanımda.
Aliağa –Menderes-Torbalı-Selçuk İZBAN Hattı: 136 kilometre.
Fahrettin Altay- Evka -3 Metro Hattı 19.8 kilometre.
Karşıyaka Tramvayı 8.8, Konak Tramvayı: 12.8 kilometre uzunluğunda.
F.Altay-Narlıdere arasındaki 7.2 kilometrelik hattın deneme seferleri başladı.
Çiğli Tramvayı 11 kilometre, Örnekköy-Yeni Girne Tramvay Hattı 5 kilometre, Otogar-Kemalpaşa hattı 28 kilometre, Otogar-Kemalpaşa hattı 28 kilometre, Karabağlar Metrosu 28 kilometre.
Buca-Üçyol Metrosu’nun 13.5 kilometrelik çalışmaları başladı ve büyük bir hızla sürüyor.
Bu proje 12 miyar liralık(750 milyon Euro’luk) bütçesiyle İzmir tarihinin en büyük yatırımı özelliğini de taşıyor. Buca Metrosu’nun 4 yıl içinde hizmet vermesi bekleniyor.
***
İzmir’de var olan 177 kilometrelik şehir içi raylı sistem hattına birkaç yıl içinde 103.5 kilometre daha eklenecek.
Toplamda İzmir’in “demir ağı 280 kilometreyi aşacak.
Dünyada ilk şehir içi raylı sistem 1863 yılında Londra’da hizmet vermeye başlamış.
İzmir, 150 yıllık şehir içi raylı sistem açığını 20 yılda kapattı.
Hem de tamamen İzmir Büyükşehir Belediyesinin kendi kaynaklarıyla. Yani İzmirlilerin ödediği vergiler, su ve otobüs bileti paralarıyla.
Bakalım bu durum bundan sonra ne kadar değişecek.