İzmir’in Yunan askerlerince işgali tam 3 yıl 3 ay 24 gün sürdü.
İşgalin ilk günü İngiliz Amiral Bristol’un raporlarına göre 2 bin Türk öldürülmüştü.
Öldürülenler arasında Hasan Tahsin’in yanı sıra Kaymakam Dr. Şükrü Bey, Miralay Süleyman Fethi Bey, Kolağası Hüseyin Necati Bey, Yüzbaşı Nazım Bey, Yüzbaşı Ahmet Bey, Dr. Fehmi Bey ve Mülazım Faik Bey de vardı.
Sonraki hafta ve yıllarda İzmir’de ve işgal edilen diğer Ege illerinde Türklere yaşatılan vahşeti anlatmak ne vicdanlara ne de satırlara sığar.
İngiltere konsolosu İzmir’de yaşananları Londra’ya gönderdiği raporunda yazdı: “Yunan vahşeti korkunç, insanları camilere toplayarak yakıyorlar.”
Manisa’yı yaktılar, 18 bin binadan sadece 500’ü kaldı.
Aydın’da toplu katliam yaşandı, insanları camiye topladılar, ateşe verdiler, 106 kişi diri diri yanarak can verdi, pencerelerin demirlerine yapışmış çocuk elleri vardı.
Son nefesini verene kadar tecavüz edilen kadınlar vardı, ırzına geçildikten sonra elleri bileklerinden kesilip, cinsel organına sokulan 10 yaşında kızlar vardı, yaşadıkları nedeniyle aklını yitiren kız çocukları vardı, eşlerinin önünde erkeklik uzuvları kesilen, kendi erkeklik uzuvları ağızlarına sokulan erkekler vardı.
Çok daha fazlası da vardı. Ama ne yürek ne de satırlar dayanır.
***
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Özsüer Yunanistan’daki devlet arşivlerini inceleyip bulduğu belgeleri yayınladı.
Doç. Dr. Esra Özsüer’in açıkladığı belgelerden biri çok ilginçti. Bu belgeye göre Yunan işgali sırasında İzmir Metropoliti olan Hrisostomos’un Yunan Hükümeti’ne çektiği bir telgraf. Bu telgrafta Hrisostomos tüm Müslüman Türkleri vaftiz etme izni istiyor.
Özsüer dönemin Yunan Başkanı Venizelos’un verdiği çarpıcı cevabı da açıklıyor. Venizelos Hrisostomos’a “Sakın böyle bir şey yapma. Senin dilini koparırım. Sen bize zarar vermek mi istiyorsun?” diyor.
Bu tarihi belgeler gösteriyor ki Anadolu’nun Müslüman ahalisini vaftiz etmeyi bile düşünenler vardı.
***
Bugün Kurtuluş Savaşımımızın başladığı, Mustafa Kemal’in Bandırma Vapuru ile Samsun’a ulaştığı 19 Mayıs 1919’un 104’üncü yıl dönümü.
Hafıza-ı beşer nisyan ile malûldür (İnsan hafızasının unutmak gibi bir hastalığı vardır.) O yüzden tekrar tekrar hatırlatmakta yarar var.
Bu ülkede; inançlarımızı, geleneklerimizi ve milliyetçiliğimizi özgürce yaşıyorsak “Ne mutlu Atatürkçüyüm” diyene.