İzmir’in su kaynağına
sülfirik asit tehlikesi
Geçen yıl Gördes Nikel Madeni işletmesine sülfürik asit taşıyan tankerlerin Akhisar Gördes Karayolu’nda devrilmesi ile yaşanan kazalar sonucunda tonlarca sülfürik asit toprağa döküldü.
Kazalarda acil müdahale süreçlerinde yaşanan eksiklikler tesisin yarattığı çevresel riskleri ortaya koydu.
Bölgede yaşayanlar ; tarım ürünlerinin zarar gördüğü, hayvan ölümlerinin arttığı, sularının kesildiği yönündeki şikayetlerini dile getirdi.
Nikel Madeni İşletmesi’nin bölgede yarattığı çevresel sorunlar devam ederken,
söz konusu tesise kapasite artışı verildi.
Ayrıca bölgede maden işletmesinde kullanılan sülfirik asit ihtiyacının karşılanması amacı ile yıllık üretim kapasitesi 1 milyon ton olan sülfürik asit fabrikası kurulması ile ilgili ÇED Süreci başlatıldı.
Geçen salı günü(09 Ekim) Kalemoğlu Köyü’nde halka bilgilendirme toplantısı yapılacağı duyuruldu.
Ancak bölge halkı tarafından gösterilen tepki ile toplantı gerçekleştirilemedi.
***
Konunun oluşturduğu riskleri Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay’a sordum.
İzmir’in içme suyu kaynağı olarak görülen Gördes Barajı ile sadece Gördes ve Manisa Değil İzmir ve çok daha geniş bir alanın risk altında olduğunu belirten Kınay şu bilgileri verdi;
“İşletme için hazırlanan mevcut ÇED raporunun ve ÇED Olumlu Belgesi’nin yetersizliği açıktır. Söz konusu maden sahasına getirilen sülfirik asit taşınması sürecinde ÇED Raporu’nda ifade edilen ilgili tanker trafiği, mevcut trafik ve yol durumu değerlendiriliğinde ve gerçekleşen tanker kazaları göz önünde bulundurulduğunda, maden işletmelerinin yalnız hammaddelerinin taşınması sırasında bile ne kadar büyük çevresel risk oluşturduğu ortadadır.
Bu riskler ve yaşanan süreçler ortadayken bölgeye 1 milyon ton kapasiteli bir sülfirik asit fabrikası kurulmasının yaratacağı çevresel riskler çok daha hayati önem taşıyor.
Çevresel riski çok yüksek olan bu tesislerin planlama, işletilme ve denetim süreçlerinde yaşanan aksaklıklar geri dönülemez sonuçlar doğuracaktır.
Gördes ve Gediz Ovası ve Havzası son derece verimli tarım arazilerinin ve su kaynaklarının olduğu bir bölgededir.
Gördes Nikel Madeni ve Çaldağ Nİkel Madeni gibi çevresel riski son derece yüksek olan bu tesisler ile ilgili hazırlanan ÇED raporları yetersizdir.
Yaşam alanlarımızın hızla kirletildiği yok edildiği ülkemizde; Gördes ve Turgutlu’da yürütülen mücadele çok daha büyük önem kazanmaktadır.”
***
İzmir’in içme suyu kaynağı olarak görülen Gördes Barajı ve son derece değerli tarım arazileri büyük risk altında.
Mevcut nikel madenine sülfirik asit taşınması sırasında zaten yaşanan kazalar yeterince risk oluşturuyor.
Şimdi bir de 1 milyon ton kapasiteli sülfirik asit fabrikası yapılması için ÇED süreci başlatıldı.
Şimdi vatandaşa “Sülfirik asit ve içme suyu aynı yerde olsun mu” diye sorulacak.
Bu soruya kim “olsun” der bilmiyorum. Ama vatandaşın cevabı ne olursa olsun fark etmeyecek.
Çünkü ÇED dedikleri vatandaşa sadece bilgi verme süreci. İsterse tüm bölge halkı “istemiyoruz” desin yine de sülfirik asit tesisi yapılacak.