111 yıl önce batan Titanik’in enkazından elde edilen yeni görüntülerde Megalodon köpekbalığı dişinden yapılmış altın bir kolye ortaya çıkarıldı. Diğer buluntular arasında ise altından yapılmış çok sayıda kolye, bileklik ve yüzük gibi çeşitli ziynet eşyaları yer alıyor.
Titanik’in batışından bu yana görülmemiş bir kolye geminin enkazında keşfedildi.
Manş adası Guernsey merkezli Magellan adlı şirket, 15 Nisan 1912’de Kuzey Atlantik Okyanusu’nda bir buzdağına çarparak batan lüks yolcu gemisinin ilk tam boyutlu dijital taramasını gerçekleştirdi.
700 BİN GÖRÜNTÜ ELDE EDİLDİ
Araştırmacılar, tarihin en büyük sualtı tarama projesinde, derin su araştırma uzmanı iki denizaltı kullanarak enkazın 700 bin görüntüsünü elde etti. Bu görüntüler daha sonra uzmanlar tarafından hareketli bir tarama haline getirildi.
PAHA BİÇİLEMEYEN KOLYE BULUNDU
Görüntüler, soyu tükenmiş bir antik köpekbalığı türü olan Megalodon’un dişinden yapılmış ve altın ile süslenmiş paha biçilemeyen bir kolyeyi de ortaya çıkardı.
Bununla birlikte, İngiltere ve ABD arasında yapılan bir anlaşma, halkın enkazdan ve çevresindeki bölgedeki eserleri çıkarmasını engelliyor. Bu nedenle Magellan’dan gelen ekibin deniz dibindeki enkaza dokunmasına izin verilmedi ve araştırmacılar kolyeyi bölgede bırakmak zorunda kaldı.
Fotoğraf: Macellan
AİLE ÜYELERİ İLE İLETİŞİM İÇİN YAPAY ZEKA KULLANILACAK
Mücevherin sahibini bulmak amacıyla Magellan, Titanic battığında gemide bulunan 2 bin 200 yolcunun aile üyeleriyle iletişime geçmek için yapay zeka kullandığını duyurdu.
Fotoğraf: Macellan
Bu kapsamda, gemiye binen yolcuların görüntülerinin yüz tanıma ve giydikleri kıyafetler de dahil olmak üzere teknoloji ile analiz edileceği açıklandı.
Magellan CEO’su Richard Parkinson, kolyeyi “şaşırtıcı, güzel ve nefes kesici” olarak tanımlayarak şu ifadeleri kullandı:
“Yaygın olarak anlaşılmayan şey, Titanik’in iki parçadan oluştuğu ve baş tarafı ile kıç tarafı arasında 5 kilometre uzunluğunda bir enkaz alanı olduğudur. Ekip bu alanı o kadar ayrıntılı bir şekilde haritalandırdı ki yeni bir keşif yapma şansımız oldu.”
“RÜYA DEĞİL, MEZAR”
Titanik araştırmacısı Mandy Le Boutillier ise oluşturulan görüntülerin kalitesinin daha önce hiç görülmediğini belirterek, “Bir çift ayakkabı gibi nesneleri gördüğünüzde ürperiyorsunuz çünkü orada bir zamanlar bir ceset vardı. Herkes Titanik’in nasıl harika bir rüya gemisi olduğundan bahsediyor ama sonuçta o bir mezar.” diye konuştu.
TİTANİK HAKKINDA
İngiltere’nin Southampton limanından Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrine doğru yola çıkan Titanik, 10 Nisan 1912 tarihinde gerçekleşen bir faciayla tarihe geçti.
O dönemde dünyanın en büyük ve en lüks yolcu gemisi olarak kabul edilen Titanik, yaklaşık 2 bin 400 yolcu ve mürettebatı taşıyabilen devasa bir yapıya sahipti. Ancak ilk seferi sırasında, Atlantik Okyanusu’ndaki buzullarla çarpışması sonucu battı. Batışı sırasında binlerce kişi hayatını kaybetti.
Titanik’in batışı, o dönemde büyük bir şok etkisi yarattı ve dünya genelinde büyük bir üzüntüye sebep oldu. Bu olay, güvenlik önlemlerinin ve denizcilik standartlarının gözden geçirilmesine yol açarak daha sıkı düzenlemelerin yapılmasına neden oldu.
Yıllar geçtikçe, Titanik’in batışı ve bu olaya ilişkin kahramanlık hikayeleri ve hayatta kalanların anıları, halk arasında merak ve ilgi uyandırdı. Birçok belgesel, film ve kitap bu olayı konu almış ve Titanik, popüler kültürde önemli bir yer edindi.
Öte yandan, Titanik, bir anlamda, insanlığın kibir ve özgüvenin sınırlarını sorgulamasına ve doğanın karşısındaki kırılganlığını hatırlamasına neden olan bir uyarı olarak kabul edildi.