CHP Parti Meclisi üyesi ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığına geniş yetkiler veren ÇEDES projesine ilişkin 14 soru sordu.
CHP Parti Meclisi üyesi ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Milli Eğitim Bakanı Yusuf
Tekin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, MEB Din
Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığına geniş yetkiler veren ÇEDES
projesine ilişkin 14 soru sordu. Önergeye ilişkin konuşan Gökçen, iktidarın bu projeyi
uygulamasındaki temel amacının, milli eğitimi tarikat ve cemaatlere teslim etmek olduğunu
iddia etti. Gökçen şöyle konuştu: “Şanlıurfa’da 12 yaşındaki çocuğun gönderildiği kaçak
medrese yakınında şüpheli ölümü, Erzurum’da yatılı Kuran kursunda çocuklara cinsel
istismar skandalı, Hiranur Vakfı kurucusunun 6 yaşındaki kız çocuğunun yıllarca istismar
edilmesi ve Elazığ’da Enes Kara isimli öğrencinin yasadışı bir tarikat evindeki intiharı,
gençlerin ve çocukların ne denli büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor.
İzmir ve Eskişehir’de uygulanmaya başlanan bu proje, laikliği ve toplumunun bir kesiminin yaşam
biçimini doğrudan hedef almakta ve aileler tarafından devlete teslim edilen çocukların adeta
beyinlerini yıkama amacını taşımaktadır. Projeyle birlikte, çocukların psikolojik gelişiminde
kalıcı hasarlar bırakabilecek ve bilimsellikle uzaktan yakından alakası olmayan uygulamaların
önü açılmaktadır. Pedagojik formasyonu olmayan kişilerin okullarda görevlendirilmesi,
çocukların gelişimi için tehdit oluşturmaktadır. Öte yandan, Anayasa ve AİHS tarafından
korunan bir temel hak olan ‘din ve inanç özgürlüğü’ hakkı açıkça ihlal edilmektedir.
FETÖ’den miras kalan ‘abi-abla sisteminin’, Milli Eğitime entegre edilme çabası da ayrıca
manidardır. FETÖ’nün Milli Eğitim Sistemi içerisinde tamamlayamadığı bir projeyi, AKP
iktidarı kendi elleriyle nihayete erdirme görevini üstlenmiş görünmektedir. Bu bağlamda
ÇEDES Projesi’ni, iktidarın kindar ve yalnızca kendi yorumuna göre dindar bir nesil yaratma
projesinin bir aşaması olarak değerlendiriyoruz. Okullarımızın, AKP eliyle bir siyasi ve dini
propaganda unsuru haline getirilmesini, çocukların da bu tehlikeli propagandaya alet
edilmesini kabul etmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“DEPREM BÖLGESİNDE TRAVMA YAŞAYAN ÇOCUKLARIN TAZİYEDE NE İŞİ VAR?”
ÇEDES Projesi kapsamında yayınlanan “Deprem Bölgelerine Yönelik ÇEDES Projesi
Çalışma Planı” içerisinde yer alan uygulamaları da eleştiren Gökçen, “İktidar, deprem
bölgesinde devam eden kriz durumunu, siyasi amaçlarını ve dini duyguları istismarı
gerçekleştirmek için bir fırsat olarak görmektedir. Depremin, çocuklar üzerindeki olumsuz
tüm etkilerini gidermeye çalışmak yerine, taziye evi ziyaretleri ve hastane ziyaretleri gibi
çocuklarda ciddi psikolojik travmalar yaratabilecek uygulamaların yapılması planlanmaktadır.
Böyle bir uygulamayı kabul etmemiz mümkün değildir. Velilerimiz adına AKP’ye soruyoruz;
travmayı halen yaşamakta olan çocukların psikolojik destek almak yerine taziyede, ölü
evinde, hastanede ne işi var? Bu uygulamanın, çocuklar üzerinde bırakacağı tahribatın geri
döndürülemez noktaya ulaşmadan iptal edilmesi için gereken tüm mücadeleyi göstereceğiz.
Toplumun tüm kesimlerinin ve ailelerimizin bu mücadeleyi gönülden destekleyec