CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarını değerlendirdiği bir açıklamasında dikkat çeken ifadeler kullandı. Kılıçdaroğlu, “Siyaseti nereye kadar götüreceksiniz?” sorusuna ise “Buna cevap vermek istemem” yanıtını verdi.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde yenilgi alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, istifa çağrılarıyla karşı karşıya kaldı. Kılıçdaroğlu bu çağrılara kulak tıkayıp “Mücadeleye devam” mesajı verdi. CHP’de yaşanan gelişmeler dikkatle takip edilirken son olarak bir röportaj veren Kılıçdaroğlu; “Siyaseti nereye kadar götüreceksiniz?” sorusuna “Buna cevap vermek istemem” sözleriyle karşılık verdi.
Adaylar özel çalışmayla belirlenecek
2024 yılında yapılacak yerel seçimlere ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu’nu, Sözcü’den Saygı Öztürk’e şunları söyledi: “Yerel seçimlerde çok iyi bir performans yakalayacağımıza inanıyorum. Pek çok çalışmayı belli bir noktaya getirdik. Aday belirlemelerimiz de iyi olacak. Çok iyi sonuçlar elde edeceğiz. Aday belirlemede şöyle bir yöntemimiz olacak: Tek bir gözlemle aday belirlenmeyecek. Anketler yapılacak, saha araştırması yapılacak. Bizim denetmenler gidecekler alana bakacaklar. ‘Kiminle kazanırız, kiminle kazanmayız’ diye özel çalışmalar yapılacak. Adaylar belirlenecek.”
Değişime değil, yenilenmeye ihtiyaç var
Kılıçdaroğlu şu ifadeleri de kullandı: “CHP’de değişime değil yenilenmeye ihtiyaç var. Yani bizim partimizin ideolojisi belli. Sosyal demokrat partiyiz. Gazi Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu bir çizgi, hedef var. Bunun nesini değiştireceksiniz? Bu hedefimiz değişmez. Sosyal demokrat bir partiyiz, 6 okumuz var.
Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Nedir yenilenme? Örneğin parti tüzüğünün değişmesi lazım. Bunun için de zaten çalışıyoruz. Örgütlerin beklentisi nedir, ne değildir onları alıyoruz. Gerçekten örgütünde çok mutlu olacağı güzel değişiklikler yapacağız ve hayata geçireceğiz.”
Siyaseti nereye kadar götüreceksiniz?
“Kılıçdaroğlu “Siyaseti nereye kadar götüreceksiniz” sorusuna “Buna cevap vermek istemem” dedi. Kılıçdaroğlu seçimlerin ardından hem kendisine hem de partisine yönelik eleştiriler için “Ön yargıyla yaklaştığınız zaman eleştiri, eleştiri olmaktan çıkıyor” yorumunu yaptı. “Her eleştiriye saygı duyarım. Ama eleştiri de içi dolu, kendine göre haklı eleştiri olmalı” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“‘Ben demiyorum ki “Bizim hiçbir hatamız, kusurumuz yoktur.’ Böyle bir şey söylemedim. Eksiğimiz de yanlışımız da olabilir. Ama eleştirinin de sizi doğru yöne yöneltecek çerçevede olması lazım. O zaman biz eleştiriye de eleştirilene de saygı duyarız. Eleştiri tamamen hakaret boyutuna, daha doğrusu hakaret içeren bir yazıya ya da bir söyleme dönüşüyorsa bu eleştiri olmaktan çıkıyor. Ön yargı oluyor. Oysa bir gazetecinin görevi ön yargılarından arınıp siyasetçiyi sağlıklı, tutarlı bir eleştiri çerçevesinde değerlendirmektir. Yani illa övgü olacak diye bir şey zaten beklemiyoruz. Bir politikacının övgüden çok, sağlıklı eleştiriye ihtiyacı var. Biz de eksiğimiz, hatamız, yanlışımız nerede onu düzeltmeye çalışırız.
Eleştirilerin büyük bölümü haksız
Yapılanları eleştirin tamam ama büyük bölümünü eleştiri olarak kabul etmek de doğru değil. Bunlar eleştiri değil, ön yargıyla kaleme alınan yazılar veya söylemler. Eleştiri farklı bir şey. Eleştirilerin büyük bir kısmı genelde haksız. Bunu partimizin genel merkezi de, partimizin örgütleri de gayet iyi biliyor. Bizim eksiğimizi söyleyebilirler. Eksiğimizi dillendirseler, ‘Şurada şunu yapmadınız, şurada eksiğiniz var niye bunu yapmadınız’ deseler çok memnun olurum. Haksız eleştirileri okuyunca, dinleyince gerçekten üzülüyorum.”