Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütü, partinin 100’ncü kuruluş yıldönümü vesilesiyle ‘100 Yıllık Yolculuk’ başlığında kutlama toplantısı düzenledi. Eksi genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’ın da katıldığı toplantıda önemli mesajlar verildi.
İzmir’de üst üste iki kritik buluşma gerçekleştirmeye hazırlanan Cumhuriyet Halk Partisi’nde ilk gün programı yoğun katılım ile start aldı.
CHP İzmir’de geçmiş dönemde görev almış ve hayatta olan CHP Genel Başkanları’nın buluştuğu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin 100’üncü yaşının masaya yatırıldığı ‘100 yıllık yolculuk’ zirvesi Fuar İzmir’de gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikte CHP geçmiş dönem Genel Başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın da konuşmacı olarak katıldı.
KATILIMCILAR DİKKAT ÇEKTİ
100’üncü yıl etkinliklerinde geçmiş dönem genel başkanların yanı sıra parti milletvekilleri, belediye başkanları, ilçe başkanları ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Genel seçimlerde kurulan 6’lı masa ortakları Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti’nin temsilcilerinin bulunduğu toplantıda İYİ Partili hiçbir isim yer almadı. Dikkat çeken bir diğer detay ise seçim döneminde CHP ile sık sık karşı karşıya gelen Memleket Partisi’nin de toplantıda yer alması oldu.
ASLANOĞLU: BUGÜNE DAMGA VURMAK ELİMİZDE
Gecenin açılış konuşmasını gerçekleştiren CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığımızca, partimizin 100. kuruluş yıldönümü sebebiyle düzenlediğimiz kutlama etkinliğinde, siz değerli konuklarımızla birlikte olmanın heyecanını ve büyük mutluluğunu yaşıyorum. Hep söylenir yapılan büyük işlerde, büyük kutlamalarda, “Tarihe tanıklık ediyorsunuz” diye. Bu sözün en çok yakışacağı akşam herhalde bu akşamdır. Bugün, yüz yıllık bir tarihe tanıklık ediyoruz. Vatanın kurtarıldığı, devletin kurulduğu, cumhuriyetin ilan edildiği bir tarihten söz ediyorum. Cumhuriyetle yaşıt ama cumhuriyetten çok önce başlamış bir tarih yolculuğu bizimkisi. Kurtuluş Savaşı’nı veren, ekonomisi bitik bir ülkeden saygın ve güçlü bir cumhuriyete giden, yüz yıllık yolculuk. Hiç düşündünüz mü? Ya o ilk adım atılmasaydı. Mustafa Kemal Atatürk Halk Fırkası’nın kurulmasını istemeseydi. Kendisine saraylardan birini makam yapsaydı, devrimlere ve ekonomik hamlelere başlamasaydı. Cumhuriyeti ilan etmeyerek kendi saltanatını sürdürseydi mesela… Ya da meclisi kurmasaydı, laiklik ilkesini hayata getirmeseydi ve kadınlara haklarını teslim etmeseydi. Ne olurdu bunlar olmasaydı? İşte bu sorunun cevabı, derin bir yokluk, karanlık ve korku. Cumhuriyet Halk Partisi o yokluğa son veren, o karanlığı ilim, eğitim ve adaletle aydınlığa çeviren, o korkuyu Milli iradeyi hakim kılarak dağıtıp, cesaretli, kendine güvenen ve yıkıntılar içinden modern bir cumhuriyet kuran partidir. Milletimizin, oy versin vermesin partimize derinden bağlılığı, her karanlığın sonundaki ışık olarak görmesi, bu yüz yıllık şanlı tarihimizden gelmektedir. Bizlerin 100 yıllık tarihimizle gurur duyması en büyük hakkımızdır elbette. Ancak bu 100 yılın verdiği tarihi bir sorumluluğumuzda vardır. Halkımıza ve cumhuriyete karşı bir sorumluluk. Önümüzdeki yüz yılın CHP’sinin temellerini atmak zorundayız. Gençleşerek, teknoloji ve iletişim kaynaklarımızı yenileyerek, yeni neslin dilini ve hayallerini anlayarak, 100 yıllık mücadele ve ilkemize sahip çıkıp, yeni eylem ve mücadele yolları yaratarak, partiye sadece üyelik formu ile değil, aidiyet duygusuyla bağlı yeni neferler kazandırarak, yeni yüzyılın temellerini atmak zorundayız.Hayatı, verdiği savaşları ve zaferleriyle, kurduğu cumhuriyetle, dünyanın bugün dahi hayranlıkla izlediği ve örnek aldığı Atatürk’ümüzün, en büyük iki eserinden birisi olan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni yüzyılına, bugünden damga vurmak elimizde” diye konuştu.
PARTİYİ KURANLAR BÜYÜK ZORLUKLARLA…
Geleceğe dair sorumluluklarına da dikkat çeken Aslanoğlu, “Bize bu koca çınarı ve büyük gururu bırakanlara borcumuzu, aynı gururu bizden sonraki nesillere ve üyelerimize yaşatarak ödeyebiliriz. İşimiz kolay değil ama kabul edelim ki bu partiyi kuranlar kadar büyük zorluklarla da karşı karşıya değiliz. Partimize karşı sorumluluğumuz akılcı, verimli ve bilimsel çalışmak, örgütlü yol almaktan geçiyor. Geçmişin tecrübelerini bugünün iletişim kaynakları ve vatandaşlarımızın beklentileriyle harmanlayarak, beklentilerin çok ötesinde bir ufuk çizmek bizleri yeni yüz yılımıza hazırlayacaktır. Bugün, sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin 100. yaşını değil. Demokrasiye adım atışımızı, çok partili hayata geçişimizi, kadınların haklarına kavuşmasını, anayasal düzenin kuruluşunu, çocuklarımızın modern eğitimle tanışmasını, sanayi hamlesinin başlatılmasını da kutluyoruz. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihi içinde, bu ülkeyi çağdaş medeniyetler seviyesi çıkartan her ne varsa, içinde CHP vardır. Temelleri savaş meydanında atılmış, kuruluşu demokrasiye geçişin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun siyasi iradesi olmuş partimizin, bu vatana ve halkımıza daha yüzlerce yıl hizmet edeceğine hiç şüphe yoktur. Bu duygularla, İzmir İl Başkanlığımızca düzenlenen 100. Yıl Özel Kutlama programımıza katılan tüm davetlilerimize bir kez daha canı gönülden teşekkür ediyorum. Başta Kurucumuz ve Ebedi liderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm Cumhuriyet Şehitlerimizi minnet ve özlemle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum” ifadelerini kullandı.
Aslanoğlu sözlerini şu ifadeler ile tamamladı;
“Bizler gelir geçeriz, seçimler kazanılır kaybedilir, zaman akar gider, kavgayı verenler değişir, ama unutulmasın ki; Baki olan Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır. Ne mutlu bu yolda kavgamızı yaratanlara. Ne mutlu bu kavgada şehit düşenlere. Ne mutlu, 100 yıllık tarihe sahip bir partinin evladı olanlara. Ne mutlu bu yoldan dönmeden Atasının mirasına, Cumhuriyete ve Cumhuriyet Halk Partisine sahip çıkanlara. 100. Yaşın kutlu Asırlık Çınar. Yeni Filizlerle Nice yüz yıllara”
SOYER: CUMHURİYETİN TEMEL DAYANAĞI OLMAYI SÜRDÜRÜYOR
Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘cumhuriyetin temel dayanağı’ olmayı sürdürdüğünü vurgulayan Başkan Soyer, “Uçurumun kenarında yıkık bir ülkeyi” 10 yıl süren savaşlar ve yokluğun ardından ayağa kaldıran, gücünü milletin azim ve kararlılığından alan, 100 yaşını devirmiş bir siyasi parti… Ülkenin kurucu iradesini temsil eden, köklerini Kuvayi Milliye’den alan asırlık bir çınar. Ve hem partimizin hem de Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlama şansına erişen bizler. Bu güzel kutlamada sizlerle bir arada olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Bugün, Türkiye’nin kurucusu, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olan Cumhuriyetimizin ve partimizin bir asırlık yolculuğunu coşkuyla kutluyoruz. İzmir’in kurtuluşundan bir yıl sonra, 9 Eylül 1923’te kurulan Cumhuriyet Halk Partimiz, kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle “Cumhuriyetin temel dayanağı” olmayı bugün de sürdürüyor” dedi.
GEÇMİŞİN MİRASIYLA YENİ YÜZYILI İNŞA EDİYORUZ
Partinin sayısız engellerle karşılaştığını vurgulayan Başkan Soyer, “Biz Cumhuriyet Halk Partililer Türkiye Cumhuriyetini’nin temel değerleri olan hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, laikliği, demokrasi, adalet, barış ve refahı korumak için bir asırdır nöbetteyiz. Partimiz, bu uzun yolculuk boyunca şüphesiz ki sayısız engellerle karşılaştı. Milletin egemenliğine gölge düşüren darbeler, bugün bir kere daha tekrar eden ekonomik kriz ve toplumumuzun kutuplaştırılması… Biz bunların hepsine göğüs germesini bildik. Asla vazgeçmedik. Çok ağır bedeller ödedik. Fakat hiç yılmadık. Ve işte bugün, ilk günkü heyecanımız ve bir asırlık tecrübemizle dimdik ayaktayız. Umudun vazgeçilmez kaynağı olarak geleceğe yürüyoruz. Geçmişin mirasıyla yeni yüzyılı inşa ediyoruz. Yüzüncü yaşımız, kutlu olsun!” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞTİRMEYİ TALİBİZ
Cumhuriyet Halk Partisi’ni ‘başlatanların’ partisi olarak tanımlayan Soyer, “Cumhuriyet Halk Partimiz kendi içindeki görüş farklılıkları nedeniyle her daim daha da güçlenmiştir. Aslen demokrasinin değeri de, önemi de bu çok seslilikten geliyor. Partimiz içindeki bu demokratik tartışmaların bizi böleceğini düşünenler, göreceksiniz, bir kere daha yanılacak. Türkiyeyi bu zor günlerinden söküp çıkaran asli güç, bir kere daha Cumhuriyet Halk Partimiz olacak. Elbette bu sürecin gereği biz de değişeceğiz, gelişeceğiz. Hiç kimse aklından çıkarmasın. Cumhuriyet Halk Partisi başlatanların partisidir. Bu parti eline geçirdiğini yıkanların değil, yapanların partisidir. Bu parti bir ileri iki geri gidenlerin değil, devrimcilerin partisidir. Biz kapalı kapılar ardında kendi kendimizi değiştirmeye değil… Sokaklarda, meydanlarda ve tarlalarda Türkiye’yi değiştirmeye talibiz. Göreceksiniz, bunu hep birlikte başaracağız” diye konuştu.
BASKIYI VE ADALETSİZLİĞİ BU ÜLKEDEN SÖKÜP ATACAĞIZ
Taahhütte bulunan Başkan Soyer, “Bugün yalnızca 100 yıllık bir mirası kutlamakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğe dönük bir taahhütte bulunuyoruz. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını demokrasiyle taçlandıracağız! Haksızlıkları, kutuplaşmayı, baskıyı ve adaletsizliği bu ülkeden söküp atacağız. CHP, hiçbir safsataya itibar etmeyip devrimci ruhuyla tüm Türkiye’yi kucaklamayı sürdürecek. Yüreğinde demokrasi aşkını taşıyan, partimizin geleceği olacak yeni nesilleri, Türkiye’nin en ücra noktalarında dahi olsa bir bir bulup çıkaracağız. Sözümüz, onurumuzdur. Bunu mutlaka başaracağız. Biliyorum ki tıpkı 101 yıl önce olduğu gibi özgürlük, barış ve demokrasi umudu da yine bu şehirden, kurtuluşun ve kuruluşun şehri İzmir’den tüm Türkiye’ye dalga dalga yayılacak. Başta Cumhuriyet Halk Partimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 100 yıllık yolculuğumuzu her daim büyüten tüm parti üyelerimizi saygı ve minnetle anıyorum” dedi.
Gerçekleştiren toplantıda ise moderatörlüğünü İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun yaptığı bölümde geçmiş dönem genel başkanlar soruları yanıtladı.
ÇETİN: TÜRKİYE’NİN GÜVENCESİ KADINLAR
İzmir’in kendisi için önemine vurgu yapan Hikmet Çetin, “Bütün ilçelerini gezdiğim tek il İzmir’dir. İzmir’in güzelliği bana her zaman çok moral veriyor. Dünyada 100 yıla ulaşan çok az partiler var. CHP savaşı yapan ve Cumhuriyeti kuran bir parti. CHP böyle kurulmuş Atatürk devrimci bir lider. Dünyada iyi akset olan liderler var bir de devrimci olan liderler var. Mustafa Kemal gibi hem iyi bir akset olan hem de eşi bulunmayan bir lider yoktur. CHP devrimci, 6 oka baktığınız zaman çok önemli maddeler var. Atatürk böyle bir yoklukta ulus devlet çıkarabilmiş bir lider. Attığı her adım bir devrimdir. Kadına ve gençlere çok inanmıştım. İçinde bulunduğu tüm güçlüklere rağmen Türkiye’nin güvencesinin kadınlar olduğuna inanıyorum. Ben bu inancımı her yerde de söylüyorum” dedi.
Seçimlerin kazanılması gerektiğini belirten Çetin, “Bu seçimi kazanmamız lazımdı. Cumhuriyetin 100’üncü yılı CHP’ye yakışırdı. Koşulların çok elverişliydi. Ayrımcılığın olduğu bir dönemde maalesef bu süreci parti örgütü iyi yönetemedi. Bu seçim mutlaka kazanılabilirdi” diye konuştu.
Parti içinde tüzük değişikliğinde olmasını istediği konulara değinen Çetin, “Bir kişinin 2-3 dönem sonrasında milletvekili yazılmaması lazım. CHP’de 7-8 defa milletvekili yazılan isimler var. Bu önemli bir sorun. Bizim yeniden genel sekreterliğe dönmemiz lazım. Genel sekreterlik partinin başbakanı. Biz AK Parti’nin sistemine geçtik. Genel Başkan Yardımcılarının, PM’nin yetkisi yok. Geçmişte öyle zamanlar olmuştu ki Genel Sekreteri de üyeler seçmişti. Partinin muhatabı genel sekreterdi. Biz kendimiz gibi olmalıyız. Biz genel sekreterlik sistemine dönmeliyiz. Milletvekilliği sürelerine de dönem kısıtlaması koymalıyız. Parti üyesi olmayan arkadaşımız bizde 5 dönem milletvekilliği yapıyor. Eğer iyi yönetebilebilseydik bu seçimi kazanırdık” ifadelerini kullandı.
Çetin ayrıca İzmir’in son durumu ile ilgili ise şu ifadeleri kullandı;
“İzmir asimilasyona gitmiyor, entegrasyona gitmiyor. Nereden gelirse gelsin insanlar İzmirliyim diyor. Bu İzmir halkının hoşgörüsü, insanlara olan sevgisi bağlılığı…”
KARAYALÇIN: TEMBELLİK SÜRECİNE GİRMEK SÖZ KONUSU OLABİLİR
Örgütün önemine vurgu yapan Murat Karayalçın, “Örgütler siyasi önderlerdir. Bunların parti örgütüne taşınmasıdır. Umudu örgütleyip bunu başarıya taşıyabilmek için bu anlamda etken olabilmek için, işlevsel olabilmek için örgütün tam kapasite ile çalışması gerekir. Eğer örgütlenmemizi tam kapasite ile çalıştırmazsak o zaman o örgütün sonuç alması olanaklı değildir. Örgütün kendisinden beklenilen görevleri yerine getirmesi olanaklı değildir. Bana göre örgütün sonuç alabilmesi için örgütün milletvekili adaylarını ve belediye başkan adaylarını seçebilmesi gereklidir. Yani ön seçimin olması gereklidir. Örgüt kendi adaylarını seçemiyorsa örgütün sonuç alabilmesi olağan değildir. Bir tembellik sürecine girme söz konusu olabilir. Örgüt tam kapasite ile çalışamıyorsa bir süre sonra öyle bir genel başkan yapalım ki o çok iyi konuşsun, çok çalışsın ki çok dolaşsın, hepimiz adına işi o yapsın denmeye başlar. Biz madem ki oy alamıyoruz, sağdan transfer edelim o da gelirken bir miktar seçmen getirsin diye düşünmek siyasi tembelliktir. Şimdi 100’üncü yılımızdayız ve çok önemli günleri geçiriyoruz” dedi.
Yapay zekanın önemine dikkat çeken Karayalçın, “Yapay zekanın hem bizim için hem dünya solu için çok önem taşıdığı kanısındayım. Özellikle faşizmin yeni şekli olan popülizmin güç kazandığını görüyoruz. Dünya solunu 1970’lerin ortasında kaçırmaya başladı toplumlar. Bizim solumuz üretim sistemine dayalı olarak geliştirilmiştir. Şimdi yapay zeka dönemindeyiz. 6 ay içinde dünyanın önde gelen insanlarının dünya kamuoyuna uyarı çarkları yaptığı günleri yaşıyoruz. Bence burada üzerinde durmamız gereken konu şu; Bizim bildiğimiz sol düşünce çerçevesinde kullandığımız anlamda emek girdisinden bağımsız bir değer yaratıldı. Sol düşünceyi taşıyan siyasetçiler olarak meseleyi klasik anlamda değer yaratmadığı, farklı anlamda değer taşıdığı ortamda biz bu emeği nasıl koruyacağız. TİS’de emekçi emeğini örgütlenme ile alabiliyordu. Şimdi yok böyle bir şey. Konuları yapay zeka ile özel bir komisyon kurarak akademisyen ve işçilerimizin katılımı ile ele almalıyız, tartışmalıyız. Yapay zeka sosyalizmi diye bir kavram üzerinden tartışmalar yapılıyor. Bu kavramı çok sayıda iktisatçı kullanmaya başladı. Piyasa mekanizması ile merkezi plancılarının seçenek olarak ortada olduğu dönemleri yaşadık. Sovyet tipi planlama çok sayıda değişkeni dikkate alamadığı için başarılı olmadı” ifadelerini kullandı.
YENİ YERLEŞİM ALANLARINA İHTİYAÇ VAR
İzmir’in artık göçü yerelleştiremediğini belirten Karayalçın, “İzmir aldığı göçü yerelleştiren bir kentti. Mardinli de İzmir olabiliyordu, Rizeli de İzmirli olabiliyordu. Ancak galiba o kapasitesi kayboldu, ya da kaybolmaya yüz tuttu. İzmir’in taşıma kapasite bir yere kadar. Buradan hareketle yeni dönemde sayın başkanımızın yeni belediye başkanlığı döneminde İzmir’in yeni yerleşim yerleri açmasıyla sorunu aşması söz konusu olabilecektir” diye konuştu.
ÖRGÜTÜN GÜÇLÜ KILINMASI GEREKİYOR
Genel sekreterlik makamının geri gelmesi fikrine karşı çıkan Karayalçın, “Mayıs seçimlerinden sonra çok sayıda partilinin genel başkanın gücünün fazla olduğu, bunu törpülenmesi için bir genel sekreterlik gücünü düşünmeye başladılar. Bazı arkadaşlarımız genel başkan yardımcılarını da seçimle gelmesini dile getirdiler. Bu denilen şey aslında genel merkezde yoğunlaşmış yetkinin genel merkez aktörleri tarafından paylaşılmasıdır. Bence bu doğru değil. Yetki örgütte olmalıdır. CHP örgütü yetkiyi kullanmalıdır. Güçlü genel sekreter bana göre bir çözüm değildir. Bana göre olması gereken şey örgütün güçlü kılınması gerekliliğidir. 200 kişilik PM üyemiz olması ve 16 farklı alanda örgütlenerek sürekli çalışmalı. 200 kişinin 81 tanesini her il seçmeli. İl yönetimi il başkanını seçerken bir de PM’ye göndereceğiniz üyeyi seçmeniz de eklenebilirdi. Yani PM’nin yarısı illerden gelmeli. Bu egemenliğin kullanımında yerel yönetimlerimizin çok güçlü bir konum elde etmesini sağlayacaktır. 200’ü yuvarlak rakam olduğu için önermiyorum. Bunun altında yatan neden PM’nin komisyonlar şekilde çalışması. Siyaset ideologlar tarafından yapılmıyor. Artık kendi inanç ve düşüncelerin çerçevesinde tavır almanız yoluyla yapılıyor. Bu nedenle CHP yöneticilerinin görüşlerini yurttaş ile paylaşabilmesi gerekir. Komisyonlarımızda gençlerimizi ve kadınlarımızı ilk defa gerçek anlamda çalıştırma imkanı bulacağız. 2 ayda 1 toplanan PM’de hepsi kadın, genç olsa ne olacak? Kadın ve gençlerimizi sahada görevlendirildikten, yetiştirildikten sonra ne olacak” dedi.
PUANI TOPLAYAMAYAN ADAY OLAMASIN
Parti içinde puan sistemi önerisinde bulunan Karayalçın, “Hepimiz ön seçim yapılsın diyoruz, ama bir yandan da örgütler önseçim yapacak durumda değil diyoruz. Bence CHP üyeleri 4 konuda puan toplamalı. Eğitimden geçireceğiz partililerimizi. Ben bazı ülkelerde parti eğitimi alarak bakanlıklara çıkan kişilerin olduğunu biliyorum. Bu 0,40 parti görevlerinin yerine getirilmesi… Ben İstanbul İl Başkanlığı yaptım. Orada AKP’lilerin üyelerinin başarılarını üyelerin kendilerine verilen görevleri yerine getirip getiremediklerini nasıl kontrol ettiklerini izledim. Bu 0,30. Üçüncüsü aidatlarımız ödeyeceğiz. Dördüncüsü de kıdem konusu. Kıdemli partililere 10 puan verilmeli. Dün gelen belediye başkanı milletvekili olmasın. Biraz kıdem arayalım. Toplam 100 puan. Şu kadar puan toplayanlar milletvekili ve belediye başkan adayı olsun. Puanı toplayamadıysanız aday adayı olamazsınız denilsin. Şu kadar puan toplayanlar da adaylar arasında seçim yapabilsin” diye konuştu.
ÖYMEN: İLK SEÇİMLERDE GEREKEN SONUÇLAR ALINACAKTIR
Dünyadaki aşırı sağ yönelimiyle ilgili düşünceleri sorulan eski genel başkan Altan Öymen, “Rejimler değişir. Bugün dünyada bazı ülkelerde otoriter rejimlerin etkili olduğunu öne süren bir kanat var. Aslında dünya 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana… O savaşta 25 milyon insan öldürüldü. O dönemi ben çocukluğumdan hatırlıyorum. Karartma gecelerinden bahçelerimize sığınak kazılmasına kadar. Nasıl oldu da Türkiye 2. Dünya Savaşı’na girmedi? Bir yandan 12 milyonluk bir devlet var ve 1 milyonu asker. Hem doğudan hem batıdan tehdit altındaydı. Birinci tehdit İtalya’ydı. Onlar Yunanlıların karşısında kaldılar. Almanya Trakya’ya dayandı. Bir yandan da Rusya, Almanlarla sürpriz bir şekilde anlaşma yaptı. Komünist Rusya, Nazi Almanya’sıyla anlaştı. Bizden Boğazlar’da Rus askeri bulunmasını istedi. Bu iki baskı altında Türkiye, nadir bir ülke olarak savaş sürecinde tek bir kurşun atmayan ve kurşun isabet etmeyen bir ülke olmuştur. Bulgaristan işgal altında, Rusya sonradan Almanya ile savaştı. Hepsi toprak kaybetti. Bugün ne oldu? Bugün dünyadaki bütün ülkelerin bundan örnek alması lazım. Bazılarında otoriterleşme tehlikesi var. Sonunda savaş da çıksa kazanırız diyenler de var. Bu, o kadar kolay değil Geçmişi hatırlamaları lazım. Burada CHP diye bir parti var. Bakmayın siz 6’lı masanın az bir farkla kaybetmesine.. ben inanıyorum ki bundan sonraki ilk seçimlerde gereken sonuçları alacaktır” dedi.
(Egedesonsöz)