İzmir önümüzdeki yerel seçimlerin adeta merkez üssü oldu. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’de il kongrelerine İzmir’de başladı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bugün Türkiye’deki ilk Büyükşehir adayını İzmir’de resmen ilan ederek seçim çalışmalarını başlatacak.
Yerel seçim yarışı da İzmir’de erken başladı. İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ümit Özlale Bornova Anadolu Lisesi’nden arkadaşı Tunç Soyer’i ağır şekilde eleştirilerle vuruyor.
Ama bu arada ironik bir tartışma da yaşandı. Özlale’nin Mason olduğu ve ABD’de bağlantılı bazı şirketlere danışmanlık yaptığı iddia edildi.
Özlale Yeni Asır Gazetesi’nde yayınlanan iddiaları kesin bir dille yalanlayarak, “Ben Atatürkçüyüm, milliyetçiyim, İzmirliyim ve İzmir profiline uygun birisiyim. Hakkımda hiçbir şaibe yok. Benim adaylığımın açıklanmasıyla beraber bir karalama kampanyası başlatıldı” dedi.
***
Dahası topa Mason Büyük Locası girdi. Özgür Masonlar Büyük Locası olarak bilinen Büyük Mason Mahfili Derneği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Kurulduğu günden bugüne kadar gerek Türkiye’de gerekse uluslararası ölçekte hiçbir siyasi faaliyeti, hiçbir siyasi girişimi veya eylemi olmamış, doğrudan veya dolaylı olarak siyasetle uğraşmamış, siyasi tutum sergilememiş, hiçbir siyasi görüş açıklamamıştır. Siyasi parti, örgüt veya oluşumlar ile doğrudan veya dolaylı bağlantısı olmamıştır. Kaldı ki Masonluk kurumunun amaç, ilke ve kuralları gereği siyasetle ilgilenmesi mümkün de değildir” ifadeleri dikkat çekti.
Açıklamada ayrıca şu bilgiler de yer aldı: “Zaman zaman çeşitli yayın organlarında Masonların siyasete müdahale ettiği, Mason Derneklerinin birbirleriyle çekişme içerisinde olduğu yönünde asılsız iddialar ve dayanaksız yorumlar görülmekte ise de kesinlikle böyle bir durum söz konusu değildir. Aksi yöndeki haber, yorum veya açıklamaları Özgür Masonlar Büyük Locası olarak şiddetle reddediyoruz.”
***
Aslında yıllardır dedikodu kabilinden konuşulan “Mason olmayan İzmir’de belediye başkanı olamaz” şeklindeki iddialar ilk defa kamuoyunda açıkça tartışılmaya başlandı.
Ne yazık ki böyle konular projelerden, icraatlardan ve hatta kentin sorunlarına üretilen çözümlerden çok daha fazla ilgi çekiyor.
Öncelikle şunu söylemek gerek. Her Türk Vatandaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına uygun olarak kurulan ve dernekler masasının onay verdiği sivil toplum kuruluşlarına üye olabilir.
Bu bir vatandaşlık hakkının yanında aynı zamanda da demokrasinin, sosyal yaşamın ve dayanışmanın gelişimi için bir görevdir.
İstemedikçe de hiç kimse üye olduğu sivil toplum kuruluşu ya da derneği açıklamak zorunda değildir.
***
Ancak belediye başkanlığı gibi, milletvekilliği gibi seçimle gelinen ve vatandaşın vergisinin nereye harcanacağı makamlara aday olanlar başka.
Demokrasinin en önemli kuralı şeffaflıktır. Bir yerde demokrasiden söz etmek için; bilinmeyen, karanlıkta kalan, perde arkasında gibi görünen hiçbir alan kalmamalıdır.
Yasal bir derneğe üye olmak ne suç ne de ayıptır.
Politik makamlara aday olanlar üye oldukları tüm dernek ve kuruluşları varsa danışmanlık yaptıkları yerli ya da yabancı şirketleri açıklamak zorundadır.
Buradan açıkça çağrı yapıyorum. Bu makamlara aday olanlar (10 yaşında komşunun ağacından izinsiz topladıkları erikler de dahil) haklarındaki tüm bilgileri tek bir ayrıntı bile kalmadan açıklasın.
İzmir’deki yerel seçimlerle ilgili soru işareti ya da şaibe yaratmaya kimsenin hakkı yok.