Yıl 1989. İstanbul Üniversitesinin tarihi binasının içindeki yemekhanenin önünde öğrencilerin yemek boykotu için toplandığı günlerden biriydi.
Ben de Gazetecilik bölümü birinci sınıf öğrencisi olarak oradaydım.
Benim gibi henüz okuldaki ilk yılı olan öğrenciler aslında bu durumdan hiç memnun değildi. Biz başka konularda boykot yapma taraftarıydık.
Çünkü sık sık çeşitli bahanelerle yapılan yemek boykotları bizi gevreğe (İstanbul’da simit) mahkum ediyordu. Okulun yemekhanesinde 3 çeşit yemek için verdiğimiz parayla dışarıda ne yazıkki sadece bir gevrek alınabiliyordu.
Ama yaşımız ve kıdemimiz küçük olduğu için sözümüzün de görüşümüzün de çok önemi yoktu.
Ertesi yıl Ege Üniversitesine yatay geçiş yaptıktan sonra da özellikle kent dışından gelen arkadaşlarımızın yemek konusunda yaşadıkları zorluklara hep şahit oldum.
Birbirimize destek için bir yemeği bol ekmekle 3-4 kişi paylaştığımız günleri unutmak mümkün değil.
***
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. İzmir’deki üniversitelerde yemek fiyatlarına yüzde 350 oranında zam yapılınca asla unutmayacağım kendi öğrencilik yıllarımı hatırladım.
Üstelik de bu zam Sayıştay raporlarına yansıyan İzmir’deki tüm üniversitelerin milyonlarca lira kar etmesine rağmen yapıldı.
Sayıştay raporlarına göre İzmir’deki dvt üniversitelerinin gelirleri 2022’de giderlerinden 659 milyon 474 milyon lira fazla oldu.
Ege Üniversitesi 374 milyon milyon 799 bin, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 108 milyon 479 milyon, Dokuz Eylül Üniversitesi 64 milyon 601 milyon, Katip Çelebi Üniversitesi 66 milyon 430 milyon, İzmir Bakırçay Üniversitesi 42 milyon 507 milyon, İzmir Demokrasi Üniversitesi 2 milyon 644 milyon 86 bin lira kar etti.
İzmir’deki devlet üniversiteleri 660 milyon liraya yaklaşan bu kaynağı öğrenciler için harcamak yerine genel bütçeye geri gönderdi. Ama öğrencilerin yemek fiyatları üç katından daha fazla arttırıldı.
Bunu anlamak ve kabul etmek gerçekten mümkün değil.
Belediyelerin çorba dağıtımı sırasında öğrencilerin oluşturduğu yüzlerce metrelik kuyruklar aslında bu konudaki trajediyi açıkça ortaya koyuyor.
Bir yemeği üç öğrencinin paylaştığı durumlar bile var.
***
Yapmayın, etmeyin efendiler.
İzmir’de üniversite öğrencilerinin zaten vahim bir barınma sorunu var. 160 bin öğrenciye karşı kentteki devlet yurtlarının kapasitesi sadece 30 bin.
Kentte yüksek öğrenim alan 130 bin öğrenci başının çaresine bakmak zorunda.
Barınma sorunu yaşayan öğrencileri bari açlığa mahkum etmeyin.
Öğrencileri açlıkla değil sadece bilimle imtihan edin.