Tarih 4 Mart 2011. O günlerde İzmir’de kentin ve hatta belki de Türkiye’nin yerel yönetim tarihine geçecek ilginç soruşturmalarından biri başladı.
İçişleri Bakanlığı, dönemin Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur hakkında üzerinde mandalina ağaçlarının bulunduğu bir araziye konut izni vermediği için soruşturma açtı.
Konu, Maliye Bakanlığı’nın Narlıdere’de otoyola cepheli 3 bin 450 metrekarelik mandalina ağaçlarıyla dolu bir arazisiyle ilgiydi.
Bu araziye imar verilmeyince İçişleri Bakanlığı müfettiş gönderdi. Müfettişin raporu doğrultusunda dönemin Narlıdere Belediye Başkanı Batur ve meclis üyelerinin tamamı için soruşturma izni verildi.
Batur, yıllarca mandalina ağaçlarının bulunduğu araziye konut imarı vermediği için soruşturuldu, ifade vermek zorunda kaldı. Ama kararından vazgeçmedi.
***
Yıllar sonra bu kez Konak Belediye Başkanı olarak imarla ilgili konularda sınav veriyor Başkan Batur.
Konu bu kez biraz daha büyük. Hatta çok büyük. Kent merkezinde yapılacak gökdelen meselesi.
Pasaport’taki Pastel AVM ve eski tütün depolarının bulunduğu 3 bin 532 metrekarelik alana inşa edilecek projenin 146 metre yüksekliğinde 42 kattan oluşması planlanıyor.
Başkan Batur, uzun süredir kentin gündeminde olan ve gerekli izinlerini geçen yıl alan söz konusu gökdelen ile ilgili cesur bir çıkış yaptı.
Gökdelen projesiyle ilgili, “İçime sinmiyor, gerekli çalışmayı başlattık. Kanunlar ne gerektiriyorsa yapacağız” dedi.
Konak’ın kalbine hançer gibi saplanan gökdelen projesinin içine sinmediğini belirten Başkan Batur, bu yükseklikteki bir gökdelenin Konak’ın merkezine yapılmasını hiçbir açıdan doğru bulmadığını ve mimarlık mesleğinden gelen biri olarak içine sindiremediğini dile getirerek şöyle konuştu: “Kent siluetini de bozacak böyle bir projeyi biz de doğru bulmuyoruz. Bir kere İzmir’de yüksek yapılar için ayrılmış bölgeler var. Yüksek projeler için bu bölgelerin kullanılması gerekiyor. Kaldı ki Konak’ın ne altyapısı ne de trafiği bu yoğunluktaki bir projeyi kaldırmaz.”
Ruhsatlandırma sürecinde yetkilerinin kısıtlı olduğunu da belirten Batur, “Ancak Konak’ı yöneten yerel yönetim olarak belediye meclisimizle birlikte bunu engellemek için elimizden geleni yapacağız. Belediyemizin hukuk birimlerini de bu anlamda atılabilecek her türlü adımı atmaları konusunda harekete geçirdik” diyerek bunun peşini bırakmayacaklarını ve gerekli hukuki çalışmaları yaptıktan sonra meclise ve kamuoyuna bildireceklerini söyledi.
***
Batur’un kent merkezindeki yoğun yapılaşma ile ilgili bu kararlı çıkışları ve görüşleri yeni değil.
8 Şubat 2019’da Konak Belediye Başkanı adayı iken gazetecilerle buluşan Batur, Zorlu Holding tarafından kent merkezine dikilmek istenen gökdelen projesine karşı olduğunu belirterek, yüksek binalar için Bayraklı’nın belirlendiğine dikkat çekti.
İlk aşamada Konak’ın planlamasını yapacaklarını ve yatırımları kentin çeperlerine kaydıracaklarını belirten Batur, “Konak’ta yapılacak olan yeni yapılaşmalar orada yaşayan insanların kültürüne ve dokusuna zarar vermeyecek. Mahalle dokusuna uygun olan yapılara izin verilecek. Tarihi bir yer olan Konak’ın bu özelliği korunacak. Kentin planlanmasında tarihi doku da göz önüne alınacak” dedi.
12 Şubat 2019’da katıldığı bir televizyon programında da yüksek yapılarla ilgili sorulan soruya şu şekilde cevap verdi: “Silueti bozacak, kentin merkezinde özellikle de Alsancak, Kemeraltı, Hatay Caddesi ve Güzelyalı’da yüksek yapı olmayacak benim dönemimde. Yüksek yapı yapılacak bir alan tespit edildi 2001-2002’de rahmetli Ahmet Piriştina döneminde. Bayraklı bölgesi olarak tespit edildi. Bu bölgeye zaten yüksek yapılar yapılıyor. Kentin içinde çürük diş gibi yüksek yapı göremeyeceksiniz.”
4 Mart 2019’da İzmir Medya Platformu Üyesi gazeteci ve yazarlarla bir araya gelen Batur’a yine aynı sorulmuş, cevap yine aynı: “Konak’ta kentin tarihsel görüntüsünü bozacak yüksek yapılara müsaade etmeyeceğiz. Şehrin dokusuna zarar vermeyecek şekilde olan planlama anlayışımız devam edecek. Vatandaşın güveneceği kurum belediyedir.”
***
Kentin merkezindeki yüksek yapı baskısının daha uzun süre gündemde olacağı kesin gibi.
İzmir gibi 8500 yıllık kadim bir kent için merkezindeki bu devasa yapılaşma zorlamalarından daha büyük ne sorun olabilir ki?
Bilimsel meslek odalarının tamamı bu işe karşı. İzmirlilerin büyük bir çoğunluğu da öyle.
Başkan Batur bu işte asla yalnız değil. Yanında bilimsel meslek odalarıyla, sivil toplum örgütleriyle yüzbinlerce İzmirli var.
Şimdi, İzmir için cesur olma zamanı.
Çünkü bugün susup, yarın “Bu kent nasıl bu hale geldi?” demenin hiçbir faydası da anlamı da yok.