Bilim insanları evrenimizin bugüne kadarki en büyük üç boyutlu haritasını oluşturdu. Harita karanlık enerjiyle ilgili sürpriz yeni bilgilerle bilim dünyasında yankı uyandırdı.
Fizik dünyasını derinden sarsabilir, bilim insanlarına evreni anlama konusunda yepyeni kapılar açabilir, Einstein’ın yanıldığını kanıtlayabilir ve modern fiziğin temel taşlarından birini altüst edebilir… Evrenin en detaylı haritası çıkarıldı ve bu harita, karanlık enerjinin değiştiğini gösteriyor.
Michael Levi, Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı tarafından perşembe günü yayınlanan bir açıklamada, “Şimdiye kadar, evrene ilişkin en iyi modelimizle temel bir uyum görüyoruz, ancak aynı zamanda bazı ilginç farklılıklar da görüyoruz” dedi.
Levi, yeni haritayı üreten Karanlık Enerji Spektroskopik Enstrümanı DESI’nin yöneticisi. Cihaz, Arizona’daki bir teleskopa bağlı, evrenimizin çeşitli aşamalarından ışık toplayan 5 bin küçük robottan oluşuyor. Gökbilimciler de evrenimizin nasıl değiştiğini ve geliştiğini anlamak için DESI’yi kullanıyor.
EVREN ANLAYIŞIMIZI TAMAMEN DEĞİŞTİREBİLİR
Gökbilimciler, evrenimizin zamanla giderek daha hızlı genişlemesine neden olan bilinmeyen gücü karanlık enerji olarak adlandırıyor. DESI’nin ayrıntılı haritası da karanlık enerjinin bilim insanlarının düşündüğünden tamamen farklı olabileceğini ve evren anlayışımızın temel dayanağını sarsabileceğini öne sürüyor.
Bilim insanları bu hafta Amerikan Fizik Derneği’nin bir toplantısında DESI’nin yeni verilerinden elde edilen ön tahminler doğrultusunda, karanlık enerjinin gelişebileceğini ve zayıflayabileceğini duyurdular.
Karanlık enerji hakkında elde edilen bu yeni ipucu bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. Nobel ödüllü Adam Riess, şöyle dedi: “Eğer doğruysa, bu, karanlık enerjinin doğası hakkında 25 yıl içinde elde ettiğimiz ilk gerçek ipucu olacak.”
DESI, gökbilimcilerin 11 milyar yıl geriye, evrenimizin en erken aşamalarına bakmalarına yardımcı oluyor.
Princeton Üniversitesi kozmologlarından Paul Steinhardt ise “Karanlık enerjinin değiştiği fikri çok doğal. Eğer sabit olsaydı, uzayda ve zamanda kesinlikle sabit olan, bildiğimiz tek enerji biçimi olurdu” dedi.
Eğer daha sonraki veriler de kararsız karanlık enerjiye dair bu ipuçlarını doğrularsa, evrenin yapısı ve geleceği hakkında bildiklerimizi değiştirecektir. Bu aynı zamanda bilim insanlarını evrenin hızlanan genişlemesinin gizemini çözmeye daha da yaklaştıracak.
Riess, “Eğer bu geçerli olursa, evrenin yeni ve potansiyel olarak daha derin anlaşılmasına giden yolu aydınlatabilir” dedi.
KOZMOLOJİNİN ALTIN ÇAĞI
Bir bütün olarak evreni konu alan kozmoloji, yeni gelişmelerle beraber altın çağını yaşıyor denebilir. DESI’nin dışında Vera C. Rubin Gözlemevi, 20 milyardan fazla galaksi de dahil olmak üzere, on yıl boyunca tüm güney gökyüzünün haritasını çıkarmasına olanak sağlayacak dünyanın en büyük dijital kamerasıyla donatılmak üzere.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Öklid teleskobu halihazırda uzayda bulunuyor ve görevi karanlık enerjiyi incelemek. NASA’nın Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu’nun 2027’de fırlatılması ve konuyla ilgili kendi araştırmasını yürütmesi bekleniyor.
DESI ise araştırmasının sonunda 37 milyon galaksinin haritasını çıkarmayı hedefliyor.
Fransız Alternatif Enerjiler ve Atom Bilimi Enstitüsü’nden araştırmacı Arnaud de Mattia yaşanan gelişmeler için şunları söyledi: “Devam eden ve başlamak üzere olan büyük ölçekli araştırmalarla ve bu veri kümelerinden en iyi şekilde yararlanmak için geliştirilmekte olan yeni tekniklerle kozmolojinin altın çağındayız.”