Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, birlik olarak 2020 yılında 1 milyar 361 milyon dolar, Türkiye genelinde ise 20,9 milyar dolarlık dövizi ülkeye kazandırdıklarını söyledi. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) çatısı altında bulunan birlikler arasında en fazla ihracat yapan birlik olduklarını söyleyen Ertan, “Ülkemiz özellikle son 30 yıldır hem üretim hem de kalite açısından önemli yollar kat etti ve etmeye devam ediyor. Katma değerli üretim yapan tesis sayısı artarken, ayrıca pandemi öncesi başlayan yeni yatırımlar da hayata geçmeye başlıyor. Orta vadede ithal edilmekte olan birçok ürünün böylece yerli kaynaklarla üretilmeye başlanacağını ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını söyleyebiliriz. Bu çerçevede birlik olarak 2021 yılında ihracat hedefimizi 1,4 milyar dolar olarak belirledik ve bu yönde çalışmalarımızı hızla gerçekleştirmeye devam edeceğiz” dedi.
“Yeniden güçlendik”
Demir çelik sektörü ana pazarları olan ABD ve AB pazarlarında uygulanan korunmacı önlemler, ilave vergiler ve iç piyasadaki tüketimin azlığı sebebiyle 2 yıldır zorlu bir süreç geçirildiğini belirten Ertan, “2020 yılına bu sıkıntıları firmalarımızın yeni pazarlar, katma değerli üretime yönelme girişimleri ile azaltarak girdik ancak tabii ki pandemi etkisini hem sektörümüzde hem de tedarikçisi olduğumuz çelik kullanan sektörlerde gösterdi. Yine de salgın başlangıcından itibaren 1-2 aylık süreçte yavaşlasak da sektör firmalarımız bu zorluğu da büyük başarı ile göğüsledi ve hızla adapte olarak sektörü yeniden güçlendirmeyi başardı” diye konuştu.
“Rakiplerine göre daha iyi durumda”
Salgının ilk dalgasında yaşanılan tecrübeler ışığında ikinci dalgaya daha hazırlıklı girdiklerini söyleyen Ertan, şöyle devam etti:
“Hatta 2021 yılının ilk 3 aylık mamul ve yarı mamul satışlarını yaptık. Ayrıca yıl sonuna doğru hem arzın düşük olması hem de 2019’dan beri ertelenmekte olan talebin yeniden canlanmasıyla emtia fiyatlarının da oldukça yükselmesi ve bunun nihai ürün fiyatlarına da yansıması sebebiyle alıcılar stok yapma eğilimine girdi. Bu sebeplerle 2020 yılının özellikle son aylarında ihracatımızı artırmayı başardık ve bu eğilimin 2021’in ilk çeyreğinde de süreceğini düşünüyorum. Birliğimizin en büyük ihraç kalemi olan çelik üretimine bakıldığında eylül ayından itibaren geçen yılki üretim performansını yakalamış durumdayız. En büyük üretici Çin hariç bakıldığında dünyada çelik sektörü yaklaşık yüzde 9 oranında daralırken Türkiye’nin yüzde 5’e yakın bir oranda büyüme kaydetmesi firmalarımızın başarısı ve şu anda rakiplerine göre daha iyi durumda olduğunun göstergesidir.”
Latin Amerika radarda
Ege Bölgesi demir ve demirdışı metaller ihracatçısı firmalarından 170’ten fazla ülkeye ürün gönderildiğinin altını çizen Ertan, “Bu sayı Türkiye genelinde ise 220’yi aşıyor. 2018 yılından beri AB ve ABD pazarlarındaki önlemler dolayısıyla özellikle Afrika ve Latin Amerika başta olmak üzere farklı pazarlara yönelim başlamıştı. Bu yılın ikinci yarısında bir önceki yıla kıyasla Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ve uzun yıllardır önemli miktarlarda satış yapamadığımız Uzak Doğu ülkelerine özellikle Hong Kong, Singapur ve Malezya’ya ihracatta yükselişler yaşandığını gözlemliyoruz. Radarımızda bulunan Latin Amerika’ya yönelik çalışmalarımız salgın sebebiyle yavaşlamış olsa da devam ediyor. Türkiye genelinde çubuk, yassı sıcak ve boru; Ege Bölgemizde profil, çubuk, inşaat aksamı en önemli ihraç kalemlerimizi oluşturuyor. Her ne kadar demir çelik sektörünün en fazla girdi sağladığı sektör inşaat sektörü olsa da hem Türkiye’de hem dünyada otomotiv, beyaz eşya sektörleri de önemli çelik kullanan sektörler olup bu sektörler girdi olarak katma değerli ürüne ihtiyaç duymakta” dedi.
Endüstri 4.0 çalışmaları
Birlik olarak son yıllarda özellikle endüstri 4.0 konusunda çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Ertan, “Sanayi 4.0’ı yüksek verimlilik, az maliyet, az enerji, inovasyon, hız, akıllı iş birliği ve akıllı bütünleyicilik ile inşa edilecek bir strateji serisi olarak tanımlıyoruz ve yeni pazarlara bu şekilde daha kolay ulaşabileceğimize inanıyoruz. Bu bağlamda üye firmalarımızı bu konuda bilgilendirmek ve iyi örnekleri göstermek amacıyla ekim ayında Türkiye ve Almanya’dan sektörün önde gelen kurum ve kuruluşlarının katılımları ile bir dijital forum organizasyonu ve Bavyera Bölgesinin endüstri 4.0 uygulamaları konusunda önde gelen firmalarına dijital ziyaret gerçekleştirdik. Benzer organizasyonları geleneksel hale getirip en güncel gelişmeleri her yıl üyelerimize aktarmayı hedefliyoruz. Bilindiği üzere maalesef ekim ayında İzmir’de yaşanan deprem ve can kayıpları hepimizi derinden yaraladı. Depremin değil binaların öldürdüğü gerçeğini maalesef yaşadık. Ülkemizin deprem kuşağında yer alması sebebiyle betonarme yapılardan ziyade çelik konstrüksiyon yapılara ağırlık verilmesi depremde oluşacak hasarların azaltılması açısından faydalı olacaktır. Son olarak, yaşanan pandemi süreci ve küresel daralmanın sektörümüz ve tüm insanlar açısından en kısa sürede sonlanmasını ve 2021 yılının sağlık, mutluluk, bol kazanç getirmesini dilerim” diyerek sözlerini tamamladı.