Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), “üretimden satışlar” kriterine göre 100 büyük firmayı düzenlediği online basın toplantısı ile açıkladı. 100 büyük firmanın üretimden satışlar rakamının yüzde 79.6’sı kimya, gıda ve demir-çelik-metal-döküm sanayide yoğunlaştı. Bir önceki yıla göre 100 büyük firmanın üretimden satışları yüzde 13, net satışları yüzde 14, diğer satışları yüzde 19 arttı.
EBSO, “üretimden satışlar” kriterine göre 100 büyük firmayı düzenlediği online basın toplantısı ile açıkladı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 100 büyük firmayı açıklarken ekonomik gelişmeleri de değerlendirdi. Çalışmaya göre kar eden firma sayısı 84, AR-GE yapan firma sayısı 60, yabancı sermayeli firma sayısı 27, zarar bildiren firma sayısı 16 olarak belirtildi. 100 büyük firmanın üretimden satışlar rakamının yüzde 79.6’sı kimya, gıda ve demir-çelik-metal-döküm sanayide yoğunlaştı. 100 büyük firmanın ihracat rakamının yüzde 69.3’ü kimya, gıda ve taşıt-otomotiv yan sanayi tarafından gerçekleştirildi. İlk 10 firma, 100 büyük firmanın üretimden satışlarının yüzde 58’ini gerçekleştiriyor. Bir önceki yıla göre 100 büyük firmanın üretimden satışları yüzde 13, net satışları yüzde 14, diğer satışları yüzde 19 arttı. Üretimin net satışlar içindeki payı, yüzde 92 olarak gerçekleşti. 100 büyük firma ihracatının üretimden satışlar içindeki payı yüzde 33 olurken, net ithalatçı görünümünü artırarak koruduğu ifade edildi.
Üretimi ve merkezi İzmir’de olan firmalar
100 büyük sanayi kuruluşu anket çalışmalarına 39 yıldır aralıksız devam ettiklerini kaydeden Yorgancılar, “Üretimi ve merkezi İzmir’de olan firmaların Türkiye genelindeki üretim rakamları değerlendirmeye alındı. Üretimi İzmir dışında olan üyelerimiz çalışmaya dahil edilmedi. İzmir’de üretimi olup merkezi farklı şehirlerde olan firmaların sadece İzmir rakamları alındı” diye konuştu.
“Dijital dönüşüm çağına uyum sağlamada hala yetersiz seviye ve hızdayız”
“Covid-19 sürecinde de çok iyi anlaşıldığı üzere sektörlerin ihtiyaç duyduğu ürünlerin ülkemizde üretilmesini sağlayarak yerlileşmek ve katma değeri artırmak zorundayız” diyen Yorgancılar, Türkiye’nin GSYİH’sı içinde AR-GE harcamalarının payının yüzde 1’in altına düştüğünü, en büyük üreticilerin de AR-GE harcamalarının net satışlar içindeki payının binde 36’da kaldığını kaydetti. AR-GE harcamasının da yüzde 15 oranında artarak 450 milyon TL olarak gerçekleştiğini ifade eden Yorgancılar, “Dijital dönüşüm çağına uyum sağlamada hala yetersiz seviye ve hızdayız” ifadelerine yer verdi.
Borç/özkaynak oranı
Borç/özkaynak oranının, firmaların finansman ihtiyacını özkaynaklarıyla mı yoksa borç yoluyla mı giderdiğini anlamamızı sağladığını dile getiren Yorgancılar, şunları söyledi: “Borçların özkaynaklar büyüklüğünün 4 katına ulaşması, gerek küresel, gerekse ulusal piyasalardan borç çevirme riskini ve finansman maliyetlerini ciddi şekilde artırabilecektir. Son 10 yılın en yüksek verisi olan EBSO 100 büyük firmada oran, yüzde 413,8 olup yavaş büyüme, artan kurlar, bunun getirdiği maliyet artışları ve bilanço zararı ile yükselen faizler bu oranı tetiklemektedir. 2019 yılında, İSO 500’de oran yüzde 217 idi.”
“Özkaynak oluşturmada firmalar zorlanmaktadır”
Firmaların toplam aktifleri içinde borç ve özkaynak payının, kaynak yapısındaki dengeyi göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayan Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: “EBSO 100 büyük firmada özkaynakların payı son 10 yılın en düşük verisi olup yüzde 19,5’e kadar geriledi. 2019 İSO 500’de yüzde 32’dir. Özkaynak oluşturmada firmalar zorlanmaktadır. Kaynak yapısı içerisinde borçların oranının her yıl yükselerek yüzde 80,5’e ulaşması, çarpıklığı göstermesi açısından da önemlidir. Yüksek oranda artan kur, artan maliyetler mali açıdan kırılganlığı artırırken, borçlanmayı beslemektedir. Yıllar itibari ile artan bir şekilde faaliyetler borçla sürdürülmektedir. Reel sektörün 155 milyar dolarlık net döviz pozisyonu açığı ile birlikte ele alındığında, kur artışının ciddi kambiyo zararına neden olduğu da dikkate alınmalıdır.”
“Bilanço zararı, karlılığı olumsuz etkiledi”
“Karlılık oranları, işletme kaynaklarının ne ölçüde etkin kullanıldığını gösterir” diyen Yorgancılar, “Pandemi dönemine damga vuran bilanço zararı, karlılığı olumsuz etkiledi. 100 büyük firma, 2019 yılında elde edilen karın tamamına yakınını finansman giderlerine ayırmıştı. 2020 yılında firma beyanlarına göre; faiz giderinin yüzde 80, borçlarının yüzde 63 arttığı bir ortamda, bu oran yüzde 80,3’e geriledi. Yüzde 80 bandının üstünde bir durum sürdürülebilir değildir. Firmalarımız adeta faize çalışmaktadır” sözlerine yer verdi.
“Sanayi üretimi ile büyümekte geç kaldık”
Genel durum değerlendirmesinde bulunan Yorgancılar, “Bugünün gelişmiş ülkeleri güçlü sanayi sektörüne sahip ülkelerdir. Dünya ihracatının yaklaşık yüzde 70-80’lik bölümü imalat sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. O nedenle; öncelikle, sanayi üretimi ile büyümekte geç kaldığımızı kabul etmemiz gerekiyor. İstihdam oluşturamıyoruz. İşsizlik, en acil çözüm bekleyen konumuz. Kalıcı çözüm sanayidir. Bilgi bazlı sanayileşmede programları hayata geçiremiyor, nitelikli toplumdan uzaklaşıyoruz. Yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon kıskacındayız. Kurlarda sağlanamayan istikrar, şirket bilançolarını bozuyor. PMI ve güven endekslerinde istikrar sağlanamıyor. İthalata bağımlılık hedeflenen düzeye çekilemiyor. CDS risk primi Türkiye algısını kötüleştiriyor. İhtiyacımız olan doğrudan yabancı yatırımlar yüzde 18 azalıyor ve Türkiye rakipleri karşısında cazibesini kaybediyor. Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler güven vermiyor, istikrar kazanamıyor. Gelişmiş ülkeler, dijitalleşme, döngüsellik, yeşil ekonomi kapsamında geleceğe yönelik planlamalar yaparken, biz mevcut durumu korumakta zorlanıyoruz. Aşı teminine ilişkin belirsizlikler, süreci yavaşlatıyor” ifadelerini kullandı.
Önerileri sıraladı
Durum değerlendirmesinin ardından önerilerde bulunan Yorgancılar, pandemi ile belirginleşen konular ve riskler karşısında yeni ve heyecan verici bir ekonomik programın kamu-özel sektör arasında etkin bir iletişimle oluşturulması, bankalar, firmalar ve halkın borçluluğunu azaltmaya yönelik bütünsel bir program hazırlanması, borçların ötelenmesi değil azaltılmasının hedeflenmesi, nakit ihtiyacının giderilmesi için uzun vadeli kredilendirmeye gidilmesi, sektörel bazda ihtiyaca yönelik paketler hazırlanması gerektiğini belirtti. Yorgancılar şöyle devam etti:
“Tedarik zincirlerindeki kırılmalar dikkate alınarak yabancı sermayeli doğrudan yatırımlar için yatırım ortamının iyileştirilmesi ve katma değer oluşturanlara özel teşvikler sunulması, ihracat seferberliği başlatılarak, kapsamlı destekler açıklanması, yeni pazarlar için rehberlik yapılması ve komşudan tedarik ve yakın pazarların önceliklendirilmesi, yeni döneme hazırlık için KOBİ’lerin dijitalleşmesi yönündeki teşviklerin çeşitlendirilmesi, istihdam sağlayan büyüme için yerli üretim hamlesi kapsamında; sanayi ve tarım yatırımları seferberliğine odaklanılması, ekonomik ve toplumsal risk barındıran işsizliği önlemek için mevcutlara 1 yıl SGK primi muafiyeti, yeni işe alınanlara da gelir vergisi muafiyeti sağlanması, firmaların devletten hak edilmiş tüm alacaklarının; nakit, tahvil, bono gibi yöntemlerden biri ile ödenmesi gerekmektedir. Ülkenin gücü üretimden, üretim yatırımdan ve yatırım uygun makro ortamdan beslenir. Bu ortamın cazip hale getirilmesi faydalı olacaktır.”
“Para gidecek adres arıyor”
Yorgancılar daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Pandemi döneminde yabancı sermayeli firmaların sayısı ile ilgili soruyu yanıtlayan Yorgancılar, “Türkiye’de geçen sene yabancı sermayeli yatırım 6.8 milyar dolardı. Hindistan ve Brezilya, 33 milyar ve 53 milyar dolar civarı yatırım almış. Dünyada para çok fazla. Gidecek adres arıyor. Bu adresin güvenli, istikrarlı, huzurlu, adaletli olması lazım. Para, bütün bunların olduğu yerlere akıyor. 2005, 2006, 2007, 2008’de Türkiye önemli yabancı sermaye yatırımları aldı. Bugün de alabiliriz ama almamız için içeride huzurun sağlanması, adalet reformunun olması gerekiyor. Güven ortamı olduğu takdirde bizim ülkemiz de alır. Ülkemizin konumu Hindistan ve Brezilya’dan çok daha iyi konumda” cevabını verdi.
“Biz bu işin içinden çıkarız”
Yorgancılar, pandemi döneminde sanayicilere vereceği önerilerin sorulması üzerine de, “Üretim devam ediyor, ihracat devam ediyor. Biz işin içinden çıkar mıyız, çıkarız. 50 yıldır bu işin içinden biri olarak söylüyorum; birçok kriz yaşadık. Bu da bir kriz. Krizler aşılacak. Suyun akacağı yolu bulacağına inanıyorum” yanıtını verdi.
İlk 100 firma içerisindeki ilk 10 firma, şu şekilde sıralandı: Star Rafineri A.Ş., Tüpraş-Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş., PETKİM Petrokimya Holding A.Ş., İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş., Philsa Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük SAN. VE TİC. A.Ş., JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş., Abalıoğlu Yağ SAN. ve TİC. A.Ş., Pınar Süt Mamulleri Sanayii A.Ş., BMC Otomotiv SAN. ve TİC. A.Ş., Kocaer Haddecilik SAN. VE TİC. A.Ş.