Kuru incir rekoltesi, 2019-2020 sezonunda 90 bin, 2020-21 sezonunda 85 bin olmasına rağmen şimdiden 60 bin tona ulaşarak değer bazında yüzde 15 ivmeyle geçen seneki ihraç rakamına ulaştı. Sektör, kuru incirdeki bu başarının sektörel ve akademik iş birlikleri, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmayla, kuru üzüm gibi ihraç kalemlerinde de sağlanabileceği görüşünde birleşti.
2019-2020 yılı olağan genel kurul toplantısında konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, tarım ülkesi olan Türkiye’nin gıda ihracatı konusundaki stratejisini yaşanan kriz şartları altında bile avantaja çevirebildiklerini söyledi. Birol Celep, “Kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ürünlerimiz için ürün Komiteleri kuruldu ve bu komiteler hem ticari hem de teknik seviyede toplantılar düzenlendi. Organik ürünler komitesi, Bilim ve Teknoloji Kurulu, Ekonomi ve Finans Kurulu kurulmuş ve sistematik bir şekilde toplantılarına devam etti. Hem yurt içinde hem de yurt dışında yürütülen bilimsel projelere finansal ve teknik destek verildi. Lisanslı depoculuk sisteminin kurulması ve TMO’nun kuru meyve alımı yapması için girişimlerde bulunuldu. Üreticilerle yakın temas ve iş birliği halinde olmanın önemi her platformda dile getirilmiş ve üretici toplantıları düzenlenmiş, gıda güvenliği ile ilgili sorunların çözümü için yayım ve eğitim çalışmaları yapılmış, ayrıca yurtdışı iş birliklerimiz sayesinde AB Komisyonu nezdinde yürütülen lobi faaliyetlerinde aktif rol alınmıştır” dedi.
Kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir ihracatı 848 milyon dolara ulaştı
Sektörün ihracatının son 5 yıldır 1,3-1,4 milyar dolar seviyelerinde seyrettiğini hatırlatan Celep, “2019’da toplam kuru meyve ihracatı miktar bazında 485 bin ton, değerde 1 milyar 416 milyon dolar; 2020 yılında ise miktar bazında 477 bin ton, değer bazında 1 milyar 399 milyon dolar olarak gerçekleşti. Birliğimiz, ülkemizin toplam kuru meyve ihracatının miktar bazında yüzde 75’ini, değer bazında ise yüzde 61’ini gerçekleştirdi. 2020-21 sezonunda 19 Haziran itibariyle 184 bin ton üzüm ihracatı karşılığında 356 milyon dolar gelir elde edildi. Kuru incir ihracatımız ise miktar bazında yüzde 7’lik, değer bazında yüzde 15’lik bir artışla olumlu bir tablo çizdi. 60 bin ton kuru incir ihracatından 217 milyon dolar kazandık. Kuru kayısıda ise 82 bin 500 ton kuru kayısı ihracatı karşılığında ihracat gelirimizi yüzde 16 oranında ivmeyle 275 milyon dolara taşıdık. 2019/20 sezonunda 2 bin 781 dolara ihraç edilen bütün kuru kayısı, 2020/21 döneminde 3 bin 485 dolara alıcı buldu. 2020/21 sezonunda bütün kuru incirin ortalama ihraç fiyatı ise 4 bin 67 dolardan 4 bin 265 dolara yükseldi” şeklinde konuştu.
Piyasaya alıcıların değil bizlerin yön vereceği bir sistem kurulmalı
Birol Celep, son yıllarda sağlıklı gıdalara olan talebin ve tüketici beklentilerinin gün geçtikçe arttığını, rekabetin daha da zorlaştığına değinerek birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Celep, şöyle devam etti:
“Hem alıcı pazarlarımızdaki tüketici beklentilerini karşılayabilmek, mevcut pazarlarımızı korumak ve yeni pazarlara girebilmek, hem de Çin, Özbekistan gibi rakip üretici ülkelerle rekabet edebilmek için kendi aramızda birlik olmayı başarmaktan başka bir yolumuz yok. Dünyanın en büyük üzüm üreticisi ve ihracatçısı olarak üzüm piyasasına alıcıların değil bizlerin yön vereceği, kuru kayısımızın da dünya piyasalarında hak ettiği değeri bulacağı bir sistemi kurabiliriz. Kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı da Okratoksin-A ve Pestisit ile kuru kayısıda kükürt limitleri sorunu, AB’deki aktif maddelerle ilgili güncelleme çalışmaları gibi önümüzdeki dönemde karşımıza çıkabilecek sıkıntıları aşmak için tüm gücümüzü seferber ettik.”
Ortak akıl çağrısı
Celep, Tarım ve Orman Bakanlığının fiyat politikasında, şeffaflık ve izlenebilirliği baz alarak pestisitin kontrollü kullanımında üreticiyi desteklemesi ve yönlendirici olması gerektiğinin altını çizdi.
Celep, şöyle devam etti:
“Devletin bizle ortak akıl yapması lazım. Tüm tarım sektörlerinde ortak aklı kurmalıyız. TMO ile birlikte 4 yıl çok verimli bir şekilde hareket ettik. 5’inci yılda farklı bir yol belirlediler. Spekülatif hareketlere sebebiyet vermememiz lazım. Tarım il/ilçe müdürlükleri ile, coğrafyadaki akil insanlardan geri bildirim alarak, tüm paydaşlarla ortak strateji yaparak ülkemizi sektörlerimizi gerçek anlamda koordine etmeliyiz. Rekoltede öngörülebilir koşullar sağlanmadan, fiyat açıklanmadan satışa başlanmamalı. Alivre satış hem üreticiye hem sektöre tüm taraflara zarar veriyor. ABD’nin bizle rekabet etme şansı yok. Güney Afrika’yı da istediğimiz gibi alt ederiz. İran zaten serbest piyasada yoktu. Özbekistan’da Çin’in ciddi plantasyonları var. Şili’deki gibi satılan ürünün sorgulanması ve ekim alanı plantasyonunun yapılması, süreci düzgün planlamak gerekiyor. Dünyada değişimi kabul edenler başarıyı yakalayacak. Her işte inovatif ve farklı düşünmeliyiz, her zaman kendimizi yenilemeliyiz.”
Kuru meyve sektörünün 2023 yılı hedefi 3 milyar dolar
Celep, son olarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuru meyve sektörünün 2023 yılı için belirlediği 3 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması ve mevcut potansiyelimizi en etkili şekilde ihracatımıza yansıtabilmek için, sektör paydaşları olarak bir arada olmalı, kısa-orta-uzun vadeli stratejilerimizi gözden geçirmeliyiz. Şayet üniversitelerle iş birliği, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma gibi birçok aşamada yol kat edersek, tüm paydaşlarımızın güç birliği ile, daha katma değerli ürün ihracatına odaklanır, böylece 2023 hedeflerine ulaşırız.”