Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve TMSF Başkanı Muhiddin Güldal’ın görüşmesinde Basmane Çukuru’nun gündeme geldiğini belirterek Basmane Çukuru’nda özel mülkiyete geçirilen hisselerin hileli olduğu, tamamının belediyeye devredilmesi gerektiğini belirtmişti. Bu açıklama sonrası Güçbirliği Holding; “Şirket hukukuna verilen zararın sorumluları doğru araştırma yapmadan basına beyanda bulunan oda yöneticileridir. Oda yöneticileri bu beyanla ticari itibar zedeleme suçu işlemişlerdir” yönünde açıklama yaptı.
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’den bugün Basmane Çukuru ile ilgili yeni bir açıklama geldi. Açıklamada, “Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, sözünün arkasındadır. ‘Peşkeş çekmek’, TDK tarafından ‘verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla veya yersiz olarak birine vermek’ olarak tanımlanmıştır. Belediye mülkiyetinde bulunan ve bugün ‘Basmane Çukuru’ olarak anılan eski garaj alanının, kamu mülkiyetinden özel mülkiyete geçirilmesi, uygunsuz ve yersizdir. Bu uygunsuzluğun dile getirilmesi, doğal ve meşru bir eleştiri hakkıdır. Bu hakkın kısıtlanmaya çalışılması kabul edilemez” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada ayrıca, “Odamıza yapılan açık tehdit ve hakaretler karşısında, suskun kalacağımızı kimse düşünmemelidir. Hukuki haklarımızı kullanmaktan imtina etmeyeceğimiz bilinmelidir” denildi.
Şehir Plancıları Odasının açıklaması şöyle:
- TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, kamu çıkarlarının savunucusudur ve kamu kaynaklarının nasıl harcandığının takipçisidir. Bu hakkını, Anayasanın 135. Maddesinden almaktadır. TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, bir konuyu gündemine aldığında, sürecin parçası olan aktörlerin kimliğine göre değil, gerçekleştirilen eylemlere ve eylemlerin sonuçlarına yönelik bir değerlendirme yapar. Aktörler arasında bir ayrım yapmaz.
- “Basmane Çukuru”na ilişkin olarak 14.07.2020 tarihinde yapmış olduğumuz basın açıklaması, TMSF ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasındaki görüşmeye dairdir. Açıklamamızda şirket isimlerine yer verilmiş olmasının nedeni de, bu şirketleri muhatap görmemiz değil, bu şirketlerin yaşanan sürece az ya da çok dahil olmuş olmalarından kaynaklanmaktadır.
- 07.2020 tarihli açıklamamızda, TMSF tarafından şirket hisselerine değil de, şirketlere el koyduğunu ifade etmemiz ve 1997 yılında gerçekleştirilen ihale için ihale usulüne dair söylenmemiş olsa da, “pazarlık” ifadesini kullanmamız, hatalı olmuştur. Bu hata, konunun ekseninin kaydırılmasına olanak sağlamış, bir kamu mülkiyetinin özel mülkiyete devredilmesinin gayrimeşruluğunun üzerini örtmek için kullanılmaya çalışılmıştır.
- TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, “Basmane Çukuru” süreci hakkında, yasal kılıfa uydurulmuş işlemlerin meşru olmayabileceğini, kamuyu temsil etme iddiasındaki isimlerin yasaların dışına çıkmış olabileceğini iddia etmektedir. Basın açıklamamızda yer alan diğer tüm değerlendirmelerin referansları bulunmakta olup zaten açıklamada da buna yer verilmiştir. Ayrıca konuya ilişkin kimi belgeler basına da yansımıştır. Açıklamamızda dayanak aldığımız belgelerin hepsi, altında imzası bulunan aktörlerin hepsinin elinde bulunduğu dikkate alındığında; her bir iddiaya, laf kalabalıklığı yapmaksızın açık ve net yanıtlar verilmesi ve belgelerin kamuoyu ile paylaşılması onların sorumluluğundadır.
- TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, sözünün arkasındadır. “Peşkeş çekmek”, TDK tarafından “verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla veya yersiz olarak birine vermek” olarak tanımlanmıştır. Belediye mülkiyetinde bulunan ve bugün “Basmane Çukuru” olarak anılan eski garaj alanının, kamu mülkiyetinden özel mülkiyete geçirilmesi, uygunsuz ve yersizdir. Bu uygunsuzluğun dile getirilmesi, doğal ve meşru bir eleştiri hakkıdır. Bu hakkın kısıtlanmaya çalışılması kabul edilemez.
- Son olarak; odamıza yapılan açık tehdit ve hakaretler karşısında, suskun kalacağımızı kimse düşünmemelidir. Hukuki haklarımızı kullanmaktan imtina etmeyeceğimiz bilinmelidir.
Saygılarımızla.