İl Toprak Koruma Kurulu’nun “tarım dışı planlama yapılabilir” görüşü verdiği İnciraltı’ndaki 690 hektar arazi için İzmir 4. İdare Mahkemesi’nin aksi yönde kararı olduğu ortaya çıktı. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Tevfik Türk, söz konusu alanın tarım alanı olarak kalması yönünde 19 Ocak 2012’de 4 . İdare Mahkemesi’nin kararı olduğunu hatırlattı.
Ders gibi bilirkişi raporu
Ziraat Mühendisleri Odası’nın açtığı davaya bilirkişi olarak atanan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kurucu, Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahar Türkyılmaz ve Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Can’ın karara da yansıyan tespitlerinin çok çarpıcı olduğunu hatırlatan Türk şu bilgileri verdi:
“Dava konusu arazi; 5403 Sayılı Yasaya göre mutlak korunması gereken Kuru Mutlak Tarım Arazileri, Sulu Mutlak Tarım Arazileri” ve Dikili Tarım Arazilerinden oluşuyor. Narenciye ve sera çiçekçiliği ekonomik getiri içinde önemli bir yer tutuyor. Bölgenin potansiyel tarım ürünleri yelpazesi çok yüksek.
İklim ve toprak özellikleri açısından bakıldığında da söz konusu arazi ülkemiz koşullarında yüksek bir tarımsal potansiyele sahip. Özellikle sera tarımsal kullanımı uluslar arası rağbet gören iyi tarım uygulamaları ile daha yüksek getiri sağlanmaya uygun. Ayrıca bölge, korunması gereken sulak alan ile sınır ve bu açıdan da bir tampon görevi görüyor. 5403 Sayılı Yasaya göre mutlak korunması gereken birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi olarak halen hizmet veriyor. Bu durum ekonomik ve istihdam açısından olduğu kadar üretim açısından da önemli.”
Alanın durumu korunmalıdır
Söz konusu mahkemenin bilirkişi raporuna dayanan karar metninde bölgenin aktif bir fay hattı üzerinde olduğu ve bu nedenle de yapılaşmaya uygun olmadığının belirtildiğini vurgulayan Türk, “Yıllar içinde yapılaşma baskılarıyla gittikçe yitirilen tarım toprakları ve doğal alanlar artık ender görülen yerlerdir. Bu bölgede turizmin kamu yararı olduğuna yönelik alınan kararın bir dayanağı yoktur.
Güneyde termal turizm zaten mevcuttur. Bu alanın ise tarımsal ve doğal potansiyeli ile hem görsel hem de arazi kullanımı açısından farklı bir boyutu vardır. Bu da turizm açısından bir çeşitlilik oluşturmaktadır. İzmir’in içinde yer almakla birlikte söz konusu konumu nedeniyle özel bir yeri vardır ve bu durumu korunmalıdır. Bu ifadeler hem bilirkişi raporunda hem de mahkeme kararında yer alıyor” dedi.
İl Toprak Koruma Kurulu’nun kararı oy çokluğuyla alındı
İl Toprak Koruma Kurulu’nda İnciraltı’nın tarım dışı kullanıma açılması kararının oy çocukluğu ile alındığını hatırlatan Türk şöyle konuştu: “Biz oda olarak bu karara olumsuz oy vererek şerh düştük. Bizim şerh gerekçelerimiz mahkeme kararındaki gerekçelerdir. Burası birinci sınıf tarım arazidir. Şu anda da aktif olarak seracılık ve narenciye başta olmak üzere tarım yapılıyor. Jeotermal atıkları bu bölgeye verilmezse sularda tuzluluk da olmaz. Anyasamızın 45.Maddesi 5403 Toprak Koruma Kanunu Devlete tarım arazilerini koruma iyileştirme görevini emrediyor. 2012 yılından bu yana bu arazide bir kötüleşme söz konusuysa devletin tüm kamu kuruşlarının ilgili il müdürlükleri bu konuyla ilgili görevlerini yapmamışlar demektir. Bu bölgenin tarım dışına çıkarılması bir suçtur.