İzmirli 77 yaşındaki Salih Ören, tam 62 senedir doğup büyüdüğü ilçe Buca’da kunduracılık yapıyor. Yaşına rağmen hünerli ellerini konuşturup deriye hayat veren Ören, kunduracılık mesleğinde son temsilcilerden biri olduğunu söylüyor.
İzmir’in Buca ilçesinin tarihi Dumlupınar Mahallesinde yaşayan 77 yaşındaki Salih Ören, 62 yıldır kunduracılık yapıyor. Tamamen el işi ve sipariş üzerine üretilen kunduralar, Türkiye’nin dört bir yanından alıcı buluyor. Ören’in eşinin yeğeni 58 yaşındaki Erol Yenipala da, 7 yaşından bu yana Salih Ören’in yanında çalışıyor. Hünerli elleri ile deriye hayat veren Ören ve Yenipala, kunduracılık mesleğinde çırak yetişmediğini, kendilerinin son temsilciler olduğunu belirtiyor.
“İyi ki bu mesleği seçmişim”
Kunduracılığa ilkokula giderken çırak olarak başladığını ifade eden Ören, “İlkokula giderken, benden daha büyük arkadaşlarım kunduracıda çalışıyordu. Benden de çıraklık yapmamı istediler. Anneme sorup okuldan önce kunduracıda çıraklık yapmaya başladım. İlkokulu bitirdikten sonra da mesleğe devam ettim. 10 yıllık çıraklık ve kalfalık yaptım, 1959 yılında da ilk dükkanımı açtım. Hayatımda ilk kez borç para alarak dükkanımı açtım, bir daha da işim nedeniyle kimseden borç para almadım. Mesleğimden çok memnumum. İyi ki bu mesleği seçmişim. Bu meslek sayesinde 10 nüfus baktım” dedi.
Mahkumlara kundura, jokeylere çizme
Dükkanda sadece sipariş üzerine çalıştıklarını söyleyen Ören, “Müşteri gelip ayak yapısından, ayaklarındaki sorunlardan bahsediyor. Biz o kişiyi tedavi edecek değiliz ama ölçüsünü alıyoruz, ne istediğini öğreniyoruz ve ayakkabısını yapıyoruz. Müşteri ayakkabıdan memnun olmazsa bir daha yapıyoruz. Bizde hazır ayakkabı yok. Hepsi elişi ve deri. Bütün ayakkabılarımız sahipli. Ayak altında çiğnenen mesleğin garantisi olmaz ama bizim ayakkabılarımız yine de uzun süre kullanılıyor. Ben yıllarca eski külhan beylere ayakkabı yaptım. Şu anda jokeylerin çizmelerini, cezaevindeki mahkumların ayakkabılarını yapıyoruz. Allah’a şükür Türkiye’nin her yerinden müşterimiz var” diye konuştu.
“Çırak yetişmiyor”
Kunduracılık mesleğinde artık çırak yetişmediğini kaydeden Ören, şöyle konuştu: “Eskiden babalar çocuklarını getirir, ‘eti senin kemiği benim’ derdi. Çocuğu yetiştirmemizi isterlerdi. Bazı babalar el altından 25 kuruş fazladan verip ‘çocuğun haftalığına bu parayı ekle ki mesleğe sarılsın’ derdi. Benim babam da bunu yapmış. Ustam bana haftada 25 kuruş verirdi, 25 kuruşu da babam verirmiş. O şekilde çalıştım ve yetiştim. Şu anda yetişen çırak yok. Biz bence son temsilcileriz. Eşimin yeğeni ile 50 yıldır çalışıyoruz. Biz kenara çekilince bu meslek bu şekilde devam etmez.”
“Baba-oğul bizim gibi geçinemez”
Erol Yenipala ise, 7 yaşında Ören’in yanında çıraklığa başladığını ve halen Ören ile birlikte çalıştıklarını belirterek, “Baba-oğul bizim gibi geçinemez ama biz geçiniyoruz. 7 yaşından beri burada çalışıyorum. Mesleği sevdim ve devam ettim” sözlerine yer verdi.