İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, İzmir’in yapı stoğunun beklenen büyük depreme hazır olmadığını kaydederek ‘’En büyük endişemiz bizim depreme hazır olmadığımızı bilmemizdir. Bizim bu deprem korkusunu artık hissetmeden yaşamamız gerekiyor’’ dedi.
İzmir- Buca ve Düzce- Gölyaka depremlerinin ardından beklenen depreme kentlerin ne kadar hazır olduğu sorusu akıllara geldi.
Deprem uzmanları izmir’de bulunan Tuzla Fayı hattında 7,1 büyüklüğünde bir deprem olabileceğini açıklarken İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, kentin depreme ne kadar hazırlıklı olup olmadığına dair değerlendirmelerde bulundu.
DEPREM KONUSUN SÜREKLİ GÜNDEMİMİZDE TUTMAMIZ GEREKİYOR
Ayatar, yaptığı değerlendirmede ‘’İzmir’in deprem hazır olmadığını söylemek gerekir. Deprem konusun sürekli gündemde tutmamız gerekiyor. Ülkemiz oldukça büyük 6 büyüklükte depremi atlattı. Birçok ilde de hissedilen bir deprem oldu bu. İstanbul’u ve çevresini etkileyecek bir deprem beklerken aynı durumun İzmir için de geçerli olduğunu çok net olarak biz de biliyoruz. En büyük endişemiz bizim depreme hazır olmadığımızı bilmemizdir. Bizim bu deprem korkusunu artık hissetmeden yaşamamız gerekiyor. İnşaat Mühendisleri Odası olarak alınması gerekn önlemler noktasına baktığımızda güvenli yapı üretimi ile ilgili birçok uyarımız oldu.
Yenilenen yapı noktasında, şantiye şefliğini projelendirilmesinde, uygulanmasının denetlenmesinde görev alan mühendislerin bu işin öznesi olması gerektiği uyarıda bulunduk. İmar affını gündemimizden çıkarmamız gerekiyor. Bir yandan mevut yapı stoğunun gözden geçirilip üzerinde değerlendirme yapılması ve yapı güvenliği açısından kentsel dönüşüm süreçlerinin başlatılması gerekiyor. Aynı zamanda yeniden üretilecek yapılarda da ve yeniden dönüp yapı stoğumuza biz ne durundayız noktasında bakmamız da gerekiyor’’ dedi.
ASIL OLAN YAPININ NASIL ÜRETİLDİĞİ
Sadece belli bir bölgenin riskli olduğunu göstermenin doğru olmadığını kaydeden Ayatar, ‘’Kentte tüm yapı stokunu elden geçirmek gerekiyor ama zemine baktığınızda kıyı şeridinde özen gösterilmesi gereken yapılaşmadır. Kıyı bölgelerinin daha özen gösterilmesi gereken zemin olduğunu söylemek lazım. Dolayısıyla zemin önemli elbette ama oradaki yapının nasıl üretildiği konusu öneli. Mevcut deprem yönetmeliğine uygun projelendirildi mi? Uygulandı mı ve denetlendi mi? Asolan yani ikisinin uyumu ikisinin birlikte çalışması durumu. Dolayısıyla hani bunların berabere değerlendirilmesi gereken parametreler bunlar diye düşünüyorum. Bir bölgeyi işaret etmek çok doğru olmaz’’ dedi.
(Diren Çelik/ Egedesonsöz)