İzmir’de dün yaşanan sel felaketi iki vatandaşın hayatını kaybetmesine ve kentte hayatın felç olmasına neden oldu. İzmir Yaşam Alanları Platformu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Kentin her bölgesini yapılaşmaya açan, nehirlerin, derelerin yataklarını değiştiren, kenti asfalta boğan, suların akacağı yerlerin önündeki engeller, yıllar içinde yaratılan beton yığınağı; su ile toprağın buluşamadığı, suyun denize erişemediği bir kent haline getirilmiş olması karşılaştığımız felaketlerin nedeni” ifadeleri dikkat çekti.
İzmir Yaşam Alanları Platformu’nun açıklaması şöyle:
İzmir’de metrekareye 123.9 kilogram yağış düştü, düşüyor. “Evlerden çıkmayın” deniyor. Kapanan yollar açılmaya çalışılıyor, toplu taşımalar çalışamıyor. Seçilmiş ve atanmış yöneticiler “Kentin şansızlığı. Çalışıyoruz, vatandaşımızın yanındayız. Ve en kısa zamanda yaraları saracağız” diyorlar.
“Bu yağışı hiçbir alt yapı kaldırmaz” deniyor haklılar. Ama kente bu kadar ihaneti de doğa kaldıramıyor. Hepimize geçmiş olsun.
Kentin her bölgesini yapılaşmaya açan, nehirlerin, derelerin yataklarını değiştiren, kenti asfalta boğan, suların akacağı yerlerin önündeki engeller, yıllar içinde yaratılan beton yığınağı; su ile toprağın buluşamadığı, suyun denize erişemediği bir kent haline getirilmiş olması karşılaştığımız felaketlerin nedeni.
Bu kenti topraksız bırakmaya devam ettikçe, kent merkezini Kültürpark’ından, İnciraltı’na binalarla boğmanın planları yapıldıkça, bu yaşananlar kaçınılmaz olacak. Acısı hala sıcak depremin, Bornova ve Bayraklı’daki tarım alanlarının, doğal dokunun yok edilerek yapılaşmasından, bu kadar canımızı yitirmedik mi? Ama hala “alüvyon ovalarına” konut yapıp depremden korunun deniyor, İnciraltı’nda yeri olanların da inşaat hakkı var deniyor.
Söylüyoruz, sesimizi duymazdan geliyorlar. Bizim yerimize Doğa haykırıyor.
İzmir içinde Kültürpark gibi bir vaha var burayı halkın nefes alacağı bir park olarak koruyalım diyoruz duymuyorlar. “Hayır, oraya bina yapacağız” diyorlar.
Çeşme yarımadası “Doğal dengeyi alt üst edecek, sakın yapmayın, bu yeni afetler doğurur” diyoruz. Hayır, hem turizm tesisleri, golf sahaları yapacağız, denizin dengesini de değiştireceğiz” diyorlar. Burada su yok” diyoruz, “önemli değil suya ihtiyacı, denizden sağlarız” diyorlar.
İzmir’in son tarım arazisi olarak kalmış olan “İnciraltı ovasına bina isteriz, gökdelen isteriz, rant isteriz, para isteriz diyenlerin karşısında bilim insanları burası verimli bir tarım arazisidir burasını yerleşime açılmamalıdır. Burası tüm bölgenin yaşam dengesini sağlayacak, afetlerin önüne geçecek, bölgeye nefes aldıracak” diyor. Ama “yerleşime açılması için birilerini küstürmemek mantığı” ile yola devam ediliyor.
İzmir Yaşam Alanları kent Yöneticilerini doğanın sesine kulak vermeye çağırıyor. Dünkü depremin boyutunu da, bugünkü selin boyutunu da afete çevirenler sizlersiniz, sizlerin yanlış karar ve uygulamalarınız.
Yeni yeni felaketler neden olacak İnciraltı’nda, Yarımada ve Kültürpark’ta yapılaşmayı onayladığınız sürece bu afetler artarak sürecek. Doğa yolunu bulmaya devam edecek.
Bu felaketleri hak etmeyen kentimize, kentlilerimize geçmiş olsun.