İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) ile Ege Barış ve İletişim Derneği iş birliğiyle düzenlenen Atatürk’ün İzinden Büyük Akdeniz Barışı Sempozyumu, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinlikte Türkiye ve Yunanistan’dan belediye başkanları ile bürokratlar, akademisyenler ve STK temsilcileri yer aldı.
‘ÖZLEYEN HALKLARIZ’
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanı Bülent Tanık, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün barış ilkesinin önemini vurgulayarak, “Bugünkü etkinliklerimizin fikir babası Atatürk… Atatürk’le birlikte Venizelos’tan da etkilenerek bu toplantıyı düzenlemeye karar verdik. 1922’de yaşanan büyük bir savaşı ve iki toplumun acılarının ardından Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ü ve onun ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ ilkesini bu toplantıların aydınlatıcı güneşi olduğunu düşünüyorum. Atatürk’ün barış ilkesinin çok köklü bir anlamı var, çok kapsayıcı boyutu ve önemli bir tarihçesi var. Atatürk ve Venizelos’un, savaşın ardından başlattıkları Türk-Yunan yakınlaşmasının, 1950’lerin ortalarında kadar devam eden dostluk ve dayanışma ilişkilerinin hatırlanması gerektiğini düşündük. Son dönemde iki tarafın yöneticilerinin gerginlikleri, bu bölgeyi gerginliğe itiyor. Bunun aşılabilir bir tehdit olduğunu söyleyebiliriz. Barışa inanıyorum, inanıyoruz, inandırmak da bizim sorumluluğumuz… Biz, emperyalist güçlerin ayrı düşürdüğü ama birbirimizi özleyen halklarız. Yaşasın barış!” diye konuştu.
‘KORUYACAĞIZ’
Egede Birlikte Var Olma ve İletişim Derneği Başkanı Villy Tendoma Zervou Syniparksi de şunları söyledi: “Barış insanlık ve dayanışma adına bugün burada olmaktan dolayı çok mutluyuz. Bugün konuşmalar iyi anılar üzerine dayanmakta… Ve barışın değerleri olan; iyi komşuluk, karşılıklı sevgi ve dayanışma üzerine dayanıyor. Mutluyuz, bugünkü konuşmalar, olumlu tarihli olaylara gönderme yapmaktadır. Maalesef çok gergin seneler yaşandı. Karşılıklı tedirginlik ve nefret söylemi barışı kötü etkiledi. Politika diliyle konuşmuyoruz, bizim işimiz ülkelerimizin halklarının barış içinde bir arada olmasıdır. O kadar hoş bir şeydir ki, Midilli’de yürürken Türkçe, Ayvalık’ta yürürken Yunanca konuşulduğunu duymak. Bu güzelliği elimizden geldiğinde korumaya devam edeceğiz. İki ülke halklarının da birbirini kucaklamaya ihtiyacı var. Diliyoruz bu çabalarımız toplumlarımız arasında bir köprü oluştursun. Midilli ve Selanik feribot seferleri için de Başkan Soyer’e çok teşekkür ediyorum. Atatürk’ün ‘Yurtta barış dünyada barış’ sözüyle hepinizi selamlıyorum.”
‘BARIŞIN KAHRAMANI’
İzmir’in bir barış şehri olduğuna dikkat çeken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Dün, Ata’mızın vefatının 84’üncü yıldönümüydü. O, savaşın hemen ardından ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünü yeni Cumhuriyet’in temel politika haline getirdi. Zaferler, barışa inanan halklara karşı değil, savaştan beslenen emperyalist devletlere karşı kazanılmıştı. Bu nedenle iradesini daima, dünya halkları arasındaki barışı büyütmekten yana kullandı. Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca savaşanların değil barışların da kahramanıdır. Venizelos’un kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermiş olması, bunun en açık kanıtıdır. İzmir, 8 bin 500 yıldır; rengi, dili, kimliği inancı ne olursa olsun farklı kültürlerin birbirine saygı gösterdiği, uyum içinde yaşadığı bir barış şehri olmuştur. Şehrimiz tarih boyunca, Avrupa ve Asya arasında adeta bir kalp işlevi görmüştür. Akdeniz’e yaşam veren bu kalp, bugün de aynı coşku ve aşkla atmaya devam ediyor. Bu sayede İzmir’in köylerinde, caddelerinde, dağlarında, kırlarında müthiş bir uyum kültürü yaşıyor ve yeşeriyor. Bu kültür, bu özel şehrin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen; çokluk içinde birlik ve birlik içinde çokluğun tarihidir. Bu kültür, Akdeniz’in ortak ruhu olan uyumun tarihidir. Biz, bu kültüre döngüsel kültür diyoruz. İzmir’deki tüm çalışmalarımızı; birbirimizle, doğamızla, geçmişimizle uyumu esas alarak hayata geçiriyoruz” açıklamalarında bulundu.
‘ÖLÜMSÜZ OLACAK’
“Savaşı reddeden ve ‘Barış hemen şimdi’ diyen bizlere düşen 3 temel görev olduğuna inanıyorum” sözleriyle konuşmasını sürdüren Başkan Soyer, “Birincisi, bizlere bırakılan barış dünyasını sahiplenmek ve vicdan terazimizi daima barıştan yana tutmak… İkincisi, elimizdekiyle yetinmeyi bilmek… Çünkü savaşlar, gözü dönmüş bir hırsla daima fazlasını istemekten doğuyor. Üçüncüsü ise birbirimize güvenmek… Ayrıştıran, kutuplaştıran ve bizi birbirimize düşman etmeye çalışan sığ siyasete karşı sarsılmaz bir güven unsurunu tahkim etmek mecburiyetindeyiz. Bizler önümüzdeki tüm zorluklara rağmen Büyük Akdeniz Barışı’nı ilelebet koruyacağız. Ve bu barış, coğrafyamızın sembolü olan zeytin ağacı gibi ölümsüz olacak” ifadelerini kullandı.
‘HAYKIRMAK KIYMETLİ’
Barışı haykırmaya devam edeceklerini belirten Başkan Soyer, “Seferihisar Belediye Başkanı iken Samos-Seferihisar arasında feribot seferleri koymuştuk, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geldikten sonra İzmir-Midilli arasında seferler başlattık. Bunlara ilham olan Dikili Belediye Başkanımıza teşekkür etmek istiyorum, ondan çok şey öğrendik, bu barışçıl köprüleri kurmak gerektiğini, aradaki bağları arttırmak gerektiğini öğrendik. Barışı istemek, haykırmak her zaman çok kıymetli… Ama özellikle ülkeler arasında gerginlik tırmanıyorsa, orada barışı haykırmak biraz daha fazla kıymetli… Ben, halklarımızın çok büyük bir bölümünün bu vicdan ve cesarete sahip olduğunu düşünüyorum. Hep beraber barışı haykırmaya devam edeceğiz, kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.
(Gizem TABAN/İZ GAZETE)