Selçuk’ta 12’inci Grup Doğal Sit alanlarının koruma statülerinin değiştirilmesinden Meryemana Tabiat Parkı’nın da etkilendiği ortaya çıkmıştı. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi söz konusu planlara karşı yargı yoluna gideceklerini açıkladı.
Sit statüsü değişikliklerinin; kamu yararına, koruma mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Uygulanması halinde ileride doğada telafisi mümkün olmayan yıkımlara neden olacağını dikkate alınarak, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi olarak söz konusu işlemi yargıya taşıyacağımızı belirtiyor ve başta Selçuk halkı olmak üzere tüm halkımızı ve ilgili kurumları sürece dahil olmaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Konuyla ilgili bir rapor hazırlayan Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, “Bölgede bulunan bir başka koruma statüsüne sahip alan olan “Meryemana Tabiat Parkı”nı kapsayan alanda yapılan değişiklikle bu bölgenin bir bölümünün tamamen doğal sit dışına çıkarıldığı, büyük bölümünde ise daha önce 1.Derece Doğal Sit Alanı statüsünde olan bölgelerin ‘nitelikli doğal koruma alanı’ olarak belirlendiği görülmüştür” tespitlerinde bulundu.
Hukuka aykırı
Korunan alanların tespit-tescil ve yeniden irdelenmesi konusunda hazırlanan mevzuat hükümlerinde, kesin korunacak hassas alanlar için belirlenmiş koruma kriterlerinin bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Büyük bir bölümünü taşıdığı bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş olan doğal habitatı, farklı koruma statüleriyle parçalayarak değerlendiren ve koruma derecesi değiştirilen doğa parçalarının telafisi mümkün olmayacak şekilde tahribata açık ve savunmasız hale gelmesine yol açan bu durum; hukuka, mevzuata, bilime, kamu yararına, koruma esaslarına açık bir şekilde aykırıdır. Koruma statülerini değiştirerek bütüncül koruma yaklaşımını ve geçmişte belirlenmiş süreklilik arz eden koruma statülerini ortadan kaldırmak, yasal boşluklar ve mevzuat eksiklikleri yaratarak karar verici olarak tarif edilen Bakanlık aracılığı ile milyonlarca hektar koruma alanında çeşitli yatırımlar yapılmasının önünü açmak; özellikle dünya genelinde iklim değişikliğinden kaynaklı bir ekolojik hassasiyet süreci yaşanırken, gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tehlikeye atmak olacaktır” tespitleri yapıldı.
Bilimsel gerekçelerle temellendirilmeli
Doğal sit alanlarının yeniden irdelenmesi çalışmalarının; sermayenin talep ve beklentilerine göre değil de, bilimsel gerekçelere temellendirilerek yapıldığı zaman doğru ve kamuoyunun üzerinde uzlaşabileceği sonuçlar yaratabileceğine dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Parsel ölçeğinde ya da bütünlükten uzak bir şekilde yapılan değerlendirmeler, doğal alanların etkili bir biçimde korunması/yönetilmesi bir yana, hızlı bir biçimde yok olmasına neden olmaktadır. Kültür Bakanlığı döneminde tescil edilen ve büyük bir bölümü bütüncül irdelemelere dayanılarak yapılan doğal sit alanı tescillerinin sorunlu yönlerinin olduğu kabul edilmekle birlikte, bu sorunların çözümü için izlenmesi gereken yol ilgili bilimsel uzmanlık alanlarının katılımıyla gerçekleştirilecek olan analiz ve araştırma süreçlerinin izlenmesi olmalıdır. Söz konusu sit alanlarının yeniden değerlendirilmesi sürecinde, bu sorunların bütüncül ve bilimsel yaklaşımla, şeffaf bir yol izlenerek çözülmesi bu alanların korunabilmesi için temel bir zorunluluktur.”
Şehir Plancıları Odasının İzmir Şubesinin raporunda Selçuk’ta Sit dereceleri değişikliklerinin nelere yol açtığı şöyle açıklandı:
Çamlık Köyü’nün güneydoğu kesiminde yerleşim alanının çeperinde yer alan 2.Derece Doğal Sit Alanının, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanına dönüştürülmüş olduğu, yapılan değişiklikle bu bölgenin yapılaşmaya açılma riskinin oluştuğu,
Çamlık Köyü kuzeybatı kesiminde ise 2.Derece Doğal Sit Alanı olan bölgenin sit statüsünün t
amamen kaldırılmış olduğu, yerleşim alanı çevresindeki bu kararın ilgili alanda yapılaşmanın önünü açacak nitelikte, rant odaklı olduğu,
En önemli değişikliklerden birisinin Zeytinköy’ün güneyindeki bölgede yapılmış olduğu, bu bölgenin koruma statüsünün 1.Derece Doğal Sit Alanı ve kısmen 2.Derece Doğal Sit Alanı statüsünden Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı statüsüne geçirilmesiyle; kesin koruma yasağının bulunduğu koruma statüsüden, yapılaşmaya olanak tanıyan bir statüye taşınmış olduğu,
Selçuk – Seferihisar yolu doğu ve batı bölgesinin sit statüsünün de 1. ve 2. Derece Doğal Sit Alanı statüsünden Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı Statüsüne dönüştürüldüğü ve bu bölgede sit dışına çıkarılan alanların yer aldığı,
Sulak Alan Koruma Bölgelerini kapsayan Küçük Menderes Nehri kuzey ve güney kesimini kapsayan Göller Bölgesi’nde 1.Derece Doğal Sit Alanı statüsünde bulunan “Sulak Alan Koruma Bölgeleri”nin yeni irdelemeler sonucunda parçalı bir yaklaşımla değerlendirildiği ve bunun sonucunda alanın bir kısmı kesin korunacak hassas alanında kalırken, bir kısmının ise nitelikli doğal koruma alanı olarak belirlenmiş olduğu,
Sulak Alan Koruma Bölgelerini kapsayan Küçük Menderes Nehri kuzey ve güney kesimini kapsayan Göller Bölgesi’nde 1.Derece Doğal Sit Alanı sınırları kapsamında ayrıca “Ekolojik Etkilenme Bölgeleri”nin de yer aldığı ancak Ekolojik Etkilenme Bölgesi Sınırı incelendiğinde, yapılan değişiklikte bu sınırın içinde kalan alanın küçük bir bölümünün “kesin korunacak hassas alan” olarak belirlendiği, bölgenin büyük kısmının ise 1. Derece Doğal Sit Alanından “nitelikli doğal koruma alanı” statüsüne düşürülmüş olduğu,
Küçük Menderes Deltası Sulak Alanları içinde belirlenen koruma statüsü farklılıklarının nasıl belirlenmiş olduğunun bilimsel gerekçelerle açıklanmamış olduğu, Ekolojik etkileme bölge sınırı içindeki bazı kısımların yapılaşmaya olanak veren “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı”nda kalmasına yol açan kararların bilimsel kriterlerle açıklanmasının zorunlu olduğu, yine bu bölgede Yaban Hayatı Koruma Bölgesini kapsayan sınır içerisinde farklı kategorilerin belirlenmiş olduğu; bu bölgenin bir bölümü kesin korunacak hassas alanında kalırken, önemli bir kısmının ise “nitelikli doğal koruma alanında” kalmasının bütüncül koruma yaklaşımları açısından sorun oluşturacağı,
Bölgede bulunan bir başka koruma statüsüne sahip alan olan “Meryemana Tabiat Parkı”nı kapsayan alanda yapılan değişiklikle bu bölgenin bir bölümünün tamamen doğal sit dışına çıkarıldığı, büyük bölümünde ise daha önce 1.Derece Doğal Sit Alanı statüsünde olan bölgelerin “nitelikli doğal koruma alanı” olarak belirlenmiş olduğu hususları tespit edilmiştir.