Urla’nın Atatürk mahallesi Çayır Mevkii 3. Derece arkolojik sit alanı içerisinde kalan 4860 ada 5 parselde Klazomenai Antik Kentinin Doğu Nekropolü sınırları içerisinde yer alan bölgede yapılan kazı sonucunda tarihi bilgileri etkileyecek buluntulara rastlandı.
Urla’nın Atatürk mahallesi Çayır Mevkii 3. Derece arkolojik sit alanı içerisinde kalan 4860 ada 5 parselde Klazomenai Antik Kentinin Doğu Nekropolü sınırları içerisinde yer alan bölgede yapılan kazı sonucunda tarihi bilgileri etkileyecek buluntulara rastlandı.
EGE’DE ÖRNEĞİ YOK
İzmir Müze Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazılarında 6 plankareye bölünmüş alanda 12 ayrı mezar bölmesi ile 38 adet pişmiş toprak lahit mezar, 16 adet pismis toprak amphora,14 adet pithos mezar 23 adet basit gömü, 1 adet pişmiş toprak urne mezar ile birlikte 14 adet kramasyon alanı bulundu. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu karasında, “Mezarın üzerine alttan büyük iki taş ile desteklenen piramidal formlu büyük bir taş bloğun işaret anlamında konulmuş olması, mezarı anıtsallaştırdığından yalnız Klazomenai özelinde değil tüm Ege havzası içinde ölü gömme pratiği ve geleneğinde hiçbir örneğinin bulunmaması” ifadeleri dikkat çekti.
İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı şu şekilde;
İzmir İli, Urla İlçesi, Atatürk Mahallesi, Çayır Mevkii 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde 4860 ada 5 parsel numarasında özel mülkiyette kayıtlı Klazomenai Antik Kentinin Doğu Nekropolü sınırları içerisinde yer alan taşınmazda 19.07.2022 gün 14322 sayılı kararımız gereği İzmir Müze Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazılarında 6 plankareye bölünmüş alanda 12 ayrı mezar bölmesi ile 38 adet pişmiş toprak lahit mezar 16 adet pismis toprak amphora 14 adet pithos mezar 23 adet basit gömü, 1 adet pişmiş toprak urne mezar ile birlikte 14 adet kramasyon alanının açığa çıkartıldığı lahit tipolojisi değerlendirilerek lahitlerin hemen hemen hepsinin Klazomenai üretimi olduğu amphora tipi mezarların da Klazomenai tipi olmalarından dolayı ve mezar hediyeleri ve seramik buluntuları ile Korinth üretimi ithal seramikleri de değerlendirildiğinde M.Ö 7.-6 yy ortalarına kadar kullanım gören Klazomenai Antik Kenti Doğu Nekropolü’nün bir parçası olduğu, alanın çevresi ve komşu parsellerde yapılan kazılarda da çıkan aynı tür buluntu ve kalıntılarında bu alanın nekropol alanı olduğunu belgeler nitelikte olması, Kazı başkanlığı görüşlerinde de konum açısından batıda kalan Çayır Nekropolisi ile onun doğusundaki DSİ Nekropolisi arasında kalması DSİ Nekropolisi’ne daha yakın bir alanda olması, taşınmazın yakın çevresinde parsellerde farklı yıllarda gerçekleştirilen Müze kazılarında oldukça fazla sayıda mezar ele geçirilmiş olması, XI no.lu Mezar Bölmesi’nin içindeki en erken tarihli M90 numaralı kremasyon mezarın üzerine alttan büyük iki taş ile desteklenen piramidal formlu büyük bir taş bloğun işaret anlamında konulmuş olması, mezarı anıtsallaştırdığından yalnız Klazomenai özelinde değil tüm Ege havzası içinde ölü gömme pratiği ve geleneğinde hiçbir örneğinin bulunmaması nedeni ile söz konusu parselin 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak tesciline, parseldeki 3. Derece arkeolojik sit şerhinin 1. Derece arkeolojik sit olarak değiştirilmesine, karar eki tescil fişinin uygun olduğuna, mezarların ve mezar çevirme duvarlarının yerinde korunacak şekilde koruma ve konsrvasyon uygulamalarının yapılarak sondaj açmalarının kapatılmasına, bu kapsamda hazırlanacak koruma amaçlı imar planı değişikliğinin hazırlanarak kurulumuza iletilmesine karar verildi.