İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İZBBŞT) Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Erten sosyal medya hesabından sitem dolu bir paylaşımda bulundu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın kendisine 74 boyunca randevu vermediğini belirten Erten, “Kendisine mektup yazdım. Bürokratı aracılığıyla yola başka bir Genel Sanat Yönetmeni ile devam edeceğini bildirdi” ifadelerini kullandı.
İZMİR ŞEHİR TİYATROLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ DEĞİLDİR
“Haziran sonu itibariyle benim İzmir Şehir Tiyatrosu’ndaki Kurucu Genel Sanat Yönetmeni görevim sona erebilir veya bir üç yıl daha uzayabilir ya; dostlar, sanatçılar, tiyatroseverler merak edip soruyor: Devam ediyor musunuz? Ne olacak?…” diyen Erten şu açıklamayı yaptı:
“Bilirsiniz, siyasetçiler, durumları gereği her konuda konuşurlar. Tabii sanat hakkında da konuşurlar: “Sanat önemlidir. Sanatı-sanatçıyı destekleyeceğiz.” Biz sanatçılar da hoşlanırız bundan. Gelgelelim bu sözleri, siyasetçilerin tutumlarına bakarak değerlendirmek gerekir. Bu kentte 70 yıllık bir sürüncemeden sonra, 3 yıl önce İzmir Şehir Tiyatrosu kurulmuştur. İzmir’in sanat yaşamı açısından, bu kentin yakasına takılmış bir mücevherdir. Belediyenin 174 Şube Müdürlüğünden birisi değildir, çünkü bir sanat kurumudur. Sanatın önemini kavramış bir siyasetçinin, bunun bilincinde olması ve buna göre davranması gerekmez mi? O yakışıklı, hassas sözlerle eylemin birbirini tutması gerekmez mi? Tutmuyor.
RANDEVU ALAMAYINCA MEKTUP
Erten açıklamasında, “Sayın Başkan Cemil Tugay göreve başladığı zaman, İzmir Şehir Tiyatrosu’nun geleceği hakkında deneyimlerimi ve görüşlerimi aktarmak üzere randevu talebim oldu. Randevu talebi Özel Kalem nezdinde 3 kez tekrarlandı. Bir kere de kendisini Nazım Hikmet’in ‘Yolcu’ oyununun prömiyerinde ağırladığımız zaman (İzmir Şehir Tiyatrosu’nun açılışından bu yana geçen üç sezonda ilk kez tiyatromuza geliyordu. Dolayısıyla kendisi ile ilk kez karşılaşıyorduk.) sözlü olarak rica ettim. Çok meşguldür, başı kalabalıktır düşüncesiyle, sabırla bekledim. Ama sayın Tugay, kentin bir sanat kurumunun ‘Kurucu Genel Sanat Yönetmeni’ne, 74 gün boyunca randevu vermedi. Sonunda 12 Haziran akşamı özel kalemine, görüşmemiz için bir arka plan oluşturması dileğiyle bir mektup gönderdim. Ertesi gün, yani göreve başlamasının 74. gününde, İzmir Şehir Tiyatrosu’nun geleceği hakkındaki kararını bir bürokrat aracılığıyla bildirdi. Beni bürokratlarından biri sandı herhalde ki; yüzyüze bir görüşmeye yanaşmadı, haber gönderdi: Yola başka bir Genel Sanat Yönetmeni ile devam edecekmiş. Önce -bu kararın değil ama,- bu davranışın adını koymak gerek: Bu davranış, bir Sanat Kurumunu küçümseyen bir özensizliktir. Çevresinde ciğerci kedisi gibi dolaşan, rapçisinden topçusuna kadar herkesle görüşüp; İzmir Şehir Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni ile görüşmemek; nezâketle de bağdaşmaz, saydamlıkla da. Yöneticilikten çıkar, siyasetçinin sanat kurumları konusundaki bakış ve davranış şablonunun, hazin fotoğrafı olur.
Tanımadan, konuşup görüşmeden, bilgi almadan, bir dayanağı, bir açıklaması olmadan, bu karara varabilme yeteneğinin adını da siz koyun dostlar…” ifadelerini kullandı.