Kariyerinin sonlarında beklenmedik biçimde ‘canlanan’ müzik işçisi Sixto Rodriguez, 81 yaşında aramızdan ayrıldı.
1942’de ABD’nin Detroit şehrinde Meksikalı göçmen ve yoksul bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya gelen Sixto Rodriguez’in hayatının belgesellere konu olması hiç de şaşırtıcı değil.
Liseye gidemeyen, yaşamı çoğunlukla sokaklarda geçen genç Rodriguez, eline gitarı alarak kapısını açan her mekanda şarkı söylüyor, para kazanmanın yollarını arıyordu. Dinleyenler arasındaki iki yapımcı Dennis Coffey ve Mike Theodore’den habersiz sahnede içinden geçenleri gitarına aktarıyordu.
Rodriguez’in sesinden çok etkilenen yapımcıların albüm teklifi sonrasında debut albümü ‘Cold Fact’i 1970’te, ‘Coming To Reality’ albümünü ise 1971’de kaydetti. ‘Sugar Man’, ‘I Wonder’ ve ‘I Think Of You’ gibi şarkıların yer aldığı iki albüm, ülkesi Amerika’da ilgi görmedi, beklediği satış rakamlarına ulaşamadı.
Savrulan bir hayat
Büyük umutlarla girdiği müzik stüdyosundan Amerikan rüyası yıkılmış olarak çıkan Rodriguez, müzik kariyerine ekonomik zorluklar nedeniyle son vererek inşaat işlerinde çalışmaya başladı. Sendikalarda işçi haklarını savunan Rodriguez, 1981’de Detroit belediye başkanlığına aday oldu ancak kazanamadı.
1970’ler boyunca maddi sıkıntılarla boğuşarak yaşam mücadelesi veren Rodriguez’in müziği, denizaşırı ülkelere Avustralya ve Güney Afrika’ya ulaşmıştı. Dünyanın bir diğer ucunda Rodriguez’in haberi yokken albümleri çok satıyor, şarkıları Güney Afrika Cumhuriyeti’nin yerlilerinin dilinde, ırkçı Apartheid karşıtı marşlara dönüşüyordu.
Öldü mü kaldı mı?
Güney Afrika’da bir neslin verdiği mücadelenin sembolü haline gelmişti ancak albüm kapağındaki fotoğraftan başka kimse Rodriguez hakkında bir şey bilmiyordu. Güney Afrika’daki hayranları Rodriguez ile temas kurana kadar ölümüyle ilgili söylentiler çok yaygındı.
Güney Afrika ve Avustralya’da konserler veren müzikal politik Rodriguez ile ilgili 6 Mart 1998’de ‘Dead Men Don’t Tour: Rodriguez, Güney Afrika’da’ adlı ilk belgesel çekildi.
Güney Afrika’da ilk performansı için Bellville Velodrome’da sahneye çıktığında, 25 yıllık bir gizem sona erecek ve yeni bir hikaye başlayacaktı.
Çözülen gizem şuydu: 1971’den beri Güney Afrika’da çok popüler olan kült albüm ‘Cold Fact’i kaydeden sanatçı Rodriguez’e ne olmuştu? Bunca yıl çok fazla söylenti ve şehir efsanesi çıkmıştı. Öldüğüne, kör olduğuna ve hapsedildiğine dair hikayeler yayılmıştı.
Ama Rodriguez’in adının ve müziğinin geniş kitlelerce esas duyulmasını sağlayan ve onu ölümsüzleştirip efsaneleştiren belgesel 2012’de çekilen Malik Bendjelloul imzalı ‘Searching For Sugar Man’di(Bir Şarkının Peşinde).
Rodriguez’in hayat hikayesine ve yaşamına gizemli bir Hollywoodvari yaklaşımla odaklanan yapım, 2012’de Sundance Film Festivali’nde ‘En İyi Uluslararası Belgesel’ kategorisinde jüri özel ödülü aldı. 2013’te en iyi belgesel dalında BAFTA ve Oscar ödülünü kazandı.
2012’de çok popüler olan ve art arda ödülleri toplayan belgesel, Rodriguez’i şüphesiz dünyaya tanıtıyordu ancak sormamız gereken belki de şu soruydu: Rodriguez, dünyada tanınmayı istiyor muydu?
Belgeselden sonra yapılan söyleşilerde, müzikten uzak geçen bunca yılda hayıflanıp hayıflanmadığı sorulduğunda Rodriguez, “Ben kaybolmadım ki… Nerede olduğumu, ne yaptığımı çok iyi biliyordum. Gitar çalıp, şarkı söylemeye devam ediyordum” diyecekti.
Hayata karşı takındığı bilge tutum, ehlileştirilemeyen karakteriyle Sixto Rodriguez, bir şarkının peşinden gitti.