CHP’li Polat, İmamoğlu için çıkarılan hapis kararından Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımına, 6’lı Masa’ya kadar birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu üyesi Mahir Polat, TELE1’e konuk olarak önemli açıklamalarda bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu için çıkarılan hapis kararının hukuksuzluk örneği olduğunu söyleyen Mahir Polat, “Hepimiz biliyoruz ki bu İmamoğlu’na yapılan ilk adaletsizlik değil. Yeniden seçime gidilmesi bunun bariz bir örneğiydi. İmamoğlu’na CHP sahip çıkıyor. Cumhuriyet Halk Partisi bu vatanı kuran partidir. Vatanı kurarken nasıl düşmanların elinden aldıysak, bugün de mücadelemizle aldığımız makamları kimsenin bizim elimizden almasına izin vermeyiz” dedi.
‘YANLIŞ ALGI YARATILIYOR’
Karar günü Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da oluşu ve Meral Akşener ve İmamoğlu’nun sarılma fotoğrafı gündem olmuş, Akşener’in sevincine dair çarpıtılmış haberler ile durum farklı lanse edilmeye çalışılmıştı. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada Akşener ve İmamoğlu’nun eski bir dostluğu olduğunu ve bu durumda yanlış bir algıya mahal verilmeyeceğini ifade etmişti. Konuyla ilgili Mahir Polat “Genel başkanın Ekrem Bey üzerindeki etkisini CHP’de bilmeyen yoktur. İmamoğlu’nun seçilecek bir aday olduğuna inanan, tüm süreçte onu destekleyen Kılıçdaroğlu’dur. Muhalifler bizim bir iç karışıklığımız çıksın diye an kolluyorlar. Yanlış algılar oluşmasının sebebi budur” şeklinde konuştu.
“6’lı masa Türkiye’de yaşanan tüm haksızlık, hukuksuzluk, yoksulluktan mustarip insanların umudu haline geldi. Bundan sonraki cumhurbaşkanı o masadan çıkacak kişidir” diyerek sözlerine devam eden Polat, İmamoğlu’nun başkan olma ihtimaliyle ilgili yaptığı konuşmada, “Bu konu gündemi çokça meşgul ediyor. Belediye başkanları cumhurbaşkanı adayı olmayacaklarına dair bir açıklama bekleniyor. Dolayısıyla bazı konular netliğe ulaşmakta zorlanıyor. Gereği ve yeri geldiğinde her başkan bu konuyla ilgili yeterli açıklamayı yapacaktır. 6’lı masanın kararlarına en çok CHP’liler sahip çıkacaktır” dedi.
‘DİPLOMA TARTIŞIYORUZ’
Türkiye’nin hukuksuz ve adaletsiz bir yapıda yönetildiğini ve ülkeyi bunlardan kurtaracak bir iktidar inşasının gerektiğini söyleyen Polat, “Millet İttifakı’nın gözü kara. Hakkında bir soruşturma dahi olmadan bir milletvekilimizin adını terör örgütüyle yan yana alana bir İçişleri Bakanımız var. Tüm hukuksuzlukların kaynağı olan bir İçişleri Bakanıyla seçime gidiyoruz. Şimdiye kadar mühürsüz oyları geçerli sayan, Cumhurbaşkanı’nın diploması tartışılan bir ülke halindeyiz. Gezi’de insanlar ayaklandılar, Adalet Yürüyüşü ile Ankara’dan İstanbul’a yürüdüler. İstanbul’un yeniden seçime gitmesi ise bize demokrasinin ne kadar kıymetli olduğunu öğretti. Bu yüzden sen, ben değil hep birlikte Türkiye’yi önümüzdeki çağa hazırlayacak bir iktidar kurmak zorundayız” dedi.
‘CESARET EDEMEZLER’
İBB Başkanı İmamoğlu’na hapis cezasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüsamettin Cindoruk’a “ahmak” dediği konuşma tekrar gündem olmuştu. Konuyla ilgili fikirlerini belirten Polat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sürtük” söylemini hatırlattı.
Polat, “Cumhurbaşkanı kadınlara sürtük dediğinde sorun olmuyor ama ‘ahmak sensin’ cevabı hapis kararı ile sonuçlanıyor. Süreçte hakim değişikliğine gidiliyor ve tacizden yargılandığı söylenen bir hakim bu davanın başına geçiyor. Bu kararı ancak bir Saray iktidarı verirdi. Bu iktidarda ölçme değerlendirmeyi iyi kullanıyorlar. Şu anki süreçte Ekrem İmamoğlu’na saldırmanın onlar için nasıl bir geri dönüşü olduğunu tespit edip sonraki hamlelerini buna göre planlayacaklardır. Ekrem beye olan yaklaşımın toplumda nasıl yankılar uyandırdığını görecek, sonrasında muhtemelen danışman şirketler yardımıyla daha ılıman bir yaklaşım gösterip mahkeme buna karar verdi ama biz bunu kabul etmiyoruz diyerek geri dönüş hamleleri yapacaklardır. İmamoğlu’na ceza vermeye cesaret edemezler. Bugün 85 milyonluk ülkede bir avuç yandaş dışında bu kararı kabul edecek hiç kimse yok. Biz yine de yorulmuyoruz ve umudumuzu her gün daha da çok yeşertiyoruz. Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu lugatımızda yorulmak olmayacak der.” diye konuştu.
‘GÜVENMEYİN’
Halkın siyasetçiye değil kendi durumunu analiz edip ekonomisine, huzuruna güvenmesi gerektiğini belirten Polat, insanların kendi hakkını savunmaya başladığını dile getirdi. Polat kurum ve kişilerin millet için değil tek kişi için çalıştığını söylediği konuşmasına şöyle başladı:
“Süleyman Soylu’nun yargıtay kararı çıkarsa İmamoğlu’nu görevden alırım sözünü, YSK Başkanı’nın mazbatasını vermeyiz tekrar seçime gider söylemini hatırlatmak isterim.”
Polat sözlerine devam ederken, “Kendi belediyelerinden yolsuzluğa batmış kimse hakkında bir yaptırım yok. Cumhurbaşkanı’nın tekrar aday olup olmayacağı hakkında bir açıklama yok. Bu atanmış kişiler, millet için değil tek kişi için görev yaptıklarını yeniden kanıtladılar. Ben halka her zaman derim ki bir siyasetçi olarak ne bana ne de benden öncekine inanın. Siz kendi alım gücünüze, kendi refahınıza inanmalısınız. Bugün süt fiyatları bile gündem olur oldu. Öncesinde et fiyatlarının ucuzluğu övülüyordu. Köylü iyi biliyor ki süt vermesi gereken inekler mezbahaya gittiği için süt fiyatları fırladı. Milletle aralarındaki inancı kopardılar. Bu noktadan sonra 16 milyon İstanbulluyu kendi seçtikleri belediye başkanından mahrum bırakırlarsa İstanbul başlarına yıkılır. Artık halk kendi haklarını savunuyor. Sosyal medyanın da gücüyle insanlar inisiyatifi eline aldı” dedi.
‘VİCDAN BEKLEMEYİN’
Montrö Sözleşmesi ile ilgili yaptıkları açıklama ve TSK’da tarikat yapılanmalarına izin verilmemesi çağrısı yapmaları nedeniyle “anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmakla” suçlanan 103 emekli amiralin beraatine karar verildi. Bu konu hakkında fikirlerini belirten Mahir Polat, “Camiye, askeriye, kışlaya siyaset sokulmasın dedikçe tarikat yapılanmaları ortaya çıkmaya başladı. Bir amiralin kafasında sarıkla fotoğraf verebilecek kadar cüretinin arttığını gördüğümüz bir noktadayız. AKP iktidarıyla bu durum tüm Türkiye’de hakimiyet sürdü. Türkiye’nin kuruluş bildirgelerinden biri olan Montrö’ya karşı tehditkar bir durum öngörülünce 103 emekli amiral naif bir açıklamayla Montrö’ya sahip çıkılması gerektiğini anlatmıştı. Hala daha içeride olan 12 amiralin tutuklu oluşu kabul edilir bir şey değil. Bu devlet geriye döndüğünde bu insalara ne diyecek. Özür dilese ne ifade eder insanın ömründen çaldıktan sonra. 28 Şubat davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Korgeneral Vural Avar cezaevinde hayatını kaybetti. Bu insanların suçlu suçsuz oluşunu bir kenara koyalım. 85 yaşında bir demas hastasının, nerede olduğunu kavrayamayan bir insanın tutuklanması zulümdür. Bu iktidardan vicdan kırıntısı bile beklenmez. Bir adamın iki dudağının arasına teknolojiyi, ekonomiyi, yatırımı, tarımı koyarsanız kimse size acımaz” dedi.
‘YALANLA SİYASET ÜRETİYOR’
TBMM Çevre Komisyonu üyesi Mahir Polat sözlerini noktalamadan önce asgari ücret beklentisi hakkında şu ifadelere yer verdi:
“DİSK’in açıklamasına göre asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 60’a varan bir noktaya vardı.
Benim için ücretin yüksek artışı bir şey ifade etmiyor. Ekonominin uluslararası gerçeklikten kopmaması gerek. Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Vedat Bilgin’i işini iyi yapan biri olarak görürdüm. Artık kendisi de yalanla siyaset üretmeye başladı. Vedat Bey’de üzüm üzüme baka baka kararır cümlesinin bir örneği artık.”
EZGİ KURNAZ/ İZ GAZETE