Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı 1’nci yılına yaklaşan İzmir depremi ile ilgili İl Binasında basın toplantısı düzenledi.
Son dönemlerde İzmir siyasetini sıkça geren ve tansiyonun yükselmesine neden olan ’emsal artışı’ ve ‘Dünya Bankası kredisi’ hakkında iktidar tarafından yöneltilen eleştirilere ve söylemlere yanıt verildiği toplantıya ev sahibi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel’in yanı sıra CHP İzmir Milletvekilleri Kamil Okyay Sındır ve Ednan Arslan da katıldı.
VERİLEN SÖZLER TUTULMADI!
1’nci yılına yaklaşan İzmir depremi ile ilgili hükümet kanadından gelen ’emsal artışı’ söylemleri hakkında konuşan Yücel, “117 canımız kaybettiğimiz İzmir depreminin üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti. O günden bugüne kadar geldik ve depremzedelerimizin barınma ihtiyaçlarını gidermek için başta büyükşehir olmak üzere birçok kurum önemli çalışmalar yaptı. İzmir depreminde evleri yıkılan binlerce hemşerimiz yeni evlerine kavuşmak için mücadele veriyor. Çünkü iktidar ve bakanlığı tarafından kendilerine verilen “hak kaybına uğranmayacak” sözleri yerine getirilmedi. CHP olarak depremzedelerin sorunlarını çözmek için yapılacak tüm çalışmaları siyaset üstü görüyoruz. Tek derdimiz İzmirli depremzedelerin hak kaybına uğramadan güvenle yaşayacakları evlerine kavuşmaları. Bugün Bayraklı’da devam eden proje maalesef büyük sorunlar ile devam ediyor. Bu sorunları çözmek hem genel hem yerel iktidarın sorumluluğunda. Bu alanda yapılan tüm çalışmalar, tüm yetki genel iktidarda ve bakanlıkta. Bunca zamandır depremzedelere “kimse hak kaybı yaşamayacak” sözü daha projenin başında tutulmamıştır. Yıkılan 7 katlı yapıların yerine 5 kat yapılmakta ve evler küçülmektedir. Proje yapılırken vatandaşlara sorulmamış ve uğradıkları zararların nasıl karşılanacağı yönünde bir açıklama yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.
AK PARTİLİ BELEDİYE ALSAYDI AYNI SONUÇ MU OLACAKTI?
AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında son dönemlerde en sık tartışmaya neden olan ‘Dünya Bankası Kredisi’ ile ilgili de hükümete ‘siyasi olarak görülüyor’ yorumunu yapan Yücel, “Depremzedeleri yakından ilgilendiren bir süreç var. İBB Başkanımız Tunç Soyer’in Dünya Bankası’ndan bulduğu düşük faizli ve 20 yıl vadeli, 340 milyon dolarlık kredi var. Bu konu AKP’li siyasiler konuyu siyaset malzeme haline getirerek konuyu bir çıkmaza düşürdü. Böyle bir imkan varken sırf krediyi İBB buldu diye konun çözümsüz bir noktaya sürüklenmesi depremzedelere yapılmış en büyük kötülüktür. Kredi Cumhurbaşkanlığının önüne gelmemiş, böyle bir kredi yokmuş… Bu kredi İBB Başkanı Tunç Soyer’in özel çabaları ile bulunmuş ve yasal prosedür sağlanması halinde İzmir depremi için kullanılabilmesi için sağlanmış bir imkan. Bu konuda çeşitli kişilerce bir takım açıklamalar yapıldı ve bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Bizi yaratılmak istenen algı ilgilendirmiyor ve somut gerçekler üzerinde konuşuyoruz. Merkezi hükümet bu kredini kullanılabilmesi için atması gereken adımları atmamıştır. İller Bankası’nın hazineye başvurup izin istemesi gerekiyor. Hazinenin bu krediyi programına alması ve garanti vererek Dünya Bankası’na bildirmesi gerekiyor. İller Bankası tarafından bu somut adımlar atılmayıp iş sürüncemede bırakılıyor, bir yandan AKP’li yöneticiler İBB üzerinden olumsuz bir algı yaratmaya çalışıyor. Çünkü krediyi bulan CHP’li bir belediye. Bunu depremzedelere ulaştırmasını İBB adına bir başarı olarak, kendileri adına ise bir başarısızlık olarak görüyorlar. Aynı pandemi döneminden CHP’li belediyelerin bağış toplamasını engellediği gibi, belediyelerimizin vatandaşlara ücretsiz ekmek dağıtmasını engelledikleri gibi. Bu tarz bir kredi AKP’li bir belediye tarafından bulunmuş olsaydı yine bu tarz mı davranırlardı? Bu inadı artık bırakın, acının en büyüğünü yaşamış depremzedelere daha fazla zarar vermeyin” dedi.
1 EKİM’DE TBMM AÇILIYOR, ORADA ÇOĞUNLUKLARI VAR
AK Parti’ye emsal artışı için TBMM’yi de işaret eden Yücel, “Bir süredir AKP’li bir milletvekili belediyelerin emsal artışına karar verebileceği gibi popülist açıklamalar yapmakta. Belediyelerin emsal artışına ilişkin alacağı kararlar yargı yoluna gidilmesi durumunda iptale mahkum… Şehircilik ilkelerine göre yeterli sosyal alan ve yeşil alan oluşturmadan emsal artışı yapıldığı takdirde mahkemeler iptal kararı verecektir. Hem emsal artışından bahsediyorlar. Hem de proje alında 8 katlı binaları 5 kata indiriyorlar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… Eğer depremzedelerin sorunlarının çözülmesi konusunda samimi bir adıma atmak istiyorlarsa 1 Ekim’de meclis açılıyor ve orada çoğunlukları var. İzmir depremi ile ilgili bölgesel emsal artışını getirsinler bizde hem destekleyelim hem alkışlayalım” diye konuştu.
5 KATIN GEREKÇESİ YOK
Proje alanında yaşanan sorunlara dikkat çeken Yücel, “Cumhurbaşkanın kararı ile 7 tane proje alanı belirlendi. Bu proje alanlarında yıkılan 1819 bağımsız bölüm var. Bu alandaki yapılar ile ilgili tüm yekti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda. Bu proje alanlarında depremden önce 7-8 kat olan binalar 5 kata indirildi. Hangi gerekçe ile belli değil. O bölgede gökdelenler yüksek binalar var… Depremden önce 120-130 metrekare olan bağımsız bölümler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kararı ile 5 kat ile sınırlandırıldığı için 70 metrekareye düşürüldü. Gerekli zeminin etüdü yapılarak bu binaların kat yüksekliğin korunamaz mıydı? Aynı bölgede birçok bina varken bu bölgede binaların 5 kat ile sınırlandırılması mağduriyet konusunda çarpan etkisi yaratmıştır. Sen hem yasal düzenleme yapmadan emsal ardından bahsedeceksin, hem de kendi belirlediğin proje alanında hiç sormadan metrekareleri düşüreceksin. Hem de geçmişte o bölgeye 40 katlı gökdelen imarı vereceksin ” ifadelerini kullandı.
AÇIKLAYIN, BİZ DE ÖZÜR DİLEYELİM!
Depremzede konutları için hangi firmaya ne kadardan ihale verildiğinin açıklanması çağrısında bulunan Yücel, “Depremde orta hasarlı ve hafifi hasarlı binalar var. Öncelikle bu ifadelerin bırakılması gerekiyor. O binanın yeniden dönüştürülmesi, o binanın oturulup oturulamaz olması ile ilgili. Bu söylem sürece zarar veriyor. Bu depremzedeler arasında ayrımcılık, bir sınıflandırma yaratıyor. Bu da doğal olarak adaletsiz uygulamaların önünü açılıyor. Kriter oturulabilir ya da oturulamaz olarak belirlenmeli. Sırf proje alanı içinde olduğu için az hasarlı, orta hasarlı ya da hasarsız binaların yıkılması gündeme geliyor ve bakanlık tarafından karar alınarak bu binaların resen yıkılması söz konusu oluyor. Anlamadığımız şu, bu binalar yıkılıyor ancak DASK ödeme yapmıyor. Çünkü binalar deprem nedeniyle yıkılmıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkılıyor. Bu bedeli bundan kaynaklı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karşılaması lazım… Bu alanlarda inşaat yapım işi başladı ve inşaatlar birilerine ihale edildi. Depremzedelere boş sözleşmeler imzalatıldı, metrekaresi küçük olan bağımsız bölümü için kaç para ödeyeceği ise depremin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala belli değil. Buradan depremzedelerin üzerinden birilerine rant sağlanıyor. Müteahhit kar fiyatı belli… Çıkarırsınız sözleşmeleri bu inşaatlar hangi koşullarda kimselere ihale edildi, kaç kişiden teklif alındı, açıklarsınız, biz de o zaman iddiamızı geri alır ve özür dileriz” dedi.
BU ANLAYIŞ İLE DEPREMZEDELERİN SORUNUNA ÇÖZÜM BULMAZLAR
Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendilerinin her zaman taşın altına elini koyma yönünde irade göstereceklerini belirten Yücel, “Biz CHP olarak böyle hassas konularda depremzedelerimizin yanında olduk. Depremzedelerin sorunu için elimizi taşın altına koymaya hazırız.İzmir Büyükşehir Belediye başkanımız Tunç Soyer’in hem depremzede vatandaşlarımızın sorunu çözümü hem de kenti depreme hazırlama konusundaki çalışmaları açıktır. 30 Ekim depreminden etkilenen tüm binaların, hak sahiplerinin binaların aldığı hasara bakılmaksızın afet yasasından ve 2 yıl ödemesiz 18 yıl geri ödemeli kredi imkandan yararlanması çağrımızdır. Bu konuda Milletvekilimiz ve Deprem Komisyonu Üyesi Kamil Okyay Sındır’ın vermiş olduğu bir yasa teklifi var. CHP’li milletvekillerimiz depremzedelerimizin sorunlarına çözüm üretecek somut adımlar TBMM’de. Meclis açıldığında bu önerge komisyondan geldiğinde ben AK Partili milletvekillerine, depremzedelerin menfaatine olan bu yasa teklifine de destek vermeye davet ediyorum. Depremde en çok etkilenen bölge Bayraklı’da depremde hasar gören binaları kapsayacak ve depremzedelerin mağduriyetlerinin önüne geçebilecek şekilde emsal artışının önünü açacak bir kanun düzenlemesi yapılmalıdır. Depremden etkilenen binaların depreme dayanıklı inşa edilmesi yönünde çalışmalar yer almalıdır. Proje alanında yer alan ve ev hak kaybına uğrayan depremzedeler için acil düzenleme yapılmadı.
Önerilerimiz;
-Ortalama yüzde 40 oranında küçülen konutlarda yaşaması mümkün olmayan depremzedelerin rezerv alandan konut hakkı tanınmalıdır.
-Hak sahiplerinin kaybettiği metrekare başına ya ödeme yapılması, ya a bu tutardaki tutar bankadan çekecekleri krediye mahsup edilmelidir.
-Proje alanında yer alan konutlar tamamlama aşamasına gelmiş iken, kimin hangi konutta oturacağının nasıl belirleneceği ve proje alanındaki hak sahillerinin metrekare alanının küçülmüşken, konutların akıbetinin ne olacağının derhal karar verilmelidir. Proje alanlarının bazılarında bağımsız bölüm sayısından daha fazla bağımsız bölüm yapıldığı bize aktarıldı. Bu bağımsız bölümler kime verilecek? Başkaları buradan rant sağlayacak mı?
-Bakanlık tarafından yakılarak proje alanlarını dahil edilen orta hasarlı hasarsız bina sahipleri kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmiş ve bir kez daha mağdur edilmiştir. Hem 7 bölgede oluşan proje alanlarında hem de rezerv alan alanlarında hak sahiplerine çıkarılacak maliyet derhal açıklanmalıdır.
Çağrılarımız hepsi İzmir halkının çağrısı niteliğindedir. Bu mesele sadece depremzedelerin değil tüm İzmirlilerin meselesidir. CHP olarak konuya bu kadar duyarlı ve siyaset üstü bakmamızın sebebi budur. Başta AKP iktidarı olmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ’den acil çözüm bekliyoruz. Devlet zor anında vatandaşının yanında olmak zorunda… Kendi vatandaşına hem de depremzedeye kapalı kapılar ardından karar alan bir siyasi anlayış bu ülkeyi yönetemez ve depremzedelerin sorunlarına çare üretemez” dedi.
SOMUT ADIMLAR ATILMADI
AK Parti ziyareti ile ilgili de konuşan Başkan Yücel, “Bizim o gün bölge toplantımız vardı. Ziyaretin tarihi bizim bilgimiz dışında belirlenmişti. Biz de Sayın Soyer ile AK Parti il başkanını ziyaret ettik. Biz hep çözüm noktasındayız. Gayet verimli ve güzel bir görüşme gerçekleşti ancak bir süre sonra iş çıkmaza girdi. Çünkü bir takım somut adımlarına atılması gerekiyordu. Biz CHP olarak milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız ile sorunların çözülmesi noktasında her türlü sorumluluğu almaya elimizi taşın altına sokmaya hazırız” açıklamasını yaptı