CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, Hatay’da basın toplantısı düzenledi.
CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel Hatay Arsuz Yaşam Merkezinde toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
CHP’li Yücel: “Erdoğan’ın sözünü tutabilmesi için 3 ayda 99 bin konutu bitirmesi gerekiyor”
Depremin üstünden 1 buçuk sene geçtiğinin altını çizen Vekil Yücel “6 Şubat 2023 tarihinde, hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olmayacağı, üzerinden yıllar geçse de ruhumuzun enkaz altından çıkamayacağı bir facia yaşadık. Bu felakette 50 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettik. Facianın üzerinden geçen 20 ayın sonunda, Hatay’da hala enkazlardan geriye kalan yıkık sokaklarda büyük bir yaşam mücadelesi verildiğini, evsiz kalan yüz binlerce vatandaşımızın çadırlarda, konteynırlardayaşadığını üzülerek görüyoruz. Hala barınma, gıda gibi en temel ihtiyaçlar dahi karşılanamıyor.Günler boyunca devam eden elektrik ve su kesintileri olduğunu biliyoruz. Hatay halkı yaşadıkları sorunların ne zaman çözüleceğini, bu belirsizliğin daha ne kadar devam edeceğini, yaralarının ne zaman sarılacağını bilmiyor…Rakamlar da bu gördüklerimizi maalesef destekliyor…İktidar, 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra 680 bin konut ve köy evi yapma sözü vermişti.Depremin 1’inci yıldönümünde, yani bundan 8 ay önce Erdoğan yılsonuna kadar 200 bin konutun teslim edileceğini söyledi.Ancak Eylül ayı itibariyle sadece 101.254 tane evin inşası bitirilebildi.Bu demek oluyor ki yapılacağı söylenen her 100 evden sadece 15’i yapılabildi.Erdoğan’ın ilk 13 ayda, yani Mart 2024’e kadar teslim sözünü verdiği deprem konutu sayısı 319 bindi. Her 100 konutun 47’sini ilk 1 yılda bitiririz diyordu…Peki ne oldu? Bırakın 1 yılı, bir buçuk yılda ancak 76 bin 624 konutu teslim edebildiler.İşin özü;İlk 13 ayda 319 bin konut sözü verenler sadece 76 bin 624 konutu bitirebildiler.20 ayda 680 bin konut sözü verenler ancak 101 bin 254 konutu bitirebildiler.Her seçimde duble yollar yaptık diye bas bas bağıran, betona yatırım yapmakta dünya markası olan, müteahhit dostu AKP, iş depremzedelere gelince 6 ayda sadece 24 bin konut yapmış! Yapılanlar, vaad edilenlerin yanına bile yaklaşamıyor. Böyle büyük bir felaketi siyaset malzemesi yapanların,Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre hizmet gelmez” diye tehditler savuranların bugün Hatay’a yaptıkları ortada” ifadelerini kullandı.
” Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor”
Kadın cinayetlerinin arttığını ifade eden Vekil Yücel “Son 22 yılda kadına karşı şiddet inanılmaz bir seviyeye çıkmış durumda. Bu bir tesadüf değil. Bu; kadını küçümseyen, ikinci sınıf vatandaş olarak gören, kadının giyimine, kahkahasına, yaşam tarzına müdahale eden, her türlü tehdide karşı kadını koruyacak önlemleri almayan iktidarın siyasi tercihlerinin bir sonucu.Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre; Eylül ayında 34 kadın cinayeti yaşandı.Ağustos ayında 33,Temmuz ayında 23,2024 Yılının İlk 6 ayında ise 205 kadın katledilirken 117 kadın, şüpheli şekilde ölü bulundu.Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun 2024 Yılı Kadın Cinayetleri Raporu’na göre ise 1 Ocak – 31 Ağustos tarihleri arasında en az 280 kadın katledildi.Derneklerin isimleri değişse de rakamlar azalmıyor…Sadece rakamlar değil tabii can acıtan.Ardında kalan hikâyeleri, Evladının kesik kafasını gören bir annenin feryadı, Çocuğunun parçalara ayrıldığını duyan babanın hastanelik oluşu, Görevi sırasında şehit edilen nişanlısının gözyaşları, Yıllar önce canice katledilen gencecik kızımızın katilinin mezarının açılması ve şüpheler uyandırması, 9 yaşındaki Narin’in katilinin hala bulunamayışı, bu sefer aileden gelen bir kötülük ve yasını tutan 85 milyon,Unutulur şeyler değil. Unutmayı aklımızdan dahi geçirmedik, unutmayacağız unutturmayacağız da” dedi.
“Türkiye’nin huzuru demiş sayın bakan dalga geçer gibi”
Pandemi affıyla mafyatik suçluları, suikastçıları, uyuşturucu kaçakçılarının sokaklara salındığını söyleyen Vekil Yücel “Çocuk istismarcıları, kadın katilleri, her türlü şiddet failleri, hırsızı-uğursuzu, torbacıyı, uyuşturucu baronlarını, uyuşturucu kaçakçılarını bayram ettirdiler.Kadınların evde, işte, sokakta, yurtta can güvenliğini sağlayamayan, Yaşarken de kadınlara bu ülkeyi zindan edenler, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkmaktan hiç çekinmediler. 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanununu tartışmaya açmaya çalışanlar da yine onlardı!Örtülü aflarıyla, caydırıcılık içermeyen infaz yasalarıyla, kadına değer vermeyen, saygı duymayan zihniyetiyle kadın cinayetlerinin temeli; kin ve nefret dolu, hukuku işletmeyen, adalet duygusundan nasibini almamış AKP iktidarıdır.Çünkü kadınların, çocukların, hayvanların, doğanın katledilmesi onların umurunda değil. Kadın Kolları Genel Başkanımız ve Osmaniye Milletvekilimiz Sayın Asu Kaya, toplumun adeta kanayan yarası haline gelen kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet olaylarına karşı ve İstanbul Sözleşmesine geri dönüş için tüm siyasi partilere ve siyasi partilerin kadın kollarına bir çağrı yaptı.Bu mesele siyasi partilerin bir araya gelerek ortak bir mutabakatla kadına karşı şiddetin, kadın cinayetlerinin çözüm üretebilecekleri bir konu. Ancak ilk imzacısı olmasına rağmen ve İstanbul’da imzalanması hasebiyle İstanbul Sözleşmesi ismini alan sözleşmeden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayıyla yürürlüğe girmiş olan bir sözleşmeden bir gece yarısı kararnamesiyle tek adam zihniyetiyle çıkılması ve İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması işte tam da bu yaşadığımız kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin bir numaralı sorumlusudur. Ayşenur Halil, İkbal Uzuner gencecik 19 yaşında iki yavrumuzun ailesine sabırlar diliyorum.Değerli arkadaşlar seçim sadece ekonomik kriz ve hayat pahalılığı nedeniyle değil, ülkenin bazı kesimlerinin can güvenliğinin kalmadığı için de şarttır.Öfkemiz, kan donduran bu olaya zemin hazırlayan düzenedir. Öfkemiz ruh ve sinir hastalıkları hastanelerinde 5 hastane kaydı olan,Hakkında iki kez kayıp başvurusu yapıldığı şeklinde polis kaydı olan,Ve intihara teşebbüsten de yine kaydı olan bir ruh hastasını sokaklara salan sistemedir. Öfkemiz bu sistemin mimarı AKP iktidarınadır. Öfkemiz AKP iktidarının gidişini, bitişini, çöküşünü görene kadar dinmeyecektir.” diyerek cümlelerini devam ettirdi.
Vekil Yücel Sinan Ateş davası ile ilgili “Tetikçiler yargılandı azmettiriciler ise elini kolunu sallayarak dışarıda kol geziyor”
Ankara’nın göbeğinde silahlı saldırı sonucu vefat eden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in geçtiğimiz hafta duruşmasından çıkan kararları eleştiren Vekil Yücel “Aradan geçen 2 yıla rağmen adalet arayışı ne yazık ki olumlu sonuçlanmadı. 11 sanığa hapis cezası verildi verilmesine ama merhumun ailesinin cinayetin azmettiricisi dediği isimler davaya dahil bile edilmedi. Sinan Ateş’in yaşlı annesinin, gözü yaşlı eşi ve ablasının, her defasında tekrar ettiği o malum 3 ismi, ihbar dahi kabul etmediler. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in ifadesi dava dosyasına dahi girmeden dava sonuçlandı. Peki şimdi bu davadan adaletli bir sonuç çıktı diyebilir miyiz? Adalet yerini buldu diyebilir miyiz?Tabii ki hayır! Tetikçiler yargılandı, azmettiriciler ise elini kolunu sallayarak dışarıda kol geziyor. Üstelik sonuçlanan davada Sinan Ateş’in neden öldürüldüğü bile belli değil. Bizim için ve milletin vicdanında bu dava sonuçlanmış değildir. Acılı aile, oğullarının gerçek katillerinin ceza almadığını bilmeleri yetmezmiş gibi bir de saldırıya maruz kaldılar. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, kararın açıklanması öncesi verilen arada yaşanan gerginlik fiziki müdahaleye kadar vardı. Şüphesiz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eseriyle gurur duyuyordur!Bu fiziki saldırıların yarın silahlı saldırıya dönüşmeyeceğini kim garanti edebilir? Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’e acısını unutturup “Hepimizi öldürün, rahatlayın” diye isyan ettirenlere yazıklar olsun. O kadar utanmaz o kadar pişkinler ki fiziki saldırının üzerine bir de MHP Genel Başkan Yardımcıları İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın, yememiş içmemiş jet hızında Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ve ablası Selma Ateş hakkında suç duyurusunda bulunmuş.Büyük bir pişkinlikle, Sinan Ateş’in ailesine, gazetecilere ve davayı takip eden siyasetçilere tehditler savuran, saldırıda bulunan bu tavrı kınıyoruz.Siyasetin koyu gölgesi, Sinan Ateş’in naaşı üzerine çökmüştür. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu olayın başından bu yana, “adaletin tecelli etmesi” yönündeki net tavrımızdan bir milim bile sapmadık. Tavrımız, mafya düzenine karşı “hukuk devletinden” yanadır. Tavrımız, siyasi hesaplara karşı, Sinan Ateş’in “adalet” arayan eşinden ve çocuklarından yanadır. Tavrımız, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünden yanadır. Fakat bu dava bizim nezdimizde adaletle sonuçlanmamıştır.” diyerek sitem etti.